Prof. Dr. Demirbaş, hastanede Organ Nakli Medikal Direktörü Doç. Dr. Murat Tuncer, Opr. Dr. Sabri Tekin ve Dr. Levent Yücetin ile birlikte düzenlediği basın toplantısında organ naklinin Türkiye'nin sağlık alanındaki en ciddi problemlerinden biri olduğunu söyledi. Hastaneye bağlı merkezin uluslararası bir organ nakli merkezi haline dönüştüğünü dile getiren Prof. Dr. Alper Demirbaş, bir yılda aralarında İngiltere, Almanya, İrlanda, Belçika, Kırgızistan, Libya, Özbekistan, Ukrayna gibi ülkelerin de yer aldığı 16 farklı ülkeden 45 hastaya böbrek nakli yaptıklarını kaydetti.

Demirbaş, son 4 yılda 2 bin 97 böbrek nakli yaptıklarını ve son bir yıldaki başarı oranlarının ise yüzde 98 olduğunu ifade etti. Amerika Birleşik Devletleri'nin son 1 yıldaki başarı ortalamasının yüzde 95,1 olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Demirbaş, “Türkiye, organ naklinde Amerika'dan daha başarılı hale geldi" dedi. Demirbaş, ekibiyle son bir yılda 497 böbrek, 39 karaciğer nakli yaptıklarını belirterek, “Amerika Birleşik Devletleri'nde en fazla nakil yapan California'daki San Francisco Organ Nakli Merkezi 329 nakil yapabildi. Bu durum bizim başarımızı ortaya koymaktadır" diye konuştu.

Organ nakli cerrahisi eğitimini Jakson Memorial Hastanesi'nden aldığını ve orada kalmak yerine Türkiye'ye dönmeyi tercih ettiğini aktaran Prof. Dr. Demirbaş, organ nakli olan Türk insanının daha sonraki mutluluğunu görünce Türkiye'ye dönmekle doğru karar verdiğini anladığını dile getirdi.

KADAVRADAN BAĞIŞLAR

Türkiye'de organ nakillerinin yaklaşık yüzde 75'inin canlı vericiden yapıldığını ve beyin ölümü gerçekleşen her 100 kişiden 24'ünün organlarının bağışlandığını kaydeden Prof. Dr. Alper Demirbaş, kadavradan organ nakil sayısının çok az olduğuna dikkati çekti. Kadavra sayısının artması için zamanla toplumun değişmesi gerektiğini savunan Demirbaş, “Ancak her yıl 6 bin insan organ bulunamadığı için hayatını kaybediyor. O yüzden 'Kadavra bağışı iyidir, canlı verici bağışı kötüdür' söylemine katılmıyorum. Önemli olan hastanın hayatını kurtarmaktır" diye konuştu. Demirbaş, Türkiye'de 25 bin kişinin organ nakli beklediğini ve organ naklinin hayat kurtardığını söyledi.

ÜNİVERSİTEDEN AYRILIŞ

Demirbaş, 2008 yılında Rektör Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe'nin kendi ekibiyle çalışmak istemesi nedeniyle Akdeniz Üniversitesi'ndeki görevinden istifa ettiğini ve arkadaşlarının da kendisiyle birlikte istifa kararı aldığını kaydetti. Demirbaş, Akdeniz Üniversitesi'ndeki görevinde karaciğer, pankreas nakli programını, Türkiye'de ilk doku uyumsuz kan grubu nakillerini başlattıklarını ve bunun gibi bir çok ilki başardıklarını anlattı. Akdeniz Üniversitesi'ndeki görevinden ayrıldıktan sonra polemiklere girmek istemediğini ve çalışmalarına devam ettiğini dile getiren Demirbaş, AÜ Organ Nakil Merkezi'nde görev yapan ekibin de tamamen kendilerinin yetiştirdiği ve eğitim verdikleri asistanlar olduğunu söyledi.

Akdeniz Üniversitesi'nin 3 bininci naklinin kutlamasını yapacağını hatırlatan Prof. Dr. Alper Demirbaş, "Bir kurumun 25 yılda 3 bin nakil yapması çok güzel bir şey. Ama bu nakillerin 1700'nü bizim ekibimiz gerçekleştirdi. Gönül isterdik ki bizde orada olup kutlamaya katılalım" diye konuştu.

PROFESÖR ÖZKAN'A ELEŞTİRİ

Türkiye'nin ilk yüz naklini yapan Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan'ı eleştiren Prof. Dr. Demirbaş, organ nakilinin şov, ticari ya da siyasi itibar kazanma işi olmadığını belirterek şöyle konuştu:

“Organ nakli içeride ameliyat yapıp, dışarıda basın mensuplarına dakika dakika bilgi verilecek bir iş değildir. Çünkü ameliyat edilen bir insandır. Ameliyatta kullanılan da bir insan organıdır. Geçtiğimiz yıl içinde yaşadığımız bu tür bir olay var. Bu olaydan sonra organ bağışı oldukça düştü. İlk şeyler hasta iyileştikten sonra yapılmalıydı. Burada Ömer de zor kaldı. Bir yandan ameliyat yapıyor bir yandan bütün Türkiye sizi takip ediyor. Bu insanı rahatsız eder. Maalesef böyle gelişti."

Kariyerinde 4 bin organ nakli yaptığını belirten Demirbaş, 50 yaşına geldiğini ve yorulduğunu dile getirdi.