Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İnegöl İlçesi’nde son olarak partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen siyaset akademisine katıldı. Sani Konukoğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda kursiyerlere ‘Deneyim Paylaşımı’ dersi veren Bülent Arınç, siyasetin toplum için gerekli olan bir yönetim sanatı olduğunu söyledi. 2002 seçimleri ile ilgili partisinin ve Başbakan Erdoğan’ın yaşadıklarını anlatan Arınç, “İşte o zamanlar ‘o muhtar bile olamaz’ demişlerdi. Muhtar da oldu, başbakan da oldu. İnşallah Rabbim en güzelini, en hayırlısını nasip etsin. Kameralar size ekmek yok bundan. Daha sonrasını söylemeyeyim” dedi.

CAMİNİN YANINDA KONFERANS SALONU OLURSA, BÖYLE OLUR!

Konuşması sırasında yatsı ezanı okununca Arınç, 'Aziz Allah' diyerek katılımcılara, ‘konuşayım mı’ diye sordu. Arınç daha sonra, “Ben bir yerde demiştim. ‘Fetva alıp konuşmaya devam edebilirsiniz’ diye. Kısmen beni eleştirdiler, kısmen beni haklı bulanlar oldu. Ne dersiniz, ezanı dinleyelim mi?’ dedi. Katılımcılardan bazılarının ‘ezanı dinleyelim’, bazıları ise ‘konuşmaya devam edin’ demesi üzerine Arınç, “Tamam konuşayım, ama kulağınız da ezanda olsun. Aziz Allah! Caminin yanında konferans salonu olursa, böyle olur” diye konuştu.

Geçmişte yolsuzlukların yapıldığına dikkat çeken Bülent Arınç, “40 katrilyon lirayla 20 bankayı batırdılar, 2001’de. Biz o 40 katrilyon liranın onda biriyle Türkiye’ye su getirdik. KÖYDES’ten hükümet olarak verdiğimiz para, 4,5 katrilyondur. Düşünün ki o hainlerin çaldığı paranın tamamını bizim Anadolu’ya gönderme imkanımız olsaydı her yer Paris gibi olurdu. Çok şükür biz yolsuzluk yapmadık” dedi.

ESKİDEN ‘SEN SIKMA BAŞSIN, BEN LAİĞİM’ DENİRDİ

Toplumsal barışın Türkiye’de yeniden kurulduğuna dikkat çeken Arınç, ayrımcılığı kaldırdıklarını söyledi. Eskiden kıyafete göre ayrımcılık yapıldığına işaret eden Bülent Arınç, "Senin kıyafetin böyle, sen gericisin. Benim kıyafetim böyle, ben ilericiyim’ denirdi. ‘Sen gerici, yobazsın, sıkma başsın. Ben laiğim, şöyleyim, böyleyim’ denirdi. Bunların hiçbirinin temeli yok. Bir bayanın kıyafetini belirleme hakkı, bizde değildir. Her kadın kendi kıyafetini kendisi tercih eder. Başörtüsü örtecekse de kendisi karar verir. Bize düşen başı açık olanlara gösterdiğimiz saygıyı, başını kendi iradesiyle örtene de göstermektir. Bunu bir ayrımcılık olarak görenlere karşı mücadele verdik. Bu işin mağdurlarından birisiyim. Meclis başkanı seçildim. İki gün sonra eşimin başında örtü var diye bombardıman edildim. Sizler biliyorsunuz. Ama sabrettik. Sabır her şeyin ilacıdır” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE BİR ARINMA DÖNEMİ BAŞLADI”

Türkiye’de artık darbecilerin yargılandığını anlatan Arınç, “‘28 Şubat’ta, biz bu işi silahlı darbe yapmadan başardık’ diyenler vardı. Onlarla da ilgili bir yargı süreci başladı. Biz kendimizi hakim ve savcı yerine koymuyoruz. Hakim ve savcılar ‘bu işte bir suç vardır’ derlerse, gereğini yaparlar. Türkiye’de bir arınma dönemi başladı. Artık kanunlar karşısında, kim ne yapmışsa, karşılığını mutlaka ödeyecek” dedi.

KAMERALAR SİZE EKMEK YOK BUNDAN

Ak Parti’nin 2002 yılı seçimlerinde yaşadığı süreci katılımcılarla paylaşan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “2002 seçimleri sürecinde aday listeleri açıklandı. Recep Tayyip Erdoğan kurucu başkanımız. İstanbul’un bir bölgesinden liste birincisi. Gümbür gümbür geliyoruz. Son ana kadar hile üstüne hile yaptılar ve genel başkanımızın adaylığını iptal ettiler. Yeri boşaldı. Çıktılar bizimle alay ettiler. ‘Söyleyin bakalım sizin başbakan adayınız kim? diye. Demek istiyorlar ki Tayyip Erdoğan aday olamayacağına göre, başbakan da olamayacak. O zaman kim olacak? Nasıl zil takıp oynadılar bir görseniz. Çok şükür bu şartlarda biz tek başımıza iktidara geldik. İşte o zamanlar ‘o muhtar bile olamaz’ demişlerdi. Muhtar da oldu, başbakan da oldu. İnşallah Rabbim en güzelini, en hayırlısını nasip etsin. Kameralar size ekmek yok bundan. Daha sonrasını söylemeyeyim”



IA,FK (FK/RT)