Dernek binasında düzenlediği ve ADD, Alevi Kültür Merkezi, KESK, Türk Gençlik Birliği başta olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de destek verdiği basın toplantısında Kenan Akpınar şöyle konuştu:

"O gün gene geldi. 2 Temmuz 1993, 19 yıldır Türkiye halkının alnında kara bir lekeyle yaşamak zorunda bırakıldığı, anaları çocuksuz, çocukları öksüz ve yetim bırakan kara bir güne dönüştürülmüştür. Orada Alevi inancının gereğini yerine getirmek için bulunan Pir Sultan’ın nezdinde hayata ışık tutmaya çalışan, eşit, özgür, sömürüsüz bir dünya için umut olan insanların diri diri yakılmasını bizler yılladır anlayamadık, anlayamıyoruz. Yüreklerimizdeki acıyı susturamıyoruz."

'ALEVİLERİ FİŞLİYORLAR'

Kendilerine bazı çevrelerin 'unutun, konuşmayın' dediğini dile getiren Akpınar, Sivas’ta insanlar yaşamlarını yitirirken kılını kıpırdatmayanların, katilleri korumaktan öte durmadıklarını iddia etti. Akpınar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yıllarca sakladıkları katilleri, 'Sivas davası zamanaşımına uğradı, pürü paklar' diyerek aramıza salıyorlar. Didim’de cemevini kaymakamlık kararıyla yıktırmak istiyorlar. Hatay’ın İskenderun ilçesinde Kaymakamlık tarafından fişlenerek kırmızı bültenle MİT Müsteşarlığına ve İçişleri Bakanlığına Alevi insanların dosyalarını sunuyorlar. Sırf katliamda öldürülen insaları anıyoruz diye Sivas’ta yaşlı, çocuk, kadın demeden üzerimize gaz bombaları atıyorlar. Peki neden? Konuşmayalım diye. Sivas davasını zamanaşımına uğrattılar. Neden? Unutalım diye. Dostlar bu güzel insanları unutmak meziyet ister. Öyle ki adamda taş gibi bir kalp olsun ister. Zira unutmamak daha büyük bir meziyet ister. Öyle ki adamda da mangal gibi yürek olsun ister."



OE(CZ/COŞ)