Ama ne olursa olsun Bale, bunların başını döndürmesine izin vermeyecek.

Çünkü Bale dünyanın en pahalı futbolcusu tiplemesine hiç uymuyor.

Alkol kullanmaz, örümcekten korkar ve her fırsatta güney Galler'de yaşayan annesini ziyaret eder.

Kuzey Cardiffli bu çocuğun ayaklarını yere her zaman sağlam basmıştır.

Mütevazı ve sade

Yakınları, onun mütevazı kibar ve normal bir insan olduğunu söyler.


Kız arkadaşı olan Emma Rhys-Jones çocukluk aşkı ve en yakın arkadaşlarının çoğu lise arkadaşları.

Kamu önünde böbürlenme olarak algılanabilecek hiçbir şey söylememeye dikkat eden, sade bir insan.

Kimse onun hakkında kötü bir şey söylemiyor.

Ama bu Bale'in haylaz bir tarafı yok, demek değil.

Soyunma odasında sohbetlerin odağıdır; şakacı ve hazır cevaptır.

Ama konu futbola döndüğünde, arkadaşları her şeyden önce oyuna yönelik saf sevgisinden söz eder.


Dünyanın dikkatini, 2010 yılında San Siro'daki Şampiyonlar Ligi maçında, ikinci yarıda hat-trick yaptığı zaman çekmeye başladı.

Avrupa'nın en büyük kulüplerinden birine olası transfer söylentileri de o zaman başladı.

2011 yılı Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçı öncesi Real Madrid hakkında sıcak konuşmalar yapması yangını körükledi.


Yüksek hedefler

Ona en yakın olanlar, Gareth Bale'in her zaman kendisi için yüksek hedeflere sahip olduğunu söylüyorlar.


Galler'in büyük bir turnuvaya katılmasının zor olabileceğini bildiğinden, futbolun zirvelerinde rekabet edebilecek bir kulüp için oynamak hayaliyle yaşıyordu.


Real Madrid'in heybet ve cazibesini yaşama fırsatı onun hayal gücünü kışkırtmakyaydı.

Tam da Bale'in oyunu gibi Real Madrid amansız, durdurulamaz bir takibe girişti.

Ve sonuçta istedikleri oyuncuyu elde ettiler.


Galli oyuncu, her zaman en büyük yetenekleri çekmekten gurur duyan bir kulüpte, bir sonraki simge isim olarak görülüyor.

Adı milyonlarca forma üzerinde olacak, tek kişilik bir marka, ticari bir süper güç haline gelecek.

Bale artık farklı bir stratosfere taşındı, ancak tüm bunlara rağmen bu parlak çocuğun ayakları yere sıkıca basılı olacak.