CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır Barosu'nu ziyaret ederek yeni seçilen Başkan Tahir Elçi'ye başarılar diledi. Baro yöneticileri ile görüşen Tanrıkulu, açlık grevlerinin bitmesinde Diyarbakır Barosu'nun görünmeyen bir katkısı olduğunu belirterek, "Diplomasi yoluyla bu sorunun çözümüne, insan hakları ihlallerinin en aza indirilmesine, Kürt meselesinin demokrasi ile özgürlük ve adaletle sonuçlanması noktasında katkıları devam edecek. Çözüm için gayret sarf etmeye devam edeceğiz" dedi.

'PARLAMENTO ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMAMIŞTIR'

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tanrıkulu, açlık grevlerinin ölüm olmadan bitmiş olmasının çok sevindirici olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

"Açlık grevleriyle ortaya çıkan tablo bize göstermiştir ki, Türkiye'de parlamento üzerine düşeni yapmamıştır. Bu taleplerin açlık greviyle gündeme gelmiş olması, Türkiye'de demokrasinin bir eksikliğidir, parlamentonun çalışmamasının göstergesidir. Umuyorum, bir daha açlık grevlerine sahne olabilecek bir siyasi iklim Türkiye'de yaşanmaz. Bu parlamento çözüm aracına dönüşür. Parlamentoda bu mekanizma oluşmadığı sürece Türkiye bu tür krizlere her zaman gebedir. O nedenle siyaset kurumuna düşen görev parlamentoyu zorlamaktır. Toplum barış istiyor. Türkiye'nin her tarafını geziyoruz. Savaş ve çatışma isteyen kimse yok. Ama nedense savaş ve çatışma isteyenlerin sesi daha çok çıkıyor. Bunların sesinin azaldığı bir siyasal iklimi Türkiye'de egemen kılmak lazım. Bunun için herkesin üzerine düşen sorumluluk parlamentoyu çalıştırmaktır, bir çözüm parlamentosuna dönüştürmektir. Umuyorum yarın Türkiye için yeniden bir gerilim günü olmaz. Parlamentoda konuşacak Başbakan ve liderler bir diyalog mesajı verir."

GAZETECİ ÜNAL'IN GETİRİLMESİ

Suriye'de kaçırılan ve daha sonra CHP heyetine teslim edilen gazeteci Cüneyt Ünal ile ilgili soruları da yanıtlayan Tanrıkulu şunları söyledi:

"Biz insani vazifemizi her koşulda yerine getirmeye devam edeceğiz. Yarın önümüze başka bir seçenek çıksa bunu yapmaya devam edeceğiz. Önemli olan bir insanın yaşamının kurtulmasıdır. Bu siyasi polemikler biter ama, o insanın yaşamının kurtulmasını kimse unutmaz. Siyasetçilerin üstüne düşen görev böyle ortamlarda insan yaşamını bir polemik konusu yapmamaktır. Arkadaşlarımız gittiler, aldılar, geldiler. Ben içindeyim, biliyorum. Uzun zamandır büyük eziyet çektiler ve sonuçta bir gazetecinin yaşamının kurtulmasına vesile oldular. AKP'den bazı siyasetçiler insan vicdanının kabul edemeyeceği söylemlerde bulundular. Ben bu tartışmaları vicdansızlık olarak kabul ediyorum. Önemli olan bir insanın yaşamının kurtulmuş olmasıdır."



FB,BB(GG/COŞ)