Türkiye‘nin  yakın geçmişinde yaşanan felaketlerden biri de;  dönemin Kültür Bakanlığı ve Sivas Valiliği’nin katkısıyla Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta düzenlenmiş olan “Pir Sultan Şenlikleri” esnasında, Madımak Oteli’nin, İslam dininin tüm ahlaki değerlerini ayaklar altına alan ve 'Şeriat isteriz‘ diyen yobazlar tarafından yakılmasıdır. Çoğunluğu Alevi inancından olan otuz üç yazar, ozan ve düşünür ile iki otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile tarihe geçen 'Sivas Katliamı‘dır.

'Sivas Katliamı‘ sonucu kalbimize gömdüğümüz şehitlerimizin aileleri ve dostları Madımak Oteli’nin bir “utanç müzesi” veya “insanlık müzesi” şekline getirilmesi taleplerine rağmen, Sivas Valiliği İl Özel İdaresi tarafından Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülmüş, otel içinde bir anı köşesi düzenlenmiş ve buraya şehitlerimizin katilleri oldukları anlaşılan iki caninin de ismi yazılmıştır. Bu iğrenç uygulama, inancımızla, şehitlerimizle, insanlığımızla, insanlık onur ve haysiyetimizle alay etmek demektir.

Bu kabusa son vermek maksadıyla, yani şehitlerimizin isimleri ile katillerden
“Ahmet Alan” ve “Hakan Türkgil” isimlerinini aynı yerde anılmaması, Türkiye Barolar Birliği adına değerli Prof. Dr. Metin Feyzioğlu tarafından talep edilmiştir. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun bu haklı ve yerinde olan talebi, beklendiği üzere Sivas Valiliği’nin 21.07.2014 tarih ve 23461229-899-6131 sayılı idari işlem ile red edilmiştir. Bu red kararına sessiz kalmayan sayın Prof. Dr. Feyzioğlu, Sivas Valiliği’nin 21.07.2014 tarih ve 23461229-899-6131 sayılı idari işleminin iptaline ve yargılama masraflarının davalıya yükletilmesine karar verilmesi maksadıyla, Sivas İdari Mahkemesi nezninde, duruşma istemli talebini Mahkeme iletmiş durumdadır.

Sivas İdari Mahkemesi'nde açılan davada şahıslar ne yazık ki müdahil olamamaktadır. Ancak, özellikle başta Alevi inancına sahip canların kurdukları dernekler, federasyonlar ve konfederasyon gibi yapılar olmak üzere, Anadolu insanının kardeşliğini, birliği, iriliği ve dirliği ile samimi, inançlı yurtseverler ve örgütlenmeleri, mahkemede müdahil olmak için harekete geçmelidir. Bu onurlu kavganın içinde yer almalıdırlar.


Sayın Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, başlattığı bu onurlu hukuk savaşı ile kendi farkını bir kere daha çok net olarak ortaya