Cumhuriyet Savcısı Mehmet Sin tarafından hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede suçlanan tutuksuz sanıklar Melek'in babası Kasım Levent, eşi Ferdi Karaaslan, kayınpederi Kutbettin Karaaslan ile kayınvalidesi Naciye Karaaslan polis gözetiminde adliyeye getirildi. 
Çeşitli kentlerden kadın derneklerinin destek vermek için geldiği Melek Karaaslan'ın ölümüyle ilgili bugün saat 12.30'da başlayan ilk duruşmaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahil olarak katıldı. İddianamenin okunmasından sonra Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hamdi Vural, ilk olarak Melek'in babası Kasım Levent'in (57) ifadesini aldı. Türkçe bilmediği için mübaşir Zeynel Ulutaş'ın Kürtçe tercümanlığını yaptığı Kasım Levent, suçsuz olduğunu bildirdi. Melek'in eşi, kayınvalidesi ve kayınpederinden şikayetçi olduğunu vurgulayan Levent, şunları söyledi:
"KIZIMI ŞEYHE GÖTÜRDÜM, MUSKA YAZDIRDIM"
"Kızımı öldürdüler, mağdur olan benim. Şiddet uyguladılar, almak istedim vermediler. Kızımı Çağlayan Köyü muhtarı Başar Levent ve polisle birlikte gidip evlerinden aldım. Hastalığından dolayı bir şeyhe götürdüm, muska yazdırdım. Kızımın bu durumda olduğunu bilmiyordum. Çünkü bizi evlerine almıyorlardı. Oğlum Reis, İstanbul'dan gelince öğrendim. Tuvalete kapatmışlar, üzerini bezle örtmüşler. Elini bağlamışlar. İnsanlık dışı şiddet uygulamışlar. Vücudunun her tarafı delik deşikti, ağzında maske vardı. İlk doğumunu eve almadıkları için kar üzerinde gerçekleştirmiş."
"MELEK 8 YILDA BANA 2 YIL KADINLIK YAPTI"
Söylenenleri iftira olarak nitelendiren ve Melek'le 8 yıl birlikte yaşadıklarını anlatan çoban Ferdi Karaaslan, "Melek, ilk çocuğunu Devlet Hastanesinde doğurdu, kar üzerinde değil. Çocuk bir hafta kuvözde kaldı, ama yaşamadı. Evlendim evleneli ailesi bize gelmedi. İkinci ve üçüncü çocuklarımdan sonra eşim rahatsızlandı. Doktora götürdüm, belinden rahatsızdı ve yürüyemez durumdaydı. İlaç verdi. Her ihtiyacını annem karşılıyordu. Melek bana sadece 2 yıl kadınlık yapabildi. Ölen çocuktan dolayı psikolojisi bozulmuştu. Söylenildiği gibi eşim tuvallette değil, benimle aynı yatakta yatıyordu. Yaraların o kadar büyüdüğünü bilmiyordum. İnşaatlarda çalışıyor ve onu tedavi ettirebilmek için para biriktiriyordum. Kayınpederime 'Gel kızını hastaneye götürelim' dedim. Ama o 'senin eşin beni ilgilendirmez' dedi. Benim hiçbir suçum yok" diye konuştu.
"POLİSLER ONU TUVALETTE GÖRDÜ"
Kayınvalide Naciye Karaaslan da Türkçe bilmediği için Kürtçe ifadesini verdi ve mübaşir Zeynel Ulutaş tercüme etti. İddiaları kabul etmeyen Naciye Karaaslan, "Gelinim son çocuğunu doğurduktan sonra duvarlara tutunarak yürüyordu. Sonra adım atamaz oldu. Ben ona ve çocuklarına, aileme bakıyordum. Tuvalete götürürken, felçli olduğu için üzerime düşüyordu, akli dengesi yerine değildi. derdini anlatamıyordu. Bir bardak çayı bile elinde tutamıyordu. Ellerimle yemeğini yediriyordum. 'İştahım yok' diyerek istemiyordu. Gelinimi tuvalete götürdüm, banyo yaptırıp Erzurum'a hastaneye yollayacaktım. İşte o sırada polisler geldi ve onu tuvalette gördüler" dedi.  
Kayınpeder Kutbettin Karaaslan ise çobanlık yaptığını ve yaşamının büyük bir bölümünü yaylada geçirdiğini bildirdi. Hasta olduğu için ayrı bir eve çıkmalarına izin vermediğini anlatan Karaaslan, "İddialar asılsız, onu tuvalette değil yatakta yatırdık. O gelin değil kızım" diye konuştu.
 
Tİ(KS/AAA)( FOTOĞRAFLI)
 
 
-------KUTU------:
 
Melek'in kısacık hayatı



Melek Karaaslan, Ağrı'nın Hamur ilçesine bağlı Çağlayan Köyünde Hanım-Kasım Levent çiftinin 8 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Çobanlık yapan Ferdi Karaaslan ile 16 yaşında evlendirilen Melek, Hamur'un Kale Mahallesindeki evinde eşinden sürekli şiddet görmeye başladı. Şiddetten kaçan Melek Karaaslan, sokakta dünyaya getirdiği ilk çocuğunun ölümü üzerine bunalıma girdi. Evliliğinden biri 4 yaşında Akın, diğeri 1.5 yaşında Miraslan adında iki oğlu bulunan Melek'i bunun üzerine babası Kasım Levent Çağlayan Köyüne götürdü. Ancak aile büyükleri 'namus meselesi' deyince 24 yaşındaki genç kadın eşinin evine gönderildi. Melek'in İstanbul'da çalışan ağabeyi Reis Levent'in kız kardeşini görmek istemesiyle genç kadının tuvalete kapatıldığı anlaşıldı. Olayın duyulması üzerine baba Kasım Levent, damat Ferdi Karaaslan ve ailesinden kızına şiddet uyguladığı gerekçesiyle şikayetçi oldu. 'Öldüremedikleri için ölüme terk etmişler' denilen ve ruh sağlığını yitiren Melek Karaaslan bakanlıkların devreye girmesiyle Ağrı Devlet Hastanesinden ambulans uçakla Ankara’ya götürüldü. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, 25 Temmuz günü hayatını kaybeden Melek Karaaslan'ın cenazesi, sağ iken kabul edilmediği Çağlayan Köyünde toprağa verildi.