BDP Genel Başkan Yardımcııs Gültan Kışanak, KCK/TM kapsamında son günlerde yapılan operasyonlar sonucu tutuklamaları değerlendirmek üzere Batman Milletvekilleri Ayla Akat ve Bengi Yıldız ile birlikte Mardin'e geldi. Kışanak, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın kendisi ile ilgili sözlerini sonuçta kendisinin değerlendirmesi gerektiğini belirterek, "Kamuoyundaki yankı, yansıması ne olacaktır? Bunu anlamak lazım. Sayın Arınç, bir empati yapma ihtiyacı duyuyorsa, bunun önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Kürt sorunu biraz da herkesin yaşadığı sorunun kendisi ile sınırlandırdığı mercide hep ilerlediği için kimse kimseyi anlamadığı için çözmek de biraz kolay olmuyor" dedi.

Gültan Kışanak, Arınç’ın yaptığı empatiye karşılık, kendilerinin de empati yapması gerekliliğini belirterek, şöyle dedi:

"Diyarbakır Cezaevi'ndeki yaşananlarla yüzleşmek ve buna dair, bir empati kurmak, içerisinde olmak önemli. Ancak 1990’lı yıllarda yaşananlarla ilgili de bir empati yapmak lazım. Bir gece yarısı köyünün jandarmalarla basılıp, evinden ayakkabısını bile giymeye fırsat bulmadan canını kurtarmaya çalışan, 5 milyon insan evini, barkını terk etmek zorunda kaldı. Evi, köyü yakıldı. Bununla da empati yapmak lazım. Her sabah okula gidip 'Varlığımı, Türk varlığıma armağan ediyorum' diyen çocuklarla da empati kurmak lazım. Pozantı Cezaevi'nde insanlık dışı uygumlalara maruz kalan çocuklarla da empati kurmak lazım. Kameraların karşısında, kolu kırılan Kürt çocukla da empati kurmak lazım. Sosyal medyaya düştüğü kadarı ile kendisinin gerillaya katıldığını öğrendik. Onunla da empati yapmak lazım. Cezaevindeki 10 bin tutsakla da empati yapmak lazım. Açıkça iradesini ortaya koyarak, gidip oyunu verip temsilcisini seçen, ancak bu temsilcileri cezaevinde olan ve onlara 3 milyon oy veren insanla da empati kurmak lazım. Bunlar önemli."

"BU EMPATİ, KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ETKİLİ OLABİLİR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yaptığı empatinin Kürt sorunun çözümünde önemli bir rol oynayacağını düşündüğünü anlatan Kışanak, şunları söyledi:

"Gerçekten bütünlüklü bakılır, yaklaşılırsa empatinin Kürt sorunun çözümünde önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Tek tek hikayeler tabii ki çarpıcı olabilir, üzerine tabii ki haber yapılabilir. Ancak, adını bilmediğimiz, binlerce hikaye var. Önemli olan bu binlerce insanın derdine derman olacak çözüm arayışı içinde olmaktır. Bunu sağlamak gerekir. Evet bizim açımızdan da biz de empati yapıyoruz. Gerçekten de yokluk, yoksulluk içerisinde damacana su satarak, tek çocuğunu büyüterek askere gönderen, sonra onun cenazesini karşılayan babayla da empati yapıyoruz, yapılması gerekir. Ancak dediğimiz gibi, biraz daha bütünlüklü bakmak gerekiyor. Tamamına dair, bildiğimiz, bilmediğimiz bütün hikayelere dair bir empati yaklaşımı olursa belki sorunun çözümüne katkı sağlar diye düşünüyorum."

ARINÇ NE DEMİŞTİ?

Bugün TV'de yayınlanan "Ankara’nın Nabzı" programında konuşan Arınç, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in, Dink’in cenazesindeki "Bir çocuktan, bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamamız gerekiyor" sözlerini anımsatarak, şöyle konuştu:

"İşte Abdullah Öcalan da aynen öyle, belki bir karanlığın kurbanı olarak bu yollara götürülmüş, MİT’in parmağı da olabilecek şekilde, başkalarının da desteklemesi suretiyle şimdi İmralı’da. Ama bir çocukluğu var. Türkiye’de yaşayıp da idam sehpasına gidenlerin, Hüseyin İnanlar ile Yusuf Aslanlar ile pek çoğuyla tarihte yolu kesişmiş bir insan olarak söylüyorum, Kürtlüğü inkâr ederseniz, var diyenlere de cezaevi yolunu gösterirseniz bu işin çözümü olmaz. Bir BDP’li kadın vekile çok kızıyordum, çok beddua ediyordum. Halen milletvekili bu insan ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim, artık kızmıyorum. Çünkü 17 yaşındaki bir genç kızken Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, o kadar kendisini zorlamışlar ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım. Çünkü Diyarbakır’dan cezaevinden çıkanların yarısından fazlası dağa gitti."