Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen 4'üncü Tıbbi Onkoloji Kongresi Antalya'da devam ediyor. Antalya'nın turizm beldesi Belek'te yarın sona erecek kongreye katılan Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi Başkan Vekili Nejat Özgül, dünyada kanserin ciddi sorun olarak büyümeye devam ettiğini söyledi. Kanser ve kronik hastalıklara ayrılan bütçenin dev gibi büyüdüğünü ve gelişmekte olan ülkelerin bu bütçeyi karşılamakta zorlandığını dile getiren Özgül, "Kanser önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Büyük bir bölümü oluşmadan engellenebilir" dedi.

TÜRKİYE'NİN KANSER HARİTASI

Nejat Özgül, Sağlık Bakanlığı'nın Ulusal Kanser Programı ile kansere karşı mücadele eylem planını ortaya koyduğunu söyledi. Daire Başkan Vekili Özgül, programın 4 önemli aşamasının olduğunu anlattı. Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Programı'nın birinci aşamasında doğru kayıt sistemi yer alıyor. Türkiye'nin şu anda doğru kanser kayıtlarına sahip olduğunu belirten Özgül, "Ülkemizin neresinde hangi kanser yüksek, hangi kanser öncelikli bunu biliyoruz. Buna göre erkeklerde akciğer, kadınlarda meme en sık görülen kanser türü olarak öne çıkıyor" diye konuştu.

Erkeklerdeki akciğer kanserinin en önemli nedeninin tütün kullanımı olduğunu kaydeden Başkan Vekili Özgül, Türkiye'de dumansız hava sahası projesi ve yasal önlemlerle tütün kullanımının yüzde 33'den 27'e indiğini söyledi. Yüzde 6'lık düşüşün dünyanın dikkatini çeken bir başarı olduğunu dile getiren Özgül, "Biz bunu sıfıra kadar getirmeye kararlıyız" dedi.

Artvin'den başlayan Van, Erzurum, Diyarbakır ve Hakkari'ye uzanan ve 'Kafkas Kuşağı' olarak adlandırılan bölgede mide ve bağırsak kanserine rastlandığını kaydeden Özgül, batıya gidildiğinde sigarayla ilgili kanser türlerinin artış gösterdiğini söyledi. Özellikle Ege Bölgesi'nde akciğer kanserine yüksek oranda rastlandığını kaydeden Kanser Savaş Dairesi Başkan Vekili Nejat Özgül, "Çernobil nedeniyle Türkiye'de kanser artışı görülmedi halen de görülmüyor" dedi.

Kanserden uzak durmak için bazı şeyleri 'yapmamak' gerektiğini belirten Nejat Özgül, uzak durulacaklar listesinin ilk sırasında tütün, alkol ve radyoaktiviteyi sıraladı.

PROGRAMIN İKİNCİ AŞAMASI

Ulusal Kanser Programı'nın ikinci aşamasında ‘tarama' çalışmaları yer alıyor. Nejat Özgül, özellikle meme ve rahim ağzı kanser türlerine yönelik tarama çalışmalarının devam ettiğini belirtirken kısa adı KETEM olan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi sayısının 2015'e kadar 124'ten 280'e çıkacağını kaydetti.

'YURTDIŞINA GEREK YOK'

Programın üçüncü aşamasını ‘kaliteli tedavi'nin oluşturduğunun belirten Özgül, "Artık kanser hastalarının yurtdışına gitmesine gerek olmadığını gururla söylemek istiyorum" diye konuştu.

PALYATİF BAKIM MERKEZLERİ

Ulusal Kanser Programı'nın dördüncü aşamasında ise gelecek yıl başlayacak 'palyatif bakım' yer alıyor. Palyatif bakımın her insanın hakkı olduğunu belirtin Nejat Özgül, bu bakım türünde kanser hastasının teşhisten ölüme kadar uzayan süreçte hastaya bulantı ve kusmadan ailesinde çıkan tüm sorunlara kadar uzanan bir yelpazede destek amacı olduğunu kaydetti. Özgül, gelecek yıla kadar her ilde en az bir palyatif bakım merkezi kurulacağını açıkladı.

