Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği’nin faaliyetlerine devam etmek isteyen üyeleri polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı.

Dernek üyelerine destek vermek için gelen vatandaşlar sokak üzerinde uzun süre slogan attı. Polis ekipleri gruba biber gazıyla müdahalede bulundu.
Dernek üyeleri ile yapılan görüşmelerin ardından anlaşma sağlanamaması üzerine Çevik Kuvvet ekipleri ve Özel Harekat Şubesi polisleri avukatlı bürosuna baskın düzenledi.

Bölgeye çok sayıda polis zırhlı aracı, itfaiye ve sağlık ekibi geldi. Yanlarında getirdikleri koçbaşı ve zincir kesme makasıyla kapıyı açan polisler dernek üyelerini darp ederek gözaltına aldı.

Çok sayıda dernek üyesi gözaltına alındı

İçişleri Bakanlığı'nın dün OHAL kapsamında faaliyetlerini durdurduğu 370 derneğin arasında Barış Derneği'nin de olduğu ortaya çıktı. Barış Derneği 12 Eylül döneminde darbeciler tarafından da kapatılmıştı.

İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açılamada OHAL kapsamında 370 derneğin faaliyetlerinin durdurulduğu belirtildi. Açıklamanın yapılmasının ardında polis aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Halkın Hukuk Bürosu (HHB), Gündem Çocuk Derneği'nin (GÇD) de bulunduğu çok sayıda derneğe baskın düzenleyerek kapılarına mühür vurdu. Kapatılan dernekler arasında Barış Derneği'nin de olduğu ortaya çıktı. Polis, dün Barış Derneği'ne baskın düzenleyerek kapısına mühür vurdu.

12 EYLÜL'DE DE KAPATILMIŞTI



Barış Derneği 12 Eylül darbesinin ardından da darbebeciler tarafından kapatılmıştı. 

Barışseverler Cemiyeti, 1950 yılında aralarında Adnan Cemgil, Behice Boran, Nazım Hikmet gibi dönemin sosyalist isimlerinin öncülük ettiği bazı aydınlar tarafından kuruldu. 29 Temmuz 1950'de dernek kurucuları tutuklanarak Barışseverler Cemiyeti'nin etkinliklerine de son verilmiştir. Altı ay sonra, 30 Aralık 1950'de Ankara Garnizon Komutanlığı'na bağlı askeri mahkemenin verdiği kararda, "Dernek tüzüğünde siyasetle ilgilenilmeyeceği belirtilmesine karşın, siyasal amaçla Türkiye'nin ABD ile dostluğunun bozulmaya ve halkın hükümete olan güveninin sarsılmaya çalışıldığı" belirtilerek kurucular on beşer ay hapse mahkum edildi.

1972 yılında dernek, eski büyükelçi Mahmut Dikerdem'in öncülüğünü yaptığı ve aralarında Ali Sirmen, Ali Taygun, Ataol Behramoğlu, Aybars Ungan, Erdal Atabek, Orhan Apaydın, Reha İsvan, Tahsin Usluoğlu, gibi isimlerin bulunduğu grup tarafından tekrar kuruldu. Dernek, bir önceki Barışseverler Cemiyeti gibi "nükleer silahların yasaklanması ve NATO dahil tüm askerî ittifakların kaldırılmasını kendisine hedef olarak koydu.

BARIŞ KONSEYİ ÜYESİ

Türkiye'deki Mahmut Dikerdem'in başkanı olduğu Barış Derneği, 1979 yılında Dünya Barış Konseyi'ne kabul edildi.

12 Eylül Darbesi sonrası dernek hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 141 ve 142. maddeleri uyarınca dava açıldı ve dernek yöneticileri 27 Şubat 1982'de tutuklandı. 17 Mayıs 1982 tarihinde iddianame hazırlanarak Barış Davası olarak bilinen dava açıldı. İddianamede özetle, derneğin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yanlısı olduğu, Türkiye'deki meşru düzene ve bu düzeni sağlayan ittifaklara, NATO'ya karsı olduğu, mevcut düzeni yıkarak yerine Marksist-Leninist bir düzen getirmeyi amaçladığı ileri sürüldü ve sanıkların TCK'nin 141 ve 142. maddelerine göre cezalandırılmaları istendi. Bu dönem gerek Türkiye gerekse dünya kamuoyununda "barışın yargılanması" olarak anıldı.

Derneğin kurucuları ve yöneticileri 27 Şubat 1982 tarihinde tutuklanmışlardı. Aynı yılın sonunda ise serbest bırakıldı. 1991'e kadar uzayan bir mahkeme sürecinden sonra da beraat ettiler.

Barış Davası sürerken, dava sanıkları 1984 Nobel Barış Ödülü için aday gösterildiler. Yine dava sürerken, sanıklardan Metin Özek'in de üyesi bulunduğu "Savaşa Karsı Hekimler" isimli kuruluş Nobel Barış Ödülü'nü aldı.