ABD’nin Florida Eyaleti'nde 16 yıldır yaşayıp mermer toptancılığı yapan İzmirli 38 yaşındaki Kamil Koç, 7 yıl önce yaşamını 35 yaşındaki Şebnem Koç ile birleştirdi. Birlikte çalışan çift, evlat sahibi olmaya karar verdi. Bebekleri olmayınca tedavi için çeşitli merkezlere başvuran çift sonuç alamadı. Koç çifti, imkanı olanların sırf çocukları 'çifte vatandaş' olsun diye Amerika’ya giderken, tedavi için Türkiye’yi tercih edip İzmir’e geldi.

Mini tüp bebek yönteminin Türkiye’deki ilk uygulamasının gerçekleştirildiği İzmir Kent Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne başvuran Koç çifti, hem tıp literatürlerine geçecek kızları Karya’yı kucakladı, hem de elde edilip dondurulan ilk embiryo ile birkaç yıl sonra ikinci bebek sahibi olma şansını yakaladı.

YUMURTALARIN TELEF OLDUĞU DÖNEMDEN ŞANS YARATILDI

İzmir Kent Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Opr. Dr. İsrael Aruh, yeni uygulamanın önemli olduğunu söyledi. Opr. Dr. Aruh, uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi:

"Normalde yumurtlama olayı adet kanamasının arkasından foliküler faz dediğimiz yumurtaların geliştiği dönemin sonunda gerçekleşir. Bir de yumurtlama döneminin ardından da diğer adet kanamasına kadar geçen bir dönem vardır ki bu luteal faz dediğimiz dönemdir. Bu dönemde yumurtlama sayesinde progesteron hormonu salgılanır ve bu dönem gebeliğe hazırlık dönemidir. Yani embriyonun implante (yuvalanma) olduğu dönemdir, normalde vücutta sürekli bir folikül (yumurta hücresi) gelişimi vardır, ancak bu tüp bebek uygulamasında bu yumurtalar foliküler fazın sonunda toplanır. Luteal fazda gelişen yumurtalar ise telef olur. Karya bebeğin öyküsü şöyle; Anne baba Amerika’da yaşıyor. Orada bir takım merkezlere başvurduktan sonra Türkiye’de tedaviye karar veriyorlar. Buraya geldiklerinde incelemelerimizde annenin yumurtlama kapasitesinin az olduğunu gördük. Normal bir tüp bebek uygulaması yaptığımız takdirde buna vereceği cevabın az olacağını düşündük. Bu durumda kendisine farklı bir tedavi teklif ettik. Bu da mini tüp bebek yöntemiydi."

İKİ AYRI DÖNEMDE İKİ EMBRİYO ELDE EDİLDİ

Opr.Dr. Aruh, mini tüp bebek yönteminin Japonya’da geliştirilen ve amacın yumurta sayısını artırmak olmadığı, çok az ilaç kullanılan bir tüp bebek yöntemi olduğunu vurguladı. Şebnem Koç’a, yüksek dozda ilaç vermeleri halinde de fazla yumurta gelişmeyeceğini bildikleri için bu mini tüp bebek yöntemini denemeye karar verdiklerini kaydeden Opr. Dr. Aruh, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mini tüp bebek yönteminde doğal olarak üretilen yumurta ve yumurtaların elde edilmesi ve bununla tüp bebek yapılması amaçlanır. Nitekim foliküler fazda ilk olarak bir yumurta gelişti, onu topladık. Mikroenjeksiyonla dölleme gerçekleştirildi, embriyo elde ettik ve vitrifikasyon (camlaştırma- ani dondurma) yöntemiyle dondurduk. Fakat şu anda çok yeni olan, mini tüp bebeği geliştiren Japonların ve Amerika’daki bir grubun üzerinde çalıştıkları bir yöntem var. Bu yöntemi denemeye karar verdik, bu da küçük foliküllerin olgunlaşıp toplanması idi. Sonuçta da bu birinci yumurta toplamayı yaptıktan bir hafta sonra ikinci bir yumurta toplaması yaptık. Yani luteal fazda yumurta topladık. İlkinde olduğu gibi aynı yöntemle bundan da embriyo elde ettik. Ve elimizde biri foliküller fazda diğeri luteal fazda elde edilmiş iki embriyo oldu. Bunlar dondurulmuş olarak duruyordu. Daha sonra bunların transferine karar verdik. Fakat luteal fazdaki yumurtadan elde edilen embriyolardan bugüne kadar gebelik sağlanmamıştı, bunu da çok merak ediyordum. Koç çiftine luteal fazda elde edilen yumurtadan gelişen embriyonun tek olarak transfer edilmesini önerdim, kabul ettiler. İkisini birden transfer etsek hangisinin gebeliği oluşturduğunu bilemeyecektik. Luteal fazda elde edilen yumurtadan Karya bebek dünyaya geldi."

