Depremin yaklaşık 7 km. derinliğinde, ters bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı bir faya bağlı geliştiği, bu fayın da 'Helenik Kıbrıs yayı' olarak adlandırılan fay sistemi ile ilişkili olduğu tespit edildi. Açıklamada, Helenik Kıbrıs yayının Türkiye'nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek Kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Fethiye körfezine doğru uzandığı belirtildi. Helenik yayının Akdeniz'deki tektonik aktivitenin en yoğun olduğu bölge olduğu bildirildi.

'MUĞLA 1'İNCİ DERECE DEPREM BÖLGESİ'

Fethiye'nin Türkiye'nin birinci derecede tehlikeli deprem kuşağı içinde yer aldığı belirtilen açıklamada, geçmişte de Fethiye'de önemli depremler meydana geldiği ve deprem açısından oldukça aktif olan Muğla ilinin 1'inci derecede tehlikeli deprem bölgesi olduğu ifade edildi. Açıklamanın devamında şöyle denildi:

"Tarihsel dönemlerde de birçok yıkıcı depreme maruz kalan Muğla'da son yüzyılda meydana gelen depremler: 1926 7.4 Rodos, 1933 6.5 Kos, 1941 5.8 Muğla, 1957 Fethiye Depremi 6.8 ve 7.1, 1959 5.7 Köyceğiz, 1961 6.3 Marmaris, 1969 5.4 Fethiye depremleridir." 

18 SAATTE 203 DEPREM

Depremin özellikleri değerlendirildiğinde, vatandaşların hissettiği depremin süresinin 23 saniye olarak ölçüldüğü ve depremin meydana geldiği saatten itibaren geçen 18 saatlik zaman dilimi içerisinde büyüklükleri 1.7 ile 5.0 arasında değişen 203 deprem meydana geldiği açıklandı. Depremlerin öncü ya da artçı deprem olarak değerlendirmesinin yapılmasının günümüz teknolojisinde imkansız olduğu, bilgi birikimleri ve deprem konusunda yapılan araştırmaların bu soruya cevap veremediği kaydedildi. Bölgenin deprem aktivitesinin, Türkiye'nin diğer bölgelerinde olduğu gibi AFAD Başkanlığı tarafından 7 gün 24 saat süreyle izlendiği ve elde edilen bilgilerin 'www.afad.gov.tr' ve 'www.deprem.gov.tr' adresinden yayınlandığı hatırlatıldı.

'ÖNLEYEMEYİZ AMA ZARARLARINI AZALTABİLİRİZ'

Açıklamada, doğal afetlerden çok fazla etkilenen ve yüksek derecede risk taşıyan bir coğrafyada yaşamakta olduğumuz hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:

"Bu, kabul etmemiz ancak boyun eğmeden mücadelede etmemiz, önlemler almamız gereken bir olgudur. Afetlere yol açan olayları tamamen önleyemeyeceğimizi; ancak afet zararlarını azaltma imkânına sahip olduğumuzu da bilmekteyiz. Bu kapsamda, vatandaşlarımızın deprem yönetmeliğimize uygun yapılmış sağlam yapılarda oturması önem kazanmaktadır." 



DHA(MV/COŞ)