Böbrek rahatsızlığı bulunan her hastanın haftada 3 kez en az 4'er saat diyalize bağlanmak zorunda olduğunu belirten Acar, diyalize 10 gün girmeyen bir hastanın hayatını kaybedebileceğini anlattı. Diyalize giren bir hastanın devlete yılda 60 bin lira maliyeti olduğunu, 70 bin diyaliz hastasının ise yılık maliyetinin 4 milyar 200 milyon lirayı bulduğunu belirtti. 

'EMEKLİLİK GİDER DİYE, NAKİL OLMAK İSTEMİYORLAR'

Bu hastalığa yakalananların yüzde 90'ına özürlü raporu verilip, emekli edildiğini belirten Acar, yıllarca emekli maaşını alıp her türlü sosyal haklardan istifade eden diyaliz hastasının, yıllar sonra böbrek nakli olduğunda ise emeklilik hakkının elinden alındığını, maaşının kesilerek sağlık karnesinin iptal edildiğini belirtirken, sıkıntılarını şöyle dile getirdi:

"Böbrek nakli olan hastanın bir yıl sonrasında ise devlete maliyeti yılda 10 bin liraya düşüyor. Bu hastalarımızın maaşı da ödense devlete yıllık maliyeti 25 bin lirayı bulmaz. Yaklaşık 6- 7 yıldır uygulanan mevzuat kapsamında bu uygulamadan ne devletin, ne de hastanın bir karı yok. Diyalize bağımlı iken gördüğü tedavi sonrası devlete maliyeti 60 bin lira olan hasta, böbrek nakli sonrası tamamen sağlığına kavuşmaması sonucu tedavi süreci devam etmesine rağmen maliyeti 10 bin liraya düşüyor. Devlet yine kazançlı oluyor. Bazı diyaliz hastaları, emeklilik haklarının elinden alınacağı endişesiyle böbrek nakli olmak istemiyor."

Böbrek hastalarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'ten bu olumsuzluğu çözeceğine olan inançlarını korumak istediğini belirten Vahap Acarn, "Ailesinde böbrek vericileri olduğu halde, bu nedenlerden dolayı nakil olmayan hastalar oldukça fazladır. Diyaliz hastaları 100- 150 bine ulaştığı takdirde, devletin bu bütçeyi karşılamakta zorluk çekeceği unutulmamalıdır" diye konuştu.



AY(AY/COŞ)