Tanrıkulu’nun teklifinde, TBMM bünyesinde bir ‘Toplumsal Mutabakat Komisyonu’ ile sivil alanda TBMM ile bağlantılı ve koordineli şekilde faaliyet gösterecek bir ‘Ortak Akıl Heyeti’ oluşturulması öngörülüyor.

Teklifin genel gerekçesinde, “Anayasa gibi toplumsal mutabakat gerektiren temel bir konuda çalışma başlatarak uzlaşma arayışına giren TBMM’nin Kürt meselesinde benzer bir çalışma içinde olmaması/olamaması, izah ve kabul edilebilir bir durum değildir” denildi.

Toplumsal Mutabakat Komisyonu’nun, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla toplam sekiz üyeden oluşması öngörülüyor.

Tasarıya göre, komisyonun çalışmalarına yardımcı olacak Ortak Akıl Heyeti ise, siyasi partilerin eşit sayıda önerecekleri toplam on iki üyeden oluşuyor.

Gerekçede ayrıca, “Hükümet; terör ve şiddetin sona erdirilmesi ve Kürt meselesinin çözümüne ilişkin düşünce ve önerilerini, bugüne kadar olanların değerlendirmesini de yaparak TBMM Başkanı’nın oluruyla Toplumsal Mutabakat Komisyonu’na iletecek” deniliyor.

CHP’nin kanun teklifi şöyle:

GENEL GEREKÇE

“Türkiye’de Kürt sorunu ve bunun önemli bir boyutu olan silahlı çatışma ve terör yöntemleri binlerce yurttaşımızın ölümüne neden olmuştur. Bu sorun ülkemiz gündeminin üst sıralarını işgal etmeye halen devam etmektedir. Bunun sonucunda ülkemizin beşeri ve ekonomik kaynakları heba olmakta ve iletişimsizlik beraberinde toplumsal gerilim ve kutuplaşmayı getirmektedir.

Cumhuriyet tarihi Kürt/terör sorununu salt güvenlik eksenli politikalarla çözülemeyeceğinin kanıtlarıyla doludur. Genelkurmay Başkanlığı’nın verilerine göre, 1984 ile 2009’un Nisan ayı arasında tam 11 bin 735 güvenlik görevlisi ile 30 bine yakın PKK mensubu ve binlerce sivil yurttaşımız hayatlarını kaybetmişlerdir. Faili meçhul cinayetlere kurban gidenler ile kayıpların sayısı bu rakamlara dâhil değildir.

Sadece güvenlik eksenli politikaların bu sorunları çözemediği acı tecrübelerle aşikâr hale gelmiştir. Başka seçeneklerin hayata geçirilmesi, ertelenemeyecek bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktır. Bu bağlamda, siyasi alanın toplumsal barışı sağlayacak demokratik bir çözüm için yeniden düzenlenmesi ve yeni araçların devreye sokulması gerekmektedir.

Bugüne kadar değişik Hükümetler döneminde yapılan çalışmalar istenilen sonuçları tam olarak vermemiştir. Bu olumsuz durumun esas nedeni, siyasi çözümün sadece Hükümetlerin işi olarak görülmesi ve TBMM’nin yeterli ölçüde sorumluluk üstlenmemiş olmasıdır. Bu, sorunun kapsayıcılığıyla bağdaşmayan bir yaklaşımdır.

Ülkenin önemli ve bütün toplumu ilgilendiren sorunlarının çözümünün asli adresi TBMM’dir. Kürt sorununun çözümü ulusal mutabakat gerektirmektedir. Ulusal irade TBMM’de temsil edildiğine göre, ulusal mutabakatın oluşacağı yer de TBMM’dir.

Toplum, kutuplaşmanın ve gerginliğin sürekli artmasına yol açan çözümsüzlük ortamından kurtulmak ve insanlarımızın artık yaşamlarını yitirmeyeceği, barış, huzur, güven ve güvenliği sağlayacak bir çözümü görmek istemektedir.

