CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, verdiği soru önergesinde Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e, DPÜ Merkez Kampusü girişinde bulunan mermer bloktan yontulmuş 'Aslan ve Kartal' heykelinin Ermenistan'ın devlet arması olduğunu ileri süren bir kişinin ihbar mektubu üzerine yerinden sökülerek depoya atılıp atılmadığını sordu. Ekşi önergesinde şunları kaydetti:

"Halen Gazi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan 'Anıtlar Heykeltıraşı' unvanına sahip Gagauz kökenli Türk vatandaşı Atanas Karaçoban tarafından yapılan ve Kütahya'daki Dumlupınar Üniversitesi yerleşkesinin girişinde bulunan mermer bloktan yontulmuş 'Aslan ve Kartal' heykelinin 'Ermenistan'ın devlet arması' olduğunu ileri süren bir kişinin 'ihbar' mektubu üzerine Dumlupınar Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 11 Ocak 2012 tarihinde 'oy çokluğu' ile aldığı karar sonucu, yerinden sökülerek depoya atıldığı doğru mudur? Bakanlığınız, 'Aslan ve Kartal' heykelinin anlamını açıklayan sanatçının, 'Geleceğin teminatı olan Türk gençlerini vatanın bölünmezliği ve milletin birliği yönünde motive etmeyi amaçladığını' söylediğinden haberdar mıdır? Keza sanatçı Karaçoban'a göre heykeldeki 'aslan'ın yeni öğrencilere 'Buraya hoş geldiniz Aslan evlatlarımız' mesajı verdiğini, kartalın da mezun olup gidenlere 'Edindiğiniz bilgi ve becerileri vatanın dört bir yanına taşımak için buradan gökyüzüne uçun ve olabildiğince yükselin' anlamına geldiğini Bakanlığınız bilmekte midir?"

REKTÖRLÜĞÜN AÇIKLAMASI

Kütahya- Tavşanlı karayolu üzerindeki DPÜ Merkez Kampusü önündeki kartal ve aslan heykellerinin kaldırılıp depoya konulması olayı ile ilgili olarak DPÜ Rektörlüğü tarafından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, heykellerin Ermenistan armasıyla şaşırtıcı bir benzerlik gösterdiği, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrencinin rahatsızlık duyduğunu, bu nedenle toplumsal duyarlılığın dikkate alındığı belirtildi. DPÜ Rektörlüğü'nün kaldırılan heykel fotoğrafı ile Ermenistan armasının fotoğraflarının da yer aldığı yazılı basın açıklamasında aynen şöyle denildi:

"Bahsi geçen heykelin, sadece bir ihbar mektubuna dayanarak kaldırıldığı doğru değildir. Heykelin yapılmasından bu yana gerek Kütahya halkının, gerek öğretim elemanlarının ve gerekse öğrencilerin rahatsızlıklarını şifahi olarak bildirmiş oldukları bilinmelidir. Bu rahatsızlık, amaç ve niyeti ne olursa olsun, yapılan heykelin Ermenistan Devlet Armasıyla şaşırtıcı benzerlik göstermesinden kaynaklanmaktadır. Üniversitemiz, bu tasarrufta bulunurken kurumsal kimliği ile bütünleşen 'Dumlupınar Üniversitesi Taç Kapısı'nın tam önüne ve Üniversite kurumsal amblemini temsil eden 'Şehit Sancaktar Mehmet' armasının tam karşısına yerleştirilen bu heykelle ilgili toplumsal duyarlılığı dikkate almıştır. Üniversitemiz, ismini Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Dumlupınar Muharebelerinden ve Büyük Zafer'den, sembolünü, şehitlerimizden almış bir üniversitedir. Dumlupınar (Başkomutanlık) Meydan Muharebeleriyle düşmanın kesin yenilgiye uğratıldığı, Mustafa Kemal Atatürk'ün '30 Ağustos 1922'de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yer olan bu topraklar' sözlerinde ifadesini bulan şehrin tarihsel kimliğini, duyarlılığını ve üniversite kamuoyunu dikkate alan bir hassasiyet sergilenmiştir. Bu emaneti yüklenen Üniversitemiz, toplumsal tepkileri de anlaşılır bulmakta ve saygı göstermektedir. İddia edildiği gibi paranoid bir yaklaşım ve paranoya söz konusu değildir. Söz konusu heykele aitmülkiyetin, ilk tespitlere göre eseri yaptıran Üniversite Vakfı'na ait olduğu görülmektedir. Aslan- Kartal figürlerinin yer aldığı heykelin, Üniversitemiz Taç Kapısı'na ve Şehit Sancaktar Mehmet armasının tam karşısına gelecek şekilde yerleştirilmesiyle ilgili bir Üniversite Yönetim Kurul kararı yoktur. Ancak kaldırılması, Üniversite Yönetim Kurulu kararıyla olmuştur. Dumlupınar Üniversitesi Türkiye'deki üniversiteler arasında Selçuklu- Osmanlı mimari tarzı ile kampus üniversiteleri arasında seçkin bir yere sahiptir. Fikri mülkiyet hakları ve sanat eserleriyle ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde üniversitemize özgü olan bu mimari üslup, binaların taşıdığı estetik, form, simetri, alan konumlandırması açısından eseri yapan mimarın hukuki tasarrufu altındadır. Mimarın izni olmaksızın yapılar, çevre düzenlemeleri ve genel kompozisyonu üzerinde eklemeler, çıkarmalar yapılması, binaların estetiğine gölge düşürecek uygulamalardır. Bu anlamda heykelin hiçbir sanat kurulundan veya bilirkişiden veya ilgili bölüm elemanlarından görüş almadan yapıldığı ve Üniversitemiz Taç Kapısı önüne konduğu görülmektedir. Dumlupınar Üniversitesi, Türkiye'nin en büyük ve güçlü Güzel Sanatlar Fakültesi'ne sahiptir. Fakülte öğretim elemanları yurtiçi ve yurtdışında birçok resim ve heykel sergisine katılmakta, ödüller kazanmaktadır. Ayrıca bilinmelidir ki kampus alanımızda pek çok heykel mevcuttur. Dolayısıyla, Dumlupınar Üniversitesi, sanat ve sanatçı dostudur. Gerek fiziksel imkânları ve gerekse teknik altyapısı itibarıyla Türkiye'de ilk sırada yer almaya adaydır. Bu çizgideki Üniversitemizin sanat ve sanatçıya verdiği değer aşikardır. Medyada heykeltıraş Atanas Karaçoban'a atfedilen, heykelin ifade ettiği anlama dair yaptığı yorumlar kendisinden başka hiçbir kimseyi bağlamayan, kendisinden başkasında aynı duygu ve düşünceleri uyandırmayan, hayali açıklamalardır. Dumlupınar Üniversitesi, Bologna Süreci'ni tamamlama çabası içinde olan, Kalite Süreci ve Sistemini oluşturma, iki dilde hazırlık sınıfı ile Yabancı Diller Yüksekokulunu bina etme, uluslararasılaştırma çizgisini sağlama, merkez laboratuarını, teknokentini ve tasarım merkezini kurma çabaları, üniversite- sanayi işbirliğini gerçekleştirme hamleleri olan, genç ve dinamik bir üniversitedir. Üniversitemiz, mekan ve zaman açısından ülkemizin tarihi bir kavşağında yer almakta, toplumsal hassasiyetleri kavramakta ve paylaşmakta, misyon ve vizyonuyla dünya üniversitesi olmayı hedeflemektedir ve bu amaçla büyük bir değişim sürecini başlatmıştır."