İsrail yurttaşları Başbakan Netanyahu’nun bir mesih olduğunu düşünüyorlar. İstihbarat Teşkilatı Shin Bet’in Başkanının ‘Harem-i Şerife çıkmak İsraillilerin çıkarlarını tehlikeye sokar’ diye anlatmak için dilinde tüy bitsin, halk Netanyahu’nun yanında yer alır. Öyle ya, Shin Bet’in başkanı ne bilir? Bir solcunun Shin Bet’in yanında yer aldığı bir ülkenin ne halde olduğunu düşünün. Çılgınlığın ispat gerektirmez bir hakikat olduğu kanlı yazın sonunda ve bu sonbaharda, Netanyahu’nun Krallığı tamamlanmış bir olgudur. Hiç de bir hayır kurumu olmayan Shin Bet’in başkanı da pekala halkın düşmanıdır; çünkü hem Genelkurmay Başkanı hem de Başbakanla çatışmıştır. Faşizmin kafasını çıkardığı bir yerde, başbakandan başka tanrı yoktur. O her şeydir. Her şey onun cisminde, adında ve ruhundadır. Ondan başka bir şey yoktur. Onun krallığı artık politik konjonktürlerin sıradan bir işlevi değildir. Tesadüfi değildir. Onun krallığı şimdi nerdeyse tamamen mistiktir. Danışmanlarının hesapladığı bir şey değildir. Nihayetinde İsrail Krallığı [Netanyahu’nun danışmanları] David Shimron veya Nir Hefetz’e mal edilemez. Onlar Sara Netanyahu’nun kaprisleri ve lüzumsuz harcamalarından da sorumlu tutulamaz.

Benjamin Netanyahu hali hazırda İsrail’in kralıdır, çünkü insanlar kendilerini demokratik bir ülkenin yurttaşları olmaktan daha ziyade “yahudi” ve esas olarak da baskıya uğramış yahudiler olarak görüyor ve Netanyahu’nun İsrail’i kendis şahsında cisimleştiren, neyin ‘iyi’ neyin ‘kötü’ olduğunu herkesten iyi bilen mistik bir yaratık olduğunu düşünüyorlar.

Kraliyet ailesi hakkında 8-12 yaş grubu çocukları için en popüler programın ironik biçimde Rami Vered veya Orna Banai tarafından oynanmamasının iyi bir nedeni vardır. Şimdi de aydın, mantıklı, makul ve gerçeğe bağlı İsrail soluna söylemeliyiz:  İsrail dışından aldığınız destek ne kadar büyük olursa olsun, nerede yaşadığınızı kavramıyorsunuz. İsrail’de solcu bir hükümet olmayacak, çünkü mesihçilik toptan seküleristlerin alanına hakim oldu. Givati Tugayının 44 yaşındaki komutanı ve mutlu bir dede olan  Ofer Winter, Üçüncü İsrail Krallığının idealidir. Fakat Netanyahu ile iyi geçinmez ve anlaşamazsa, onun da kaderi Shin Bet Başkanınki gibi olur.

Mantık iflas etmiştir. Artık cinayet yoktur, sadece ‘yahudi kanı’ vardır. Birey veya azınlık yoktur artık. İsrail’in parçalı ve kendi içinde kavgalı solu var olmaya devam ediyor, ama giderek ülkesiz bir topluluk haline geliyor. Mensupları yazan, çizen, inceleyen ve ülkeden bağı kopuk yaşayan bir topluluk haline geliyor.

Onlar siyonist idealleri yerine getiremezler, çünkü ülke kutsal bir hale geldi. Bir yanda ‘yahudi kanı’ taşımayanın yasal olarak eşit haklara sahip olmadığı ve görülmediği dua eden bir toplum, okullarda kendi dininin temel kurallarını öğretiyor ve Bakan Haham Shay Piron da onun elçisi. 12,5 milyon Şekel’e çıkan bir bütçe yardımıyla Piron, İsrail’de eğitimi tarümar ederken, İsrail Kralı Netanyahu sevinçten ellerini ovuşturuyor.

Dinci ve milliyetçi arzularla şaşırtıcı ve hüzün verici bir kişiliğin karışımı, Neyanyahu’yu yenilmez kılıyor. İsrail’deki solcuların bilmesi gerekiyor: Solculuk, umutsuz bir ülke için, ülkesiz bir halktır
 
Bu makale, İsrail’de yayınlanan HAARETZ gazetesinin 24 Kasım 2014 tarihli sayısında yayınlanmıştır (http://www.haaretz.com/opinion/.premium-1.628090).
Çeviren: İrfan Cüre