Fransa'da Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada Türkiye'de idam cezasının yeniden yürürlüğe konulmasına yönelik bir referandum düzenlenmesinin Avrupa değerlerinin kırılması anlamına geleceği belirtildi.

Açıklamada Türkiye'deki referandum sonuçlarının Türk toplumunun bölündüğünü gösterdiği belirtilerek "Avrupa Konseyi ile ilişkiler çerçevesindeki değer ve sorumluluklar nedeniyle Türk hükümeti siyasi ve sosyal yaşamın bütün kesimleri ile özgür ve açık bir diyalog yürütmek zorundadır. İdam cezasıyla ilgili bir referandumun organize edilmesi elbette bu değer ve sorumluluklardan kopulduğunu gösterecektir" denildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referandumdan 'Evet' çıkması halinde idam cezasının getirilmesi konusunu Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşeceğini belirtmişti. Erdoğan idam cezasıyla ilgili olarak "Bir halk oylaması da onun için yaparız. Hiç endişe etmeyin" diye konuşmuştu.

EVP Başkanı: Türkiye ile yeni bir başlangıç şart

Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük grup olan muhafazakar Avrupa Halk Partisi'nin (EVP) Başkanı Manfred Weber Türkiye ile ile ilişkilerde yeni bir başlangıç yapılmasını talep etti. Weber, "Durumu yeniden değerlendirmeli ve buna uygun kararlar almalıyız" diye konuştu. Weber, Türkiye'ye terörle mücadele, göç ve ekonomi politikaları ya da öğrenci ve kültür değişim programları gibi konularda ortaklık önerisinde bulunulması gerektiğini belirterek "Ancak bunun anlamı Türkiye'nin AB üyeliğinin masadan kalkmasıdır" dedi.

Avrupalı parlamenter Manfred Weber

Weber, Türkiye'de toplumun referandum nedeniyle bölündüğünü, bu gelişmenin endişe verici olduğunu söyleyerek "Türk yönetimi hukuk devleti ve demokrasiden ayrılma çizgisi izleme kararı aldı. Türk vatandaşları az bir farkla da olsa bunu destekliyor. Buna saygı göstermek zorundayız" şeklinde konuştu.

Pittella: Demokrasi ve hukuk devletine darbe

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu Başkanı Gianni Pittella, Brüksel'de yaptığı açıklamada Türkiye'deki referandumun sonucunu "Demokrasi ve hukuk devletine sert bir darbe" şeklinde nitelendirdi. Türk hükümetinin anayasa değişikliklerini uygulama geçirme kararı alması halinde Türkiye ile AB üyelik görüşmelerinin kesilmesi gerektiğini belirten Pittella, "Erdoğan AB kapılarını bu referandumla kapattı" dedi. Pittella Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'yi giderek otoriter bir rejime dönüştürdüğünü savundu.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin dış politika uzmanı Norbert Röttgen de Alman haber ajansı dpa'ya yaptığı açıklamada, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin resmi olarak kesilmesini talep etti. Röttgen, "Avrupa'nın hukuk devleti ve demokrasi gibi temel prensiplerine karşı yönde karar veren bir ülke ile üyelik müzakerelerinin devam ettirilmesi, kendi içinde çelişki olur" dedi.

CDU'lu politikacı Norbert Röttgen

Röttgen, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin devam ettirilmesinin 'derin bir sahtekarlık ve Avrupa'nın demokrasi ve hukuki açıdan güvenilirliğine büyük oranda zarar vermesi' anlamına geleceğini kaydetti.

Brok'tan idam cezası uyarısı

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Avrupa milletvekili Elmar Brok, idam cezasının geri getirilmesine karşı Türkiye'yi uyardı. Die Welt gazetesine açıklama yapan Brok, idam cezasının geri getirilmesi durumunda, "Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanır” şeklinde konuştu.

Ocak 2017'ye kadar AP Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak da görev yapan Brok, anayasa değişikliği referandumunun sonucunun tek başına, "Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin resmi olarak sonlandırılması için bir gerekçe olmadığını” kaydetti.(DW)