UNDP 2011 İnsani Gelişme Raporu'nun açıklanması nedeniyle ÇOMÜ Terzioğlu Kampüsü Troia Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, BM Türkiye Mukim Koordinatörü ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Shahid Najam, akademisyen ve öğrenciler katıldı. BM Mukim Koordinatörü Najam, 'Sürdürülebilirlik ve Eşitlik: Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek' başlıklı 2011 İnsani Gelişme Raporu'nu açıkladı.

NAJAM: ENERJİYE ERİŞİM HAKTIR

Dünyada bugün itibariyle 1.5 milyar kişinin elektriğe sahip olmadığını ifade eden Najam, "Eğer bu şekilde devam edersek 2030 yılında bugünden daha fazla kişi elektriğe sahip olamayacak. İşte karşılaştığımız sıkıntının boyutlarından bir tanesi bu. Enerjiye erişim bir haktır. Bir ayrıcalık değildir. Bu haktan yararlanılması için yoksulların haklarını da korumalıyız. Enerjiye erişimde hayırseverlikten bahsetmiyoruz. Bu insanların temel haklarıdır ve bu hakların onlara verilmesinden bahsediyoruz" diye konuştu.

İNSANİ GELİŞMEDE TÜRKİ’YE 92’NCİ

Türkiye ekonomisinin, dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olduğunu, ancak insani gelişme açısından 187 ülke arasında 92'nci sırada bulunduğunu kaydeden Najam, 1980 ile 2011 yılları arasında Türkiye'nin insanı gelişme endekslerinde çok önemli bir artış gerçekleştirdiğini bildirdi. Najam, "2010 yılı rakamlarına göre, Türkiye 92'nci sırada, Yunanistan 29, Romanya 50, Bulgaristan da 55'inci sırada. Çok boyutlu yoksulluk endeksine ve yoksulluğun hane içerisindeki yaygınlığına baktığımızda Türkiye, Sırbistan ve Azerbaycan ile mukayese edilebilir bir durumda, ayrıca çok iyi bir konumda değil" dedi.

2050’DE NÜFUS DÜNYAYA FAZLA GELEBİLİR

Tahminlere göre, 2050 yılında dünyanın nüfusunun 9 milyar olacağını anlatan BM Türkiye Mukim Koordinatörü ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Shahid Najam, "Eğer bugün olduğu gibi Amerika ile İngiltere'nin üretim ve tüketim modellerini takip ettirirsek, dünya en fazla 1.5 milyar insana ev sahipliği yapabilir. Mevcut üretim ve tüketim modelleri eğer Hindistan ve Ruhanda gibi olsaydı 18 milyar kişi dünyada rahatlıkla yaşayabilirdi. Ben buradan Hindistan veya Ruhanda'daki gibi tüketelim ya da yaşayalım demiyorum. Yeni model belirlenmeli, sürdürülebilir üretim ve tüketim modelleri içermeli diyorum. Ülkelere özgü bir yaklaşım sergilemek gerekiyor" ifadelerini kullandı.



BG(İÖ/CK)