ANADOLU'NUN KANSER TABLOSU

Çalışmalarını Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi'nde sürdüren Prof. Dr. Abdullah Işıkdoğan, Güneydoğu Anadolu'da mide kanseri, Doğu Anadolu'da ise yemek borusu kanser türlerinin daha sıklıkla görüldüğünü söyledi. Bölgenin özelliği olarak ortaya çıkan bu kanser türlerinin yemek alışkanlıklarına bağlı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Işıkdoğan, "Tuz, salamura gıdaların tüketiminin fazla olması, bayatlamış, küflenmiş gıdaların, kömür haline gelmiş kebapların etlerininin tüketilmesi beslenme bazlı kanser türlerinin ön plana çıkmasına neden oluyor" diye konuştu.

BİR TABU OLARAK KANSER

Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şuayip Yalçın, kanserin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen kanser üzerinde toplumsal fobi oluştuğunu söyledi. Kanserin umutsuz bir hastalık gibi algılandığını kaydeden Prof. Dr. Yalçın, "Korku fobi haline gelmiş. Tabu gibi, konuşulamaz. Ölümle ya da sakatlıkla sonuçlanacakmış gibi. Bu durum kansere karşı normal tavır alınmasını engelliyor. Kanser tanısı alırsa ondan kaçmak için deve kuşu misali kafasının kuma gömme refleksi veriyor" dedi.

TİCARİ KAYGILAR KANSERİ KULLANIYOR

Prof. Dr. Yalçın, bir soru üzerine, kansere yönelik bu algı içinde pet şişelerin kansere neden olduğu gibi bir iddiayla bazı ticari kaygıların toplumda kanser fobisi olarak yatırılmaya çalışıldığını savundu. Pet şişelerin kansere neden olduğu yönünde bilimsel bir veri bulunmadığını kaydeden ve bu ilişkinin sosyal olarak yükünün önemimin az olduğunu belirten Prof. Dr. Şuayip Yalçın, "Pet şişeden su içildiği için ‘Kanser oldum' diyen biri, bir veri yok" dedi. Prof. Dr. Yalçın, bu durumu kanser fobisini ticari rekabette kullanma olarak değerlendirdi.

ÖNCELİKLER KARIŞTI

Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkan Vekili Nejat Özgül ise pet şişeler ve kanser ilişkisini, "Sigara içiyorsanız isterseniz poşetin hepsini yiyin, kilonuz 300 olsun risk faktörünüz önemsiz hale geliyor. Önemli olan, hangilerini yapmazsak kanserden uzak dururuz noktasıdır" sözleriyle yorumladı. Pet şişe ve bebek biberonları hakkında dairesine gelen ciddi bildirimler neticesinde yaptıkları incelemede sağlığı tehdit eden zararlı madde tespit edilmediğini kaydeden Özgül, "Türkiye'de ruhsatlı pet şişlerle ilgili sağlıkla ilgi risk oluşturacak veri yoktur. Sağlığı tehdit edecek bir sorun görülmemiştir" diye konuştu. Özgül konuyla ilgili şunları söyledi:

"Bizim için bir insanın ölmesi çok önemlidir. Ama önceliklerimizi şaşırıyoruz. Bazı hocalarımız bazen sansasyonel haberler yapıyor. Popüler olmak isteyen arkadaşlarımız halkın önünde daha çok konuşuyorlar. Bu kendi aramızdaki sorun. Bunu çözmemiz gerekiyor ama bazı önemsiz konular sağlığı tehdit edecek boyutta manşetlere taşınıyor."

Özgül, halkı tehdit eden bir şey olmadığı halde bu şüpheciliğin devam etmesi durumunda hiçbir şey yiyip içemeyecek bir duruma gelineceğini söyledi ve "Yoğurt için evimizin önünde inek besleyeceğiz" dedi.

HİÇBİR GIDA KANSERDEN KORUMAZ

Tıbbi Onkoloji Derneği seçilmiş Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, hastaların artık ne yiyip içeceklerini şaşırmış halde olduğunu söyledi. Her şeyde kanserojen madde bulunduğunu fakat önemli olanın bu kanserojen maddeye ne kadar uzun süre ve ne miktarda maruz kalındığı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Saip, "Hiçbir gıda sizi kanserden koruyamaz. Hiçbir gıda sizi kanser yapmaz" dedi. Prof. Dr. Saip, kansere ilişkin panik havasından kurtulunması, 'şunu yersek kanser olacağız' fobisinden çıkılması gerektiğini kaydetti.



EB(SU/CK)