Anayasa gibi toplumsal mutabakat gerektiren temel bir konuda çalışma başlatarak uzlaşma arayışına giren TBMM’nin Kürt meselesinde benzer bir çalışma içinde olmaması/olamaması, izah ve kabul edilebilir bir durum değildir.

Bu mülahaza ve nedenlerle Kürt meselesinde, TBMM denetiminde bir süreç ve mekanizma oluşturulması ertelenemez bir aşamaya gelmiştir. Kanun Teklifimizin amacı; siyasi partiler arasında doğrudan ve sürekli bir diyalog imkânı yaratmaya; görüş ve yaklaşım farklılıklarını asgarî düzeye indirmeye ve siyasetin dilini uzlaşma ve demokratik çözüm temeline oturtmaya çalışmaktır. Böylece bu meselenin; siyasi partiler arasında polemik, yıpratma, üstünlük ve yenilgi konusu olmaktan çıkarılacağını umut ediyoruz.

Önerimiz, TBMM bünyesinde bir “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” ile sivil alanda, TBMM ile bağlantılı ve koordineli şekilde faaliyet gösterecek bir ‘Ortak Akıl Heyeti’ oluşturulmasını öngörmektedir.

Toplumsal Mutabakat Komisyonu, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla toplam sekiz üyeden oluşacaktır.

Bu komisyonun çalışmalarına yardımcı olacak Ortak Akıl Heyeti ise, yine siyasi partilerin eşit sayıda önerecekleri toplam on iki üyeden oluşacaktır.

Toplumsal Mutabakat Komisyonu, kendi çalışma kural ve yöntemlerinin yanı sıra Akil İnsanlar Grubu’nun da görev tanımını belirleyecektir.

İŞLEYİŞ

Toplumsal mutabakat arama sürecinin işleyişi ve gelişimi sürecinin konusundaki öngörümüz de aşağıdaki gibidir:

a. Hükümet; terör ve şiddetin sona erdirilmesi ve Kürt meselesinin çözümüne ilişkin düşünce ve önerilerini, bugüne kadar olanların değerlendirmesini de yaparak TBMM Başkanının oluruyla Toplumsal Mutabakat Komisyonu’na iletecektir.

b. Hükümetin yaklaşımı Toplumsal Mutabakat Komisyonu tarafından ele alınacaktır. Her siyasi parti, hükümetin mevcut duruma dair tespitlerine ve geleceğe dönük politikalarına ilişkin eleştiri ve önerilerini bu çalışmalar sırasında gündeme getirme imkânına sahip olacaktır. Ayrıca devletin ilgili kurum ve kuruluşları da görüşlerini Toplumsal Mutabakat Komisyonu’na ileteceklerdir.

c. Ortak Akıl Heyeti, öncelikle TBMM’de temsil edilmeyen siyasi partilerin görüşlerini alacaktır. Bu arada hem kendisi düşünce ve öneri üretecek, hem Toplumsal Mutabakat Komisyonu’nun kendisine vereceği görevleri yerine getirecektir. Sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve meslek odaları ile vatandaşlarımız katkılarını Ortak Akıl Heyeti üzerinden yapacaklardır.

d. Toplumsal Mutabakat Komisyonu çalışmalarını, kurulup göreve başlamasından itibaren 12 ay içinde bitirerek, hazırlayacağı raporu TBMM Genel Kurulu’na sunacaktır.

e. Genel Kurul, rapor üzerindeki görüşmelerini tamamladıktan sonra, üzerinde mutabık kalınan ve ortak aklı yansıtacak önerileri, uygulanma isteği ve amacıyla Hükümete iletecektir.

f. Bu önerilerin hayata geçirilmesi bakımından bütün siyasi partiler mutabakatın unsurları doğrultusunda Hükümete yardımcı olacaklardır.”

(ZETE)