Siirt'ten kalkan S-70 Sikorsky tipi bir helikopter Pervari ilçesi Doğanca Beldesi Hasan Tepe mevkiinde düşmesi sonucu 17 askerin şehit olması ile ilgili olarak Bahçeli, "Bu vahim kazanın pilotaj hatasından ve olumsuz hava şartlarından kaynakladığı konunun ilgilileri tarafından ifade edilmiştir. Bu ve benzeri kazaların bir daha tekerrür etmemesi için tüm önleyici tedbirlerin alınmasını ve vatan görevini yapan kahramanlarımızın emniyetli bir şekilde vazifelerini ifa etmelerinin temin edilmesini acilen beklediğimi buradan muhataplarına duyurmak istiyorum" diye konuştu.


MHP'NİN 10.OLAĞAN BÜYÜK KURULTAYI

Partisinin 4 Kasım tarihinde yapılan 10.Olağan Büyük Kurultayı'na değinen Bahçeli, "Yurdumun her köşesinden Ankara'ya gelen aziz dava arkadaşlarım, coşku, heyecan ve bir şenlik havası içinde Milliyetçi Hareket'e sahip çıkmışlardır. Bize göre, tek sesliliğin özlemini çeken, sultanlık falları açan sahte demokratlar kurultayımızdan ders almalıdır. İleri demokrasi diyerek geriliğin kılavuz kitabını yazanlar partimizin hoşgörüsünden sonuç çıkarmalıdır. 'Türk Milleti Sensiz Asla' teması kurultayımızın ruhunu ve anafikrini göstermiş ve bundan sonraki siyasetimizin istikametini güçlü bir şekilde teyit etmiştir. Önümüzdeki günlerde Merkez Yönetim Kurulumuzun ilk toplantısını yaparak çalışmalarımızı her yönüyle hızlandırıp milletimizin meselelerine tüm gücümüzle eğileceğiz" dedi.

ABD'DEKİ BAŞKANLI SEÇİMİ

6 Kasım tarihinde yapılan ABD başkanlık seçimini Barack Obama yüzde 50'lik oy oranıyla yeniden başkanlık koltuğuna oturduğunu hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Bizi ilgilendiren asıl taraf, Amerikan'ın bölgesel ve küresel konulardaki müdahil tavrı, gelişmeler karşısında aldığı pozisyon ve takip edeceği politikalardır. Netice itibariyle kıtalar arası problem alanlarına doğrudan karışan, ülkeleri ve yönetimlerini yönlendirmekle kalmayıp dizayn arayışında olan bu ülkenin dış politika tercihi üzerinde kafa yorulmalıdır. Bu itibarla, Milliyetçi Hareket Partisi, Obama'nın 'değişimi ileriye götürmek' şeklinde formüle ettiği seçim kampanyasını, özellikle Türkiye üzerindeki muhtemel yansımaları ile bölgesel ve uluslararası sorunlarda ortaya konulan yaklaşımları dikkatle izlemiş ve izlemeye de devam etmektedir. Tekrar seçilen ABD başkanının dış politika ve uluslararası güvenlik konularında izleyeceği temel yaklaşımlar zaman içinde daha iyi anlaşılacak ve değerlendirilebilecektir"

"OBAMA YÖNETİMİ, SURİYE KONUSUNDA BÖLGESEL AKTÖRLERİ HAREKETE GEÇİRMENİN HESABINDA"

Bahçeli, "Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri bugünkü ortam ve şartlarda etkileyecek sorunların başında; Suriye'deki durum, Irak'taki gelişmeler, terörle mücadele, Kıbrıs sorununun çözüm süreci ve Ermenistan'ın soykırım yalanı etrafında sürdürdüğü karalama kampanyası gelmektedir. Bilhassa Suriye eksenli sorun ve açmazlar, bu ülkenin yaşadığı bunalım ve iç savaş döngüsü Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrini ve bölgesel dinamikleri yakından etkileyecektir. Anlaşıldığı kadarıyla Obama yönetimi, Suriye konusunda bölgesel aktörleri harekete geçirmenin hesabını yapmaktadır" diye konuştu.

CEYLANPINAR SINIRINDAKİ ÇATIŞMALAR

Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesindeki sıcak gelişmelerle ilgili olarak Bahçeli, "Çetrefil bir hal alan gelişmeler, Suriye-Türkiye arasındaki kutuplaşma ve husumetin her geçen gün çoğaldığına işaret etmektedir. Sınırlarımıza isabet eden top mermileri, düşürülen uçağımız, karşılıklı restleşmeler ve en son olarak Şanlıurfa ilimizin Ceylanpınar ilçesine bir roketatar mermisinin düşmesi Suriye ile ilişkileri kritik ve içinden çıkılmaz bir seviyeye taşımıştır.Dün Suriye uçaklarının Türkiye sınırına 150 metre uzaklıktaki yerleşim yerlerini bombalaması hudut güvenliğini ve buralardaki vatandaşlarımızın huzurunu bir kez daha sarsmıştır. Suriye meselesi, bu ülkede yaşanan çatışmalar artık ülkemizin güvenliğini ve sınır bölgelerimizdeki vatandaşlarımızın hayatını doğrudan doğruya riske sokmaktadır. Bir kördüğüm halini alan sürecin nerede duracağını ve nelere mal olacağını kestirmek artık iyiden iyiye güçleşmektedir" dedi.