İLK OLACAK KARDEŞTEN ÖNCE DÜNYAYA GELDİ

"Bilimsel bebek" Karya’nın, ikinci elde edilen embriyodan dünyaya geldiğini, ilk elde edilen embriyonun dondurularak saklandığını ifade eden Aruh, şöyle konuştu:

"Yani Karya bebek kardeşinden önce doğmuş oldu. Çift karar verdiğinde Karya’nın büyüğü, birkaç yıl sonra dünyaya gelecek” dedi. Luteal fazda yumurta elde edilmesine yönelik çalışmaların birkaç yıldan beri özellikle kanser hastaları açısından sürdürüldüğünü kaydeden Dr. Aruh, “Özellikle kanser hastalarında zaman kaybı olmasını engellemek açısından kemoterapi ya da radyoterapiye başlamadan önce siklusun neresinde olursanız olun ister foliküler fazda, ister luteal fazda yumurtalığın uyarılıp yumurta elde edilmesine gidiliyor. Fakat bu yumurtaların çoğu olgun çıkmıyor ve laboratuvarda olgunlaştırma yöntemine gidilip dondurulup saklanıyor. Bunun bir önemi böyle bir luteal fazda elde edilen olgun bir yumurtanın döllenerek embriyo elde edilmesi ve bununla gebelik elde edilmesi. Bununla ilgili pek gebelik elde edildiğine dair literatürde bilgi görmüyoruz. Karya’nın ilklerden bir tanesi olduğunu var sayıyoruz. Amerika’da buna başlayan meslektaşlarımız var. Onlarla irtibat halindeyiz. Dünyada birkaç gebeliği var, henüz yayın yok. Karya da, tıp literatürüne geçebilecek bir bebek."

"ANNELİK ANLATILMAZ, YAŞANIR"

Öte yandan İzmir Kent Hastanesi tüp Bebek Merkezi’nde luteal fazda elde edilen yumurtayla annelik yolu açılan ve 7 Ağustos Salı günü 2 kilo 970 gram ağırlığında, 48 santimetre boyunda minik kızı Karya’yı dünyaya getiren Şebnem Koç, çifte bayram yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:

"7 yıldır evliğiz. Son 2-3yıldır bebek istedik, olmayınca yaşlarımız ilerlediği için ertelememeye karar verdik Amerika’da birçok tetkikimi yaptırdım, orada yaşadığım için orada tedavi olup doğurmak istedim. Ama orada mutlu olmadım, herkese aynı tedavi veriliyordu. Türkiye'ye geldim ve Dr. Aruh’a başvurdum. Anne olma serüvenim böyle başladı. Annelik çok başka bir şey. 9 ay içimde taşımak ayrı bir duygu. Bir hafta arayla iki kez yumurta toplandı. Karya ikinci toplanan yumurtadan. O önce dünyaya geldi, dolayısıyla birkaç yıl sonra Karya abla olacak."

Baba Kamil Koç ise duygularını, uzun ancak sonu çok güzel bir süreçten geçtiklerini belirterek, "Belki de tesadüf. Ben 16 yıldır yurtdışında yaşıyorum. Hiç aklıma gelmezdi çocuğumuzun bu kadar uzun zamanın sonrasında Amerika’nın dışında doğacağı. Ama memleketimizde doğması çok sevindirici kısmetmiş kaderimizde bu varmış, çok çok mutluyuz. Burada yaşadığımız deneyim de harika oldu" dedi.



DHA(AÖ/İD)