Tarih Fidel’i beraat ettirdi, bu tüm Batista'ların mahkumiyet ilamıdır

Yiğit Küba halkı Goliath'ı yenen Davut gibi 53 yıllık bir ablukadan sonra nihayet ABD'yi dize getirdi, Başkan Obama kıtanın bu ilk sosyalist devletiyle diplomatik ilişki kurmak zorunda kaldı. Bu, Küba halkının, Fidel Castro, Che Guevara, Camilo Cienfuegos, Raul Castro gibi liderlerin önderliğinde gerçekleştirdiği devrimin tarihsel zaferidir.

Gazeteci dostum Nusret Özgül Yerelce sitesinde soruyor: "Domuzlar Körfezi (Playa Giron) Çıkarması’ndan bu yana 50+3 yıl geçti. O gün 20 yaşlarında olanlardan sağ kalanlar acaba ne düşünüyorlar? Bu toplam 53 yılı sadece yaşamakla kalmayan, aynı zamanda gözlemci rolünü de üstlenen “Canlı Arşiv” Doğan Özgüden’in veya İnci’nin, bir makalede son değişimi farklı açıdan değerlendireceğinden hiç kuşkum yok."

Sevgili Nusret, 53 yıldan da fazla... Gazeteciliğimin daha ilk yılından, 1953'ten itibaren yakından izlediğim, sevinçlerini ve acılarını yürekten paylaştığım 61 yıllık bir destan bu...

1953 yılındaki başarısız Moncado Kışlası baskınından sonra Amerikan uşağı faşist Batista'nın mahkemesinde "Tarih beni beraat ettirecektir" diye haykıran Fidel Castro, 1956'da bir avuç devrimciyle gerilla mücadelesini tekrar başlatarak 1959 başında zaferle sonuçlandırmıştı.

Ama batı yarı küresindeki bu ilk sosyal devrim başından itibaren ABD emperyalizminin ve onun güdümündeki devletlerin boy hedefi olacaktı. Washington Küba'ya ilk ambargoyu 19 Ekim 1960'da gıda ve ilaç dışındaki tüm malların ihracını yasaklayarak başlatmıştı. O yıl yayınlanan Dinle Yankee adlı kitabında Amerikalı bilimadamı Wright Mills Küba'lıların ağzından devrimin haklılığını ve ABD emperyalizminin halklara düşmanlığını ortaya koyuyordu. Bu kitabı zamanın tek sol dergisi Yön'de tanıtmıştım, İlhan Selçuk da Cumhuriyet'teki köşesinde bu yazıdan alıntı yapmıştı.

Ambargonun yılı dolmadan, 1961 Nisan'ında ABD'nin CIA güdümlü paralı askerleri devrimi çökertmek için Domuzlar Körfezi 'ne çıkartma yapacak, ama Küba halkının yiğit direnişiyle bozguna uğrayacaklardı. Bu hezimetten sonradır ki, Kennedy 7 Şubat 1962'den itibaren Küba'yı ekonomik, ticari, diplomatik, kültürel alanları da kapsayan gayriinsani bir abluka altına alacaktı.

O sırada İzmir'de çalıştığım Sabah Postası Gazetesi'nden uzaklaştırılmamın nedenlerinden biri de Küba'yı savunan yazılar yazmış olmamdı.

Daha sonra genel yayın yönetmeni olduğum Akşam Gazetesi'nde de Küba'nın varolma mücadelesi ana dış politika konularımızdandı. 1966 yılında Demirel iktidarının ve kapitalistlerin baskıları sonucunda Akşam'dan uzaklaştırılınca, İnci'yle birlikte tüm zamanımızı Dinle Yankee'nin çevrisine verecektik.

Ant Dergisi ve Yayınları'nı kurduktan sonra Küba devrimiyle dayanışma yayın politikamızın temel taşlarından biriydi. Ernesto Che Guevara'nın Savaş Anıları'nı ve Gerilla Günlüğü'nü 1968'de arka arkaya yayınladık. Onları 1969'da Dinle Yankee'nin yayını izledi. Kitap, Mills'in yazdıkları dışında Fidel Castro'nun ünlü Tarih beni beraat ettirecektir savunmasının tam metnini ve sosyalist düşünür Leo Huberman'ın Sosyalist Küba adlı incelemesini de içeriyordu.

1971 darbesinden önce yayınladığımız önemli kitaplardan biri de Alman yazar Hans Magnus Enzensberger'in Havana Duruşması oldu. Kitap, 1961'deki Domuzlar Körfezi Çıkartması bozgununda yakalanan ABD uşaklarının Küba halk mahkemesinde yargılanmalarını aynı zamanda tiyatroya da uygulanabilecek şekilde belgeliyordu. Kitap yayınlanır yayınlanmaz İstanbul'da Halkın Dostları Tiyatrosu tarafından sahneye konacaktı.

Sürgün yıllarımızda da diğer ülkelerin direnişçileriyle birlikte İspanya, Yunanistan, Portekiz ve Türkiye'deki faşist yönetimlere karşı yürütülen ortak mücadelenin yanısıra Vietnam, Küba devrimleriyle dayanışma da önde gelen görevlerimizdendi. Buna paralel olarak 1971 Cuntası'na karşı duyurularımıza Granma ve Tricontinental gibi Küba gazeteleri ve Prensa Latina ajansı geniş yer veriyordu.

Son gelişmeler, onyıllardır yalıtlanmanın işkencesini yaşayan Küba halkı gibi bizleri de sevindiriyor. Özel olarak da tam 61 yıl önce yargılandığı faşist mahkemede "Tarih beni beraat ettirecektir" diye haykıran Fidel'in bu günleri görebilmiş olması...

Evet, tarih şaşmaz hükmünü vermiş ve Fidel'i beraat ettirmiştir.

Bu aynı zamanda Batista gibi tüm diktatörlerin mahkumiyet ilamıdır... Türkiye de dahil hâlâ faşizan baskılar altındaki tüm ülkelerin yeni yetme Batista'larına ibret ola...