"KANDİL'İN ÖLÜM SAÇMASI, AKP'NİN UMURUNDA OLMAMIŞTIR"

Suriye'nin kuzeyinde PKK-PYD varlığının kök salması ve buraya tam olarak tutunmasının öncelikle BOP'un arkasına düşerek milli gerçeklerden kopan AKP zihniyetinin ve model ortağı ABD sorumlu olacağını belirten Bahçeli, " Türkiye-ABD ilişkilerinde en önemli başlıklardan birisi de terörle mücadele konusu çerçevesinde, istihbarat paylaşımı ve karşılıklı yardımlaşma alanlarında yaşanılan tıkanıklıklar ve sorunlardır. Ne var ki, ABD'nin Ankara Büyükelçisi tarafından, geçtiğimiz ay yapılan bir açıklamada; Kandil'le ilgili olarak AKP'ye Bin Ladin'in yakalanmasında icra edilen çoklu disiplin yöntemimin önerildiği ve buna da hükümetin ilgisiz kaldığı yer almıştır. Eğer bu doğru ise AKP, Kandil'e etkili bir operasyon yapmaktan imtina etmiş demektir. Yani Kandil'in ölüm saçması, milletimize namlu çevirmesi AKP'nin umurunda olmamıştır" diye konuştu.

"AKP'NİN BU YÜKÜN ALTINDAN KALKAMAYACAĞI GÜN GİBİ ORTADADIR"

Bahçeli, "33 Mehmedimizin kanını elinde taşıyan Parmaksız Zeki kod isimli katilin tanıklığıyla terörle mücadele edenleri mimleyen ve suç atfeden bir zihniyetin, PKK'yla mücadelede geriye çark etmesi ve suya yazması elbette bir dereceye kadar normaldir. Normal olmayan husus ise bölücü tezlere itibar ederek, perdenin önünde mücadele varmış gibi gösterip, arkada müzakere ateşini körükleyen münafıklığa soyunmasıdır. Eğer burada başka bir niyet var ise, AKP hükümetinin bu yükün altından kalkamayacağı ve hesabını veremeyeceği gün gibi ortadadır. Kandil'in temizlenmesi, terörist inlerinin boşatılması ve topyekun tesirsiz hale getirilmesi konusunda AKP'nin önünde engel, elini tutan bir güç ve mani olan bir sebep olmadığı artık meydandadır" dedi.

YASALAŞAN BÜYÜKŞEHİR KANUN TASARISI

TBMM'nde oylanarak yasalaşan Büyükşehir Kanun Tasarısı'na değinen Bahçeli, şunları söyledi : "AKP'nin tüm foyasını bir kez daha gözler önüne sermiş, tahammülsüzlüğünü ve edepten yoksun siyasi tavrını yeniden deşifre etmiştir. Öncelikle söz konusu Kanun Tasarısı'nın görüşülmesi sırasında AKP'nin saldırgan, kaba ve nezaketsiz siyasi davranışını yadırgadığımı ve kınadığımı bildirmek isterim. Milletin vekilleri üzerinde tahakküm kurmak, farklı fikirleri bastırmak, çoksesliliği kısmak için terbiye ve ahlak dışı bir tutum takınan AKP'nin, özellikle partimize yönelik çirkin hareket ve hakaretlerini aziz milletimiz kaygı ve kızgınlıkla izlemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin tezlerini demokratik vasıtalarla karşılamak yerine sokak kabadayılarına ve dağları mesken tutmuş eşkıyalara taş çıkartırcasına kavgaya müracaat etmek AKP'nin yerlerde sürünen seviyesini göstermesi bakımından ibret verici olmuştur.Milliyetçi Hareket Partisi Meclisteki duruşuyla tarihe not düşmüş ve milletimizin hak ve hukukunun yegâne savunucusu olduğunu ispatlamıştır. Bu zamana kadar birçok konuda haklılığımız ortaya çıkmıştır. Büyükşehir Kanun Tasarısı'ndaki görüşlerimizin de ne kadar haklı ve meşru olduğu çok yakın bir zaman içinde mutlaka anlaşılacaktır."

