‘Tamam mı, devam mı?’ mesajı, RTE’nin yol haritasını gösteriyor! Eğer aşağıdaki sorulara doğru cevaplar bulabilirsek sanırım RTE’nin A, B, C Planlarına karşı muhalefetin planları da ortaya çıkacaktır!

Soru 1-) RTE diktatörse eğer, neden parlamentoyu fesh edemiyor? Neden milletvekillerini ve bir parti başkanını hapsediyor da partileri kapatamıyor ve seçime gitme zorunluğu duyuyor?

Cevap: NATO konseptine göre: göstermelikte olsa kurumlar kapatılamaz ve seçimler yapılmak zorundadır.

Soru 2-) RTE, ‘terör’ bahanesiyle ahlaksızlık ve şiddet dâhil her eylemini meşrulaştırıyor! Pekâlâ, neden kendine ‘SOL’ diyen CHP ve diğer muhalifler bir şey yapamıyor?

Cevap: CHP Yönetimdekiler, Ilımlı İslamiyet’i veya Yeşil Kuşak projesini kabul etmiş kişilerdir(Baykal’ın gönüllü, Kılıçdaroğlu’nun zorla verdiği destekleri hatırlayın). İşte bu nedenle CHP Yönetiminin yapacağı bir şey yok!

Diğer sağ muhaliflerden ise sanırım radikal bir tavır bekleyemeyiz.

HDP ise; devrimci potansiyelini iyi kullanacak öznel ve nesnel şartlardan hem yoksun hem de ülke geneli için yasal bir güç oluşturma imkânı yok! Sadece Demirtaş’la yasal kulvarda sınırları zorlayabilir!

Geriye 100 parçalı sosyalistler kalıyor ki onlar; hem sayısal olarak etkisiz hem de bir araya gelip bir güç oluşturma konusunda ideolojik takıntıları var. Yani henüz çocukluk çağındalar!

Soru 3-) Anti cumhuriyetçi değerler hukuki koruma altına alınıyor. Fakat cumhuriyetçi ve insan haklarına ilişkin değerler ceza kapsamına giriyor. Pekâlâ, cumhuriyeti can siparane savunup bizi asan, öldüren ve mapuslara gönderenler nerede?

Cevap: Bunlar iki güç: Birinciler Türk-İslamcı Ergenekoncular. RTE ile stratejik ortaklık içindeler. İkinciler Atatürkçüler! Sadece AKP’ye karşılar! Asker ve sivil bürokrat ve aydınlardan oluşuyor. Bunlar sonuçta Türk-İslam Sentezini kabul eden güçler. ABD’den işaret almadan bir şey yapamazlar!

Soru 4) Bu hukuksuzluklara karşı Avrupa, ABD, Rusya, vb. ülkelerin neden sesi duyulmuyor?

Cevap: Rusya’nın pratik siyaset alanında Türkiye’ye ihtiyacı var. ABD ve Avrupa ise; sistemden rahatsız değiller, fakat RTE’nin dengesizliğinden dolayı çıkarları zarar görüyor. Dolayısıyla bir şekilde RTE’den kurtulmak istiyorlar. Dışta İran ve Kudüs gibi siyasi bir tsunami, içte de Erdoğan’ın tavrına göre gelebilir!

Soru 5-) Kendimizi kandırmayalım! RTE tilmizleri ne diyor: İktidar için avcunuzu yalarsınız! Evet! Seçimi kaybettiğinizde yargılanacak ve her haltı karıştıran birisi olarak siz ne yapardınız?

Cevap: Sanırım iktidarı bırakmazdınız! Fakat RTE sıkışmış durumda! Bir yanda ABD’nin presi, diğer yanda seçmenin muhalefetten yana tavır almış olması. RTE, 16 yıl iktidarda olduğunu unutup yalvarıyor: vallaha da billahada seçileyim dengesiz hareket etmeyeceğim, insan hakları vs. getirip halkı komünistlerin kucağına itmeyeceğim. Dikkat edin bu vaatleri kendi seçmenine söylemiyor! Onların zaten böyle bir talebi olmaz! Muhaliflerine de söylemiyor. Onlar, RTE’ye zaten inanmaz! O zaman bu laflar niye ediliyor? Belli ki Patronlara(ABD ve Müttefiklerine) sesleniyor.

Eğer hile ve zorla seçim alınacaksa bu kadar çaba niye? İşte tüm sorun burada düğümleniyor!

Önce hiçbir diktatörün seçimle iktidarı bırakmadığını bilmemiz gerekiyor. Ya terörünü artırarak ayakta durmaya çalışmış ya da alaşağı edileceğini anladığı anda kaçmıştır. Pekâlâ, RTE bu iki yoldan hangisini seçecek? Yanılmıyorsam ikisini de seçmeyecek! Üçüncü bir yolu deneyecek gibi gözüküyor. Zaten ‘tamam mı devam mı?’ sözü de bu üçüncü yolu işaret ediyor: patronlarının karşısına ‘bakın halk beni destekliyor’ diyerek çıkmak istiyor. Fakat çoğunluğu sandıkta kazanamayacağı ortada! Hile ile sonuç almak istiyor! ‘halk tamam derse bırakırız’ mesajı, sonuçta ‘bakın halk devam dedi’ noktasına gelmenin bir ön girişi olarak okuyabiliriz(Demirtaş’ın bu konudaki yorumu bana göre oldukça iyimser! Tabi özel bir istihbarata dayanmıyorsa!).

