"Biz barışçılar, ne gücün terörüne ne terörün gücüne… Bizi hiç kimse sıkıştıramaz. Hiç kimse."

Bu sözler, Ermeni gazeteci Hrant Dink’e ait. Dink’in bir suikast sonucu öldürülmesinin üzerinden 12 yıl geçti. Ancak kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu Agos Gazetesi’nin önünde 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından öldürülen gazeteci Dink’in cinayeti üzerindeki sis perdesi henüz kalkmış değil. Devletin jandarma, emniyet ve istihbarat kurumlarında görev yapan pek çok yetkilinin yargılandığı Dink davası, aradan geçen 12 yılın ardından “adalet” arayışına sahne olmaya devam ediyor.

Dink davasında yargılanan Yasin Hayal cinayeti azmettirmekten, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender ise cinayete yardım etmekten hüküm giydiler. Ogün Samast yaş küçüklüğü sebebiyle Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve hüküm giydi. Davada dört kişi hakkında onanmış ve kesinleşmiş hükümler bulunuyor. Ancak Türkiye’de son dönemde yaşanan hak ihlalleri tartışmaları ve yargının siyasallaştığına yönelik eleştiriler, Dink davasından vicdanları tatmin edecek bir sonuç çıkması konusunda, soru işaretlerine neden oluyor.

"Toplumsal tepkinin varlığı"

Dink’in avukatı Hakan Bakırcıoğlu’na göre, adalet mekanizması istediği takdirde, cinayetin ardındaki sis bulutunu dağıtmak mümkün. Dink cinayetinin ciddi bir toplumsal tepki yarattığına dikkat çeken avukat Bakırcıoğlu DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Hrant Dink davasında geç de olsa devlet görevlileri hakkında iddianameler düzenlenebilmesi toplumsal tepkinin varlığı sebebiyle mümkün oldu” dedi.

Dink’in kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu Agos Gazetesi, Dink’siz geçen yıllara inat 12 yıldır her hafta okuyucu ile buluşmaya devam ediyor. Haftalık olarak 16 sayfa Türkçe ve 4 sayfa Ermenice yayın yapan gazete, kısıtlı imkanlara rağmen Dink’in “barış ve kardeşlik” ideallerinin sözcüsü olmayı sürdürüyor. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, Agos’un yayın hayatını sürdürmesindeki temel motivasyonlardan birinin de Dink’in öldürülmesi üzerindeki sis perdesinin kaldırılması ve devlet görevlilerinin cinayetteki sorumluluğunun açığa çıkarılması olduğunu söylüyor.

Hrant Dink’in adını yaşatmak ve Dink’in ideallerini gelecek nesillere taşımak amacıyla 2007 yılında kurulan Hrant Dink Vakfı da, tıpkı Agos Gazetesi gibi Dink’in mirasını sürdürmeye devam ediyor. Vakfın başkanlığını Hrant Dink’in eşi Rakel Dink yürütüyor.

Hrant Dink Vakfı, Türkiye ve Ermenistan halkları arasındaki diyaloğun geliştirilmesi ve tarihsel olayların milliyetçi perspektiften arındırılmasından, çocuklar için fırsat eşitliği ve kültürel zenginliğin korunmasına kadar pek çok alanda faaliyet gösteriyor. Vakıf son dönemde, Dink’in Osmanbey’deki bürosunu bir "hafıza mekanı" haline getirmek için çalışmalar yürütüyor. Dink Vakfı’nın kapısı her kesimden, her görüşten insana açık. Vakıf yetkilileri, tıpkı Hrant Dink gibi, tüm topluma el uzattıklarını söylüyor.

Agos Gazetesi ve Hrant Dink Vakfı tüm zorlulara rağmen, Dink’in ideallerini yaşatmak için çalışmaya devam ediyor. Hrant Dink’in Ermeni ve Türk toplumu arasında kurmaya çalıştığı kardeşlik köprüsü ise ne yazık ki henüz kurulabilmiş değil.