AKP devleti, Saray kararını vermiş, kendileri gibi düşünmeyen ve inanmayanları, 'yargılayıp' cezalandırmak istiyorlar.

Dikensiz gül bahçesi, muhalefeti olmayan bir ülke, sadece kendileri gibi düşünen ve inanların yaşadığı bir coğrafya, mozaik bir yapılanma değil, tek ses, 'tek millet' 'tek vatan' 'tek bayrak' 'tek dil' 'tek din olarak' ifade edilen, demokrasiden uzak, diktatörlük olarak ifade edilen bir ülke modelidir.

AKP devleti ve Sarayın, 'türk tipi' başkanlık olarak ifade ettiği ülke, böyle bir ülkedir. Politik literatürde faşizm olarak ifade ettiğimiz bir sistemin adıdır.

AABK Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu onursal genel başkanı Turgut Öker AKP devleti ve Sarayın hedeflerine konmuş, 'cezalandırılmak' istenmektedir. Türkiye de, hukuk ayaklar altına alınmış, yargıya güven yerlerde sürünürken, Sarayın talepleri doğrultusunda hareket eden yargıçlar, demokrasi mücadelesi yürüten, kurum, kuruluş ve tüzel kişiler hakkında davalar açarak, bunları yıldırmaya, sindirmeye çalışmaktadır.

AABK onursal başkanı Turgut Öker'in, 2015 Aralık ayında, Maraş'ta, Maraş katliamıyla ilgili protesto mitinginde konuşmaları nedeniyle, 'cumhurbaşkanına hakaret ettiği' gerekçesi ileri sürülerek dava açılmıştır. Davanın tarafı AKP devleti Sarayın kendisidir. R.T. Erdoğan'ın zihniyetidir.

Saray bu davayı, Turgut Ökere yönelik açmamıştır. Bu dava Turgut Öker şahsında, Alevilere ve demokrasi güçlerine yönelik olarak açılmış bir dava olarak algılanmalıdır. Yargılanmak istenen, Aleviler, demokrasi mücadelesi ve ifade özgürlüğüdür.

Bu nedenle 05 Aralık 2016 Saat 10'00'da Anadolu Kartal adliyesinde görülecek olan dava, Aleviler ve demokrasi güçleriyle TC devletine egemen hâkim güçler arasında görülecek olan bir davadır. Bu dava, tutuklanan akademisyenlerle, milletvekilleriyle, gazetecilerle, AKP devleti, Saray arasında bir davadır. Bu dava, HDP Halkların Demokratik Partisi eş başkanları, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'la, Sarayın başkanlık talebi arasında davadır.

Bu dava, görevinden, 'uzaklaştırılan' belediye başkanları, meclis üyeleriyle, belediyelere kayyum atayan zihniyet arasındaki bir davadır. Bu dava, Savaş konsepti dayatmasında bulunan, AKP devletiyle, Kürt halkı direnişini zaferle taçlandırılması arasında bir davadır. Bu dava, 1915 Ermeni katliamı, Koçgiri, Dersim, 6-7 Eylül 1955, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Taksim Gezi, Suruç, Ankara vb. katliamlardaki, mağdurlarla, sanıkları arasındaki bir davadır.

Bu dava, Suriye'de evlerini-barklarını terk eden, ülkeleri harabeye çevrilen Suriye halklarıyla, Suriye'nim, içinde bulunduğu duruma sürüklenmesinde sorumluluğu ve suçu olan, AKP devleti, Saray arasında bir adavadır.

Bir tarafta, geleneksel devlet aklı, AKP-MHP, Saray, bir diğer tarafta, Turgut Öker Şahsında, Aleviler, ötekileştirilen, baskı altına alınıp sindirilmek istenen, demokrasi güçleri, bu davanın tarafıdırlar. AKP devletinin, Sarayın tüm hukuksuzluğuna, yargıyı baskı altına almasına, yandaş yargıyı harekete geçirmesine rağmen, Turgut Öker ve demokrasi güçleri davayı kazanacaklardır.

Sonuç ne olursa olsun, sanık sandalyesinde, 'oturan' Turgut Öker olmayacaktır. Sanık sandalyesinde oturan, suçlu olan, yargılanması gereken, AKP devleti ve Sarayın zihniyetidir.

Bu dava, tarihi bir davadır. Önemsenmelidir! Önemsiyoruz!

Bu nedenle diyoruz ki, Turgut Öker şahsında bu davayı sahiplenelim.

AKP devleti ve Saraya esaslı bir ders verelim!


04 Aralık 2016