RTE’nin bu seçimde geçmişte ki rahatlığı yok! Hatırlayın Kasım seçim öncesi Suruç-Ankara katliamları vb. terör girişimlerini. Şimdi daha dikkatli nedense? Örneğin adayların yüz bin imzasını FETO’cu deyip isterse bozabilir ama yapamıyor. Demirtaş’ın adaylığını kabul ediyor vb. Hatta Demirtaş’ı bile içerden çıkartmak zorunda kalabilir! Bu durumu lehine çevirecek toplumsal muhalefet gerekiyor. Eğer Kılıçdaroğlu’nun devlete teslimiyet ruhuyla muhalefet yapılırsa, Erdoğan bu seçimden rahatlıkla sıyrılır. Erdoğanın devrilmesi kitle hareketi olmadan imkansız! Mısır’da ki Mursi İktidarının ABD tarafından nasıl değiştirildiğini hatırlayın! Biz de Mısır’daki gibi dev kitle hareketleri yok! Bizde düşük yoğunluklu fakat yaygın muhalefet hareketi var. Onun için ortada ABD’yi ve RTE’yi endişelendirecek bir durum yok! Fakat ekonomik krizle birlikte kitlesel hareket ihtimali her zaman var.

Sonuçta kavga, sandıkların etrafında dönecek gibi gözüküyor! Dolayısıyla A, B ve C planlarına bakalım.

RTE’nin A planı, seçimde incelikli hile ve Kürtlere baskıdır! Bu plana karşı muhalefetin A planı nedir bilmiyoruz! Önerim öncelikle seçmen listelerinin kitlesel ve merkezi olarak kontrolüydü ama bunun için geç! İkinci olarak diğer partiler, HDP’nin güçlü olduğu illere özel müşahit ve gözlemciler atamalıdır. Diğer yanda Demirtaş’ın ikinci tura kalması korkulacak değil ülkede devrimci gelişim için şartların olgunlaştığını gösterdiği için sevinilecek bir durumdur. Sorun Akşener’in ikinci tura kalmasıdır! RTE, seçim sürecinde buna oynayacaktır. Kürtlerin Asena’ya oy vermeyeceğini biliyor.

RTE’nin B planı, yapılan bir hatayı değerlendirmek ve ya Kandil’e çıkartma vb. bir girişimde bulunup bununla seçmeni etkilemek; eğer bunu başaramayacağını görürse de seçimi ertelemektir! Bu konuda muhalefetin de bir B planı olmalıdır! Önerim, Kandil vb. bir harekatın muhalefeti ve seçmeni etkilemek ve bölmek için bir taktik adım olduğu konusunda şimdiden bir mutabakata varmak ve seçimin ertelenmesine karşı iktidarı meşru saymama yönünde bir kararı oluşturmalarıdır.

RTE’nin C planı, hilenin yapılamadığı ve seçimin ertelenemediği koşullarda sanırım sorunu İskender’in kılıcıyla çözmek olacaktır! Yani, son referandumdaki gibi “atı alan Üsküdar’ı geçti! Yerseniz!” diyerek seçim sonucu açıklanacaktır. Vereceği tavizlerle patronlarını da belki ikna edecektir. Fakat muhalefet bu planı bozabilir! Bana göre muhalefetin (ki bunun içinde sosyalist gruplar baş sırada) zorunlu olan C planı şöyle olmalı: RTE’nin bu hamlesine karşı sadece seçimleri değil iktidarı da meşru saymayıp, kendi seçim sonuçlarını açıklayarak kendi hükümetlerini kurmalarıdır. Askeri ve sivil bürokrasiyi etkileyip yanlarına çekmeli ve saldırılara karşı koymak için milyonları harekete geçirmelidirler. Çünkü çoğunluğu almışlardır ve meşrudurlar.

Bu durumda merak etmeyin RTE, başta şeriat güçlerini cepheye sürse de kısa zamanda ya kaçacak ya da birileri onu devirecektir. Bu da: birinci durumda halkın, ikinci durum ise ABD’nin zaferi olacaktır(ki celladının da Hulisi Akar olacağı söyleniyor)!

Pekâlâ, bu planlara(A planı hariç) muhalefet hazır mıdır? Hiç sanmıyorum! Fakat düşük yoğunluklu da olsa(örneğin son Twitt’in 2 milyon olması gibi) akıntı altta sessiz fakat güçlü akıyor. Ne olacağı belli olmaz!

11.05. 2018.