Antalya'daki Hüseyin Avni Çöllü İlköğretim Okulu’nda görev yapan 31 yaşındaki 10 yıllık öğretmen ve evli olan Burçe Tuncel, olayı nasıl ortaya çıkardığını anlattı. 2006 yılının Mart ayı içerisinde aile içi şiddet ve taciz olaylarına ilişkin tüm öğretmenlerin seminere katıldığını belirten Burçe Tuncel, "Biz çocuklarda morluk ve benzeri şeyler gördüğümüz zaman onları birebir dinliyoruz. Çocuklar bu tür şeyleri konuşmaktan utanıyor, ergenlik dönemine girdikleri için biraz da kendileri yapmış gibi suçluluk hissedebiliyorlar" dedi.

O dönem sınıfın rehber öğretmeni olduğunu anlatan Burçe Tuncel, şunları söyledi:

"O dönem rehber öğretmeniydim sınıfın ve seminer sonrasında da bir dersimizi bu konuya ayırmıştım. Çocuklara yaşanan bazı olaylardan örnekler verdim, otobüslerde kızların sıkıştırılması gibi konuları anlattım. Öğrencilerden de kız veya erkek hiçbir şeyden utanmamalarını, güvendikleri herhangi birine, büyüklerine, ağabeyi, dayısı, öğretmeni, anne, babasına kime olursa olsun başından geçen acı bir tecrübe varsa bunu mutlaka paylaşın biriyle, içinize atmayın dedim. Daha sonra, isterseniz, bir not yazalım, isim de yazmanıza gerek yok, böyle hiç kimseye anlatamadığınız içinize dert olan bir sırrınız varsa benimle paylaşabilirsiniz, yardımcı olacağım her konuda da yanınızdayım dedim. O sıra çocuklar bir şeyler karalamaya başladıklarında, E.Y. ağlamaya başladı. Ama tutamıyor, tüm sınıf fark etti ağladığını. Sonra ben onu dışarıya aldım. Çok çalışkan bir öğrenciydi. Ne olduğunu sordum, şaşırdım."

Sorunun ne olduğunu sorduğunda E.Y.'nin "Öğretmenim, biraz önce bahsettiğiniz konular var ya, onlar benim başıma geliyor" dediğini kaydeden Burçe Tuncel, şöyle devam etti:

"Ailen sana şiddet mi uyguluyor, dayak falan mı dedim. ‘Hayır, ben hafta sonları bir yerde çalışıyorum’ dedi. Zorla çalıştırılıp çalıştırılmadığını sordum. Kendisinin çalışmak istediğini söyledi. Fakat, ‘Ama o amca beni bazen otele götürüyor’ dedi. Nasıl yani diye sordum, ‘İşte öğretmenim, odada kalıyoruz’ dedi. Ne yapıyor sana canını acıttı mı diye sordum. Ağlamaya başladı ve ‘canını acıttı mı’ diye sorduğumda sadece başını salladı. Ben daha açamadım çocuğu çünkü utanıyordu son derece. Sonra tamam kızım, gel senin yüzünü yıkayalım diye sakinleştirmeye çalıştım. ‘Sınıfa da hiçbir şey söyleme otur, kimseye söylemek zorunda değilsin’ diye sınıfa getirdim."

Okul saatleri içerisinde bir olay olmadığı için kendisine yapılabilecek bir şey olmadığının söylendiğini belirten öğretmen Tuncel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben de rica ettim rehber öğretmeniz, müdür yardımcımızla beraber kızın ailesinin evine gittik. Haberi yoktur, bilgi vermek gerekir diye. Annesi vardı evde, babası yoktu. Annesine anlattık, hafta sonları çalışıyormuş, fakat bu adam kızınızı alıp otele götürüyormuş diye anlattık. Kadın şoke oldu. Şaşırdı ve ‘mümkün değil hoca hanım, çünkü bu adam saygıdeğer, hacı, beş vakit namazında niyazında tüm mahallece saygı duyulan bir insan, mümkün değil. Bizim kız yalan atıyor olabilir mi acaba’ dedi. O an biz donduk. Çünkü bir kız kendini nasıl böyle bir konuma sokabilir? Sonra da savcılığa gidip şikayette bulundular. Daha sonra beni mahkeme çağırdı bildiklerimi söyledim."

Olay tarihinde Ahmet Coşkun Bulut İlköğretim Okulu’ndaki matematik öğretmeni ve aynı zamanda sınıf rehber öğretmeni Burçe Tuncer, daha sonra Mustafa Adıyaman İlköğretim Okulu’na atandığını ve son olarak da Hüseyin Avni Çöllü İlköğretim Okulu’nda görev yapmaya başladığını söyledi. Öğretmen Tuncel, olayın bugün gazetelerde yer almasının ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in kendisini arayarak tebrik ettiğini söyledi.

"KONU TÜM YÖNLERİYLE HASSASİYETLE TAKİP EDİLMEKTEDİR"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de yaptığı yazılı açıklamada konunun tüm yönleriyle hassasiyetle takip edildiğini söyledi. Şahin'in yazılı açıklaması şöyle:

"Öncelikle şunu vurgulamak isterim ki bu tür olaylar çocuk haklarına aykırıdır. Çocuk istismarı ve ihmali en yakınlarından dahi gelse biz çocuklarımızın yanında ve tarafız. Bütün kurumlarımızla çocuk haklarını korumaya çalışmaktayız. Çocuk haklarının korunması ve ülke genelinde çocuk hakları bilincinin geliştirilmesi ve bu bilincin uygulamalara yansıması öncelikli çalışma alanlarımızdandır. Bu yönde gerek hukuki mevzuat gerekse uygulamalar noktasında yapılması gerekenler için, ilgili bakanlık ve kurumların işbirliği çalışması devam etmektedir. Konu tüm yönleriyle hassasiyetle takip edilmektedir."



Mehmet ÇINAR/ANTALYA,



MÇ(SU/ESM)