Dava konusu olay, geçen yıl Temmuz ayında meydana geldi. İddiaya göre eşiyle gittiği Karabağlar İlçesi'ndeki bir müzikholde gözaltına alınan Fevziye Cengiz, götürüldüğü karakolda polis memurlarından dayak yediğini, hakarete uğradığını, tehdit edildiğini belirterek şikayetçi oldu. Fevziye Cengiz'in polis merkezinde dövülmesinin güvenlik kamerası görüntüleri de ortaya çıkınca konu Türkiye’nin gündemine taşındı.

Önce Fevziye Cengiz hakkında 3 polis memuruna karşı hakaret ve darp iddiasıyla Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Polis memurları hakkında da Sulh Ceza Mahkemesi'nde açılan dava, 'görevsizlik' kararıyla Asliye Ceza Mahkemesi'ne gitti. Ancak Asliye Ceza Mahkemesi de 'görevsizlik' kararı verince dosya bu kez Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Bugün İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, davacı Fevziye Cengiz, avukatları Beydağ Tıraşöneri, Emre Durukan, Özkan Yücel ve Hanife Yıldırım ile tutuksuz yargılanan sanık polis memurları H.Y., B.S., T.D. ile avukatları Tolga Yurdakul katıldı. Haklarında 4 ile 9 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılan polis memuruları, H.Y., B.S. ve T.D., suçlamaları kabul etmedi.

Polis memuru H.Y., ifadesinde, şunları söyledi:

"Ekip olarak içkili mekanlara denetime gittik. İşyerinde çalışanların kimlik kontrollerini yaptık. Olay günü işyerdinde konsimatris olarak çalıştığını tespit ettiğimiz birçok bayanı alıp karakola getirdik. Ayrıca bu kontroller sırasında ismini sonradan öğrendiğimiz müşteki Fevziye Cengiz'in, T.D. ile tartıştığını gördük. Yardım için yanına gittiğimizde, bayan aşırı derecede alkollü idi. Kimliğinin olmadığını söyleyerek, kimlik vermedi. Bize, 'Siz kimsiniz? O..... çocukları' diye hakaret etti. Biz de kendisine kanunların verdiği yetkiye istinaden, zor kullanarak polis otosuna bindirdik ve karakola getirdik. Bayan, karakolda bize el kol hareketleri yapıp, yine aynı şekilde küfürler etti. Daha sonra da B.S., sakinleşmesi için mukayit odasına götürdü. Ben dışarıda tutanak tutuyordum. Kısa bir süre sonra odadan bağırış sesleri gelmeye başladı. İçeri girdiğimde, bayan, hakaret ve küfürlerine devam ediyordu. Bir ara aralarında arbede yaşandı. Ben de kendilerine ayırmak istedim. Bayan bu sırada bana da saldırdı. Beni tırnakladı, hakaret etti. Ben de kendisine vurdum. Bayan sakinleşmiyordu. Bayanı kollarından tutarken, dengemizi kaybedip yere düştük. Daha sonra da kendisini etkisiz hale getirmek için kelepçe taktık. Hakkımızdaki işkence suçlamasını kabul etmiyorum."

Sanık T.D. de ifadesinde olayı şöyle anlattı:

"Uygulamada kendisine kimlik sordum. Bana 'Sen kim oluyorsun, kimlik soruyorsun' dedi. Ben ısrarla kimliğini istedim. Kimliğinin olmadığını söyledi. Ben de 'Kimliğin yoksa karakola götürürüz' dedim. Bunun üzerine, 'Siz beni hiçbir yere götüremezsiniz' dedi. Hakaret içeren sözler söyledi. Eliyle de bana müdahale etmeye başladı. Bu sırada diğer görevli arkadaşlar yanıma geldi. Bayan, kimliğini ibraz etmeyince, zor kullanarak kendisini karakola getirdik. Karakolda 'Kim buranın amiri' diye bağırmaya başladı. Küfürler etti. Tükürmeye başladı. Karakol kalabalıktı. Uluorta hakaretlerine devam etti. H.Y. ile B.S., kendisini odaya götürdü. İçeriden herhangi bir ses gelmedi. Kendisine hiçbir şekilde vurmadım. Müzikholde, eşiyle değil başka bir erkek ile oturuyordu. Eşi kimliğini müzikholde değil, karakolda getirip verdi. Suçsuzum, beraatime karar verilsin."

Polis memuru B.S. de eski ifadelerini tekrarladığını belirtip, "Müştekiye, karakol aşamasında tokat attım. Ancak anlık bir sinirle kendime hakim olamadım. Bir hata yaptım. Bununla birlikte olayın hiçbir aşamasında müştekiye hakaret etmedim, tehditte bulunmadım" diye konuştu.

Şikayetçi Fevziye Cengiz de ifadesinde sanık polisleri suçladı. Mahkeme başkanı, Fevziye Cengiz'e oturduğu adresi sordu. Cengiz hala tehditler almaya devam ettiğini, bu nedenle adresinin yazılmamasını istedi. Hakim de bunu kabul etti. Fevziye Cengiz, ifadesinde, "Deniz dönüşü ailece eğlenmek için müzikhole gittik. Başka bir işyerinde garson olarak çalışıyorum. Ancak o gün gittiğimiz işyerinde çalışmıyorum. Sadece oraya müşteri olarak gitmiştik. Ancak gelen polis memurları,kimliğim olmadığı için karakola götürdü. Oysa kimliğim arabadaydı. Arabadan getirilmesine dahi izin vermediler. Ben, kimlik kontrolüne gelen polis memurlarına herhangi bir şekilde hakaret etmedim, mukavemette bulunmadım. Sanıklardan şikayetçiyim. Benim psikolojim bozuldu" dedi.

Tanık olarak dinlenen Mehmet Murat Cengiz, "Fevziye benim resmi nikahlı eşim olur. Olay gün eşim, kızım, kardeşim ve damadım ile denize gittik. Dönüşte de eğlenmek için müzikhole uğradık. Burada otururken, polisler geldi. Eşimin ve benim kimliğim arabadaydı. Alıp geleceğimi söyledim. Kimliğini getirirken, sanıklardan B.S., eşimi kastederek 'Bu kahpe daha arabaya binmiyor mu?' diyerek suratına tokat attı. Karakolda dayakları devam etti. Götürüldüğü odada, camdan nasıl dövdüklerini izledim. Hatta eşimi, elleri arkadan kelepçe takılı olduğu halde yine dövdüler. Baktığımı görünce de perdeyi kapattılar. Serbest bırakıldığında da sanıklardan H.D. bana 'Karını nasıl senin yanından alıp götürdüysem, gece yatağından da alıp götürürüm' diye konuştu. Beni karakoldan içeri almadılar" dedi.

Mahkeme heyeti, gelmeyen sanık polis memuru N.A. ile diğer tanıkların bir dahaki duruşmaya zorla getirilmesine karar verip, duruşmayı 6 Şubat 2013 tarihine erteledi.

Gözaltına alınıp götürüldüğü Karabağlar Polis Merkezi Amirliği’nde polislere hakaret ettiği ve basit şekilde yaralanmalarına neden olduğu ileri sürülen Fevziye Cengiz’in, görüntülerini inceleyip, olayı soruşturan savcıya veren, bilirkişi polis memurları 'dellileri karartma' suçundan 9 ay ile 7.5 yıl arasında hapis cezası istemiyle, 9'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları dava ile Fevziye Cengiz'in polis memurlarına tehdit ve hakaret ettiği iddiasıyla 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davalar ise devam ediyor.