Trabzon Baro Başkanı Mehmet Şentürk imzasıyla yayınlanan bildiride, Türk futbolunun yaşadığı olağanüstü dönemin halen devam ettiği vurgulanarak, "Sporun bir ülkede sevgi, barış ve kardeşlik duygularını pekiştirmesi gerekirken Türk futbolu için aynı şeyleri söyleme imkanı kalmamıştır. Daha şike soruşturması ortaya çıkmamışken Süper Ligimizin 2010-2011 sezonunun ikinci yarısından itibaren ayyuka çıkan, yazılı ve görsel medyada yer alan 'etik dışı ve suç sayılabilecek olaylar' hakkında Trabzon Baro Başkanlığı olarak 07 Haziran 2011 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu'na şikayet başvurusunda bulunulmuştur. Türkiye Futbol Federasyonu bu başvurumuza bugüne kadar herhangi bir cevap vermemiştir" denildi. Açıklama şöyle devam etti:

"Baromuzun bu başvurusundan sonra 03 Temmuz 2011 tarihinde İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen şike soruşturması açığa çıkmıştır. Savcılıkça yapılan bu soruşturma, Trabzon Barosu’nun ve Trabzonspor camiasının şüphelerinde ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Savcılıkça yürütülen soruşturmada gizlilik kararı varken, henüz delillerin tamamı ortaya çıkmamışken, UEFA çok kısa sürede yaptığı bir inceleme sonucunda Şampiyonlar Ligi'ne katılacak takım hakkında kanaat edinerek karar verebilirken, Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilgili kurulları her şey ortada iken, halen daha süreci sonuçlandıramamış ve karar verememiştir. Bir önceki Federasyon Başkanı ve yönetiminin süreci uzattığı, şike ile suçlanan takımların alabileceği cezaları hafifletmeye, hatta ortadan kaldırmaya çalıştığı aşikardır."

TAHKİM KURULU'NA YAPILAN ATAMALAR MANİDAR

Trabzon Barosu'nun açıklamasında, Yıldırım Demirören başkanlığındaki yeni federasyon yönetiminin Tahkim Kurulu'na yaptığı atamaların da manidar bulunduğu vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:

"Tahkim Kurulu başkanlığına atanan kişinin daha önce kamuoyuna yansıyan açıklamaları ihsas-ı rey niteliğindedir. Sadece bir dernek olan, diğer sivil toplum kuruluşlarından bir farkı olmayan fakat kamuoyuna spor hukukunun Türkiye’deki tek otoritesiymiş gibi sunulan Spor Hukuku Enstitüsü, İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Şike Davası dosyası hazırlık aşamasında iken 15 Eylül 2011 tarihinde mütalaa vermiştir. Adı geçen enstitü dava ile ilgili görüşünü bu mütalaa ile açıkça beyan etmiştir. Evrensel Hukuk kuralları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 36. maddesi ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 22. maddesi ortada iken konu ile ilgili görüşünü açıkça beyan eden Spor Hukuku Enstitüsü'nden Tahkim Kurulu’na başkan, bir asil üye ve bir yedek üye atanması yanlıştır. Yine aynı enstitünün iki üyesi yürütülen soruşturmada şüpheli, bir üyesi de Fenerbahçe Kulübü'nün avukatı konumundadır. Bu nedenle TFF Tahkim Kurulu’na yapılan atamaları doğru bulmuyoruz. Böylesine hassas bir dönemde aynı enstitüden yapılan atamalar kamuoyunda ve bizlerde şüpheler uyandırmaktadır. Bu nedenle söz konusu kişilerin Tahkim Kurulu'ndaki görevlerinden çekilmeleri veya TFF tarafından yeni atamalar yapılması gerekmektedir."

KAMUOYUNU TATMİN EDECEK AÇIKLAMA BEKLİYORUZ

Trabzon Barosu'nun açıklamasında, gerek önceki, gerekse şimdiki dönem Federasyon yönetimi ve hukuk kurullarının Türk futbolundaki şüphe ve şaibe iddialarını araştırıp derhal karara bağlaması gerekirken kamuoyunu tatmin etmeyen açıklama, tutum ve davranışlar içinde olmalarının kabul edilemez olduğu da vurgulandı. Açıklama şöyle devam etti:

"Ortada açıklığa kavuşturulmamış, sonuçlandırılmamış çok ciddi iddialar mevcuttur. Yapılacak olan da çok açıktır. İddiaların ciddi bir şekilde ele alınması, konunun tarafsız ve bağımsız ve şüphe uyandırmayan kişilerce araştırılması, tüm yönleri ile gerçeklerin ortaya konması ve bunun savsaklanmadan derhal yapılmasıdır. Ne yazık ki bu güne kadar atılan adımlar tatmin edici değildir. Türk Futbolundaki sis bulutu dağılmamıştır. Trabzon Barosu olarak, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 76. Maddesinin verdiği yetkiye dayanarak süreci bizzat takip edeceğimizi, disiplin soruşturmasında savsaklamaya gidilmesi, hukuk kurallarının gerektiği gibi uygulanmaması ve benzeri şüphe uyandıran durumların varlığı halinde yetkili ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı duyururuz."


ÖA(TM/Aİ)