"AKP'NİN BAŞINDA PARALANACAKTIR"

AKP'nin varını yoğunu Türkiye Cumhuriyeti'ni federasyon mezarlığına defnetmek üzerine kurduğunu belirten Bahçeli, "Bölgesel yönetimlerin, şehir devletçiklerinin ayakları Başbakan'ın kör ve ucuz taktikleriyle inşa edilmektedir. Başbakan Erdoğan federasyon devlet mimarisini vicdan azabı çekmeden, yüzü kızarmadan ve hatta en ufak burukluk yaşamadan yürütmektedir. İşte AKP, bölgesel yönetimlerin çalar saatini bu şekilde kurmaktadır. Bu saat federasyon ile birlikte çalacak ve Türkiye bölücülerin, teröristlerin ve ayrılmamızı bekleyenlerin hüsran dolu sabahına uyanacaktır. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi var oldukça ve Cenab-ı Allah yardım ettikçe yanlış hesap Türk milletinden dönecek ve AKP'nin başında paralanacaktır. AKP'nin başkanlık modeliyle ilgili Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonuna teklif vermesi de, bu sürecin doğal ve ayrılmaz bir bütünü olarak görülmelidir" diye konuştu.

AÇLIK GREVLERİ

Türkiye genelinde 72 cezaevinde, binlerce PKK ve KCK tutuklu veya hükümlüsünün 60 güne yaklaşan bir süredir açlık greviyle Türk milletini tehdit ettiğini söyleyen Bahçeli, "BDP'li milletvekillerinin katıldığı bu ölüm oyunundaki gaye Türkiye'yi teslim almak, bölücü terörün isteklerine AKP'yi razı etmektedir. Bunların dağda, ovada, şehirde, cezaevinde kullandıkları bir tek lisanları vardır; o da ölümdür. Ölüm üzerinden pazarlık yapan, tehditle Türk devletine boyun eğdirmeyi uman bu utanmazlar güruhunun sabırları ve sınırları zorladığı her şeyiyle ortadadır. Cezaevinde dışarıdan talimatla ölüme yatanlar birinci olarak; İmralı canisinin tecrit şartlarının kaldırılmasını, ikinci olarak ana dilde eğitim ve üçüncü olarak da mahkemelerde ana dilde savunma taleplerini dayatmaktadırlar. AKP hükümeti ise bunlardan anadilde savunma taleplerini karşılamak için gerekli hazırlığı yapmış ve ivedilikle harekete geçmiştir. İmralı canisinin tecrit şartları da iyileştirilmek için sırayı beklemektedir. Şüphesiz bu kepazeliğe bir son vermek hükümetin en asli görevleri arasındadır. İşi gücü ölüm olanlara prim ve taviz vermeden cezaevlerine gerekli insani müdahale yapılmalı ve açılmaya çalışılan tehdit kanalı işlemez hale getirilmelidir. Türkiye dağda teröre teslim olmayacağı gibi, cezaevinde de teslim edilmemelidir" dedi.

İDAM CEZASI

Bahçeli, "MHP'nin de ortağı olduğu 57. hükümet döneminde, koalisyon ortaklarımız bu karara uyularak infazın ertelenmesini, bunun Türkiye'nin uluslararası yükümlülüğü olduğunu savunmuşlardır. Teröristbaşının infazının ertelenmesi baskılarıyla eş zamanlı olarak, Türkiye'de, AB süreci bahanesiyle idam cezasının kaldırılması için yoğun bir kampanya başlatılmıştır. Buna koalisyon ortağımız iki parti de katılmıştır. MHP, bu şekilde yürütülen Öcalan'ı ipten kurtarma operasyonuna tek başına ve sonuna kadar karşı çıkmıştır. Bu durum 57. hükümet ortaklarımızla bir yol ayrımına gelinmesinde başlıca etken olmuştur. Bundan sonra TBMM'de oluşturulan “Gökyüzü Koalisyonuö sonucu, MHP'nin tek başına karşı çıkmasına rağmen, idam cezası 9 Ağustos 2002'de kaldırılmıştır. Başbakan Erdoğan ve AKP milletvekillerinin önemli bir kısmı da bu yönde karar ve tavır oluşturmuşlardır. Hatta Başbakan Erdoğan idamın kaldırılmasını sevinç içinde karşılamıştır. İmralı canisini ipten almak için yapılan şer ittifakı Meclis tutanaklarında ve tarihin şahitliğinde her yönüyle mevcuttur. İmralı avukatlığına soyunarak idam cezasının kaldırılması için seferber olan Başbakan Erdoğan'ın şimdi idam cezasının geri getirilmesine değinmesi eğer yüzsüzlük değilse, yeni bir sinsiliğin ve kurnazlığın ilanı sayılmalıdır" diye konuştu.