Rojava’daki gelişmeleri yerinde takip edebilmek için Ekim ortalarında Rojava’ya giden avukat Brigitte Kiechle, tarihçi Michel Knapp ve gazeteci Nick Brauns izlenimlerini Berlin’de düzenledikleri bir panelde kamuoyuna duyurdu.

Cumartesi akşamı Berlin Komel derneğinde Alman ve Kürdistan’lılar tarafından yoğun bir ilgiyle karşılanan etkinlikte tarihçi Michel Knapp ile gazeteci Nick Brauns, heyet izlenimlerini çektikleri fotoğraflar eşliğinde aktardı.

Gazeteci Nick Brauns ve tarihçi Michel Knapp, Rojava’ya Güney Kürdistan üzeri geçişlerini anlatarak konuşmasına başladı.


AMBARGO

Knapp “Güney Kürdistan’dan Rojava’ya geçerken Kürdistan’da olduğunuzu değil de, sıkı kurallara tabi tutulmuş bir devletten bir başka devlete zorlu bir geçişe tanıklık ettik” ifadesini kullandı.

Güney Kürdistan’da KDP Yetkilileriyle Rojava’ya dönük ambargoya ilişkin görüştüklerini de ekleyen Knapp, Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesut Barzani’nin yardımcılarından Hamid Derbendi’nin bunu reddettiğini ancak “geçişlere biz izin veririz” sözüyle aslında ambargoyu doğruladığını söyledi.  

Knapp, “Rojavalılar ‘bizim için en acı olan, Kürdün Kürde ambargo uygulamasıdır’ dediler. Türkiye’nin ambargosunu anlıyoruz ama Güney Kürdistan yetkililerinin bu tutumuna anlam vermek gerçekten zor” diye konuştu.

Nick Brauns ise, Semalka sınır kapısının kapalı olması nedeniyle özellikle çatışma bölgelerine tıbbi malzeme ulaştırılmasında sıkıntı yaşandığına dikkat çekti.

“Semalka sınır kapısı kapalı olduğu için Güney Kürdistan ile ticaret yapılamıyor. Sağlık hizmeti açısındanda sorunlar yaşanıyor. Çoğu zaman doktorlar gerekli ilacı bulamıyor ve hastalara tıbbı yardımı sağlayamıyor” dedi.

ÖZERK ÖRGÜTLENME

Alman heyet Rojava’daki halk yönetimi, özerk sistem konusundaki izlenimlerini de aktardı.

Michel Knapp, Suriye’deki iç savaşa rağmen Rojava’da alternatif ve özerk bir model oluşturulduğuna dikkat çekti. “Özsavunma başta olmak üzere, kısıtlı imkanlara rağmen halk meclisleri, sağlık komiteleri, kadın meclisleri, komünler  vb. mekanizmalar ile halk kendi sistemini ve devrimini oluşturmuş. Asayiş para karşılığı yerine getirilen bir polis veya güvenlik sistemi değil, tersine gönüllülerden ve halk için olan bir güvenlik mekanizmasıdır. Bu önemli bir deneyimdir” dedi.

Nick Brauns ise, insanların tüm saldırılara rağmen günlük hayatı sürdürmesinde YPG’nin önemli bir rol oynadığını, halkın YPG’ye güven duyduğunu gözlemlediklerini dile getirdi.

KADINLAR HAYATI BELİRLİYOR

Nick Brauns, Rojava’daki devriminde kadının rolünü dikkat çekerek, “kadın yaşamın her alanında aktiftir ve kurumsallaşmanın içindedir. Toplumdaki tüm sorunların çözümünde kadının etkisini görebiliyoruz. Savaş koşulları altında böylesi gelişmelerin olması çok önemlidir. Rojava devriminin en önemli kazanımı olarak kadın özgürlük arayışının yansımasıdır. Kadın öz savunma komitelerinde, halk meclislerinde, kadın meclislerinde, gençlik çalışmalarında, siyasette belirgindir. Kadın kazanımları devrim içinde bir devrim olarak tanımlamak yerinde olur” diye konuştu.

Brauns Rojava’daki Demokratik Özerklik deneyiminin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “bu deneyim, gerek Suriye gerekse de Ortadoğu için önemli ve örnek alınabilecek bir gelişmedir” dedi.

Heyet izlenimlerini önümüzdeki günlerde Hamburg, Bremen, Hannover, Stutgart, Mannheim, München, Köln, Düsseldorf başta olmak üzere değişik şehirlerde düzenlenen etkinliklerle de aktarmaya devam edecek.ANF