Türkiye'de 1974 yılında kurulan ve 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte kadroları yurt dışına çıkan ve halen yasaklı Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Mesut Tek, IŞİD'in Musul'u ele geçirmesini değerlendirdi. Önceki adı 'Irak İslam Devleti' olan daha sonra adını 'Irak Şam İslam Devleti' olarak değiştiren IŞİD'in Kürtler'i katlederken Bağdat'ı rahatsız etmediğini söyledi. Irak Anayasası'ndaki 140'ıncı maddedeki Kerkük'ün de içinde yer aldığı bölgelerde referandum yapılması halinde Kürtlerin zaferle çıkacağını Bağdat'ın bildiğini ve bu nedenle Kürtlere yönelik saldırılara sessiz kaldığını kaydeden Mesut Tek, şöyle konuştu: "Maliki sadece Kürtlerle değil, Sünnilerle de arasını bozdu. Sünniler'in hak arama direnişlerini kanla bastırdı ve onlarla Sünni’yi öldürdü. Sünniler bu kez silahlı direnişe başladı ve IŞİD güçlendi. Geçmişte Maliki ile birlikte IŞİD'e karşı savaşan Sünni Arap aşiretleri bu kez Sünnilerle birleşip Maliki’ye karşı savaşmaya başladı. Musul'un düşmesiyle birlikte oluşan güvenlik boşluğunu doldurmak Kürtlere düştü. Kürtler bu boşluğu doldururken kanımca haksız duruma düşmemek için Kürdistan'ın sınırları dışındaki yerlere gitmediler. Sadece kendi sınırlarına Peşmerge gönderdi. Bir anlamda Bağdat hükümetinin hayata geçirmemek için bin bir dereden su getirdiği 140'ıncı madde pratikte hayata geçti. O bölgeler şu anda Kürdistan güvenlik güçlerinin elinde. Zaten oralar Kürdistan anayasasında Kürdistan sınırları içindeydi."

"IŞİD İSTEMEDEN HAYIRLARA VESİLE OLDU"

Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Mesut Tek, Ortadoğu coğrafyasında bazen çok kötü olarak tanınan grupların, bazen yaptıkları işlerle hiç beklemedikleri hayırlara vesile olan sonuçlarında çıkabileceğini savundu. Tek, şöyle devam etti: "Buna benzer durum Saddam döneminde de olmuştu. 8 yıl İran'a karşı savaşan ve yenilmeyen Saddam gitti Kuveyt'i işgal etti, Dünya harekete geçti ve Saddam yenildi. Burada oluşan iktidar boşluğunu peşmerge güçleri doldu. IŞİD'in Musul'u ele geçirmesi ve Bağdat'a yürümesinden dolayı bir iktidar boşluğu oluştu. Bu boşluğu da en örgütle yapı olan Kürtler doldurdu. Kürtler savaşmadan, kan dökmeden 140'ıncı maddeyi en azında pratikte hayata geçirmiş oldu. Önemli olan buraları korumaktır. IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinden sonra böyle bir sonucun ortaya çıkacağını tahmin ettiğini sanmıyorum. Musul'u işgali ve Irak ordusunun bölgesi terk etmesiyle Kürtlerin başka Kerkük olmak üzere bu bölgelerdeki iktidar boşluğunu dolduracağını IŞİD bilseydi acaba yine saldırır mıydı Musul'a?. 140'ıncı maddedeki bölgeler IŞİD'in Musul'u düşürmesiyle defacto olarak fiiliyatta hayata geçti. Bu iyi oldu."

"VAHŞİ VE KÖTÜLER BAZEN İYİ İŞLER DE YAPIYOR"

Vahşi ve kötü insanların istemeyerek bazen iyi işlerde yapabildiğine değinen, Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Tek, şöyle konuştu: "Vahşi ve kötü insanlar bazen iyi işlerde yapabiliyor IŞİD'in niteliği, vahşeti, uyguladığı katliamlar biliniyor. IŞİD, radikal İslamcı ve halkı korkutarak sindirmeyi önüne hedef alan bir örgüt. Katliamları biliniyor. Ama bazen bu tür örgütler yaptıklarıyla olumlu sonuçlara da yol açabiliyorlar. Kendilerinin hiç beklemediği ön görmediği neticelere de imza atabiliyorlar. Musul'u ele geçirmesi bunlardan biridir. Kerkük Irak merkezi hükümeti ile Kürdistan bölgesi arasında ciddi bir sorundu. Örneğin Maliki Kerkük sorunuyla ilgili Dicle operasyon birliği adı altında özel bir ordu kurmuştu. Her türlü ağır silahlar bu birlikleri donatmıştı ve bu operasyon bilgilerinin oluşturulmasının temel amacı Kerkük'te Kürtlerin etkisini özellikle peşmergenin etkisini kırmaktı. Dicle operasyon birlikleri bölgede konuşlanmış peşmerge ile bölgede bazen çok ciddi gerginlikler yaşanıyordu. Dicle operasyon birlikleri denilen güçler, peşmergeye karşı 'vurup keseriz' diyen aslanlar bir anda bölgeyi terk ettiler. Çekilip gittiler. Bu boşluğunu Kürtlerin doldurması kadar doğal bir şey yoktur. Bu bir işgal de değil."

"AK PARTİYE DÜŞMANLIĞIMIZ YOK"

Türkiye'de devam eden çözüm sürecini de değerlendiren Mesut Tek, Türk devleti ile Kürtler arasında yumuşamayı sağlaycak her adımı parti olarak olumlu gördüklerini ve desteklediklerini de belirterek şunları söyledi: "Bizim Ak Parti'ye karşı hiç bir zaman gözü kapalı düşmanlık yapmadık. Ak Parti'nin özellikle Kemalist sistemi değiştirmeye, demokratikleştirmeye, Kürt sorununu çözümüne yönelik attığı her adımı destekledik ve yaptığı yanlışında karşısında olduk, deşifre ettik. Ama bununla birlikte Ak Parti'yi ileri demokratik adımlar atması konusun dada teşvik edici bir politika yürüttük.  Bazılarının yaptığı gibi Ak Parti düşmanlığı gibi bir takıntımız yok. Ak Parti'yi yaptıklarına bakarak değerlendiririz."

Yasaklı olduğu için 34 yıldır Türkiye'ye dönemeyen Genel Sekreteri Mesut Tek, Türkiye'de partilerinin siyaset yapmasına olanak sağlanması halinde dönebileceğini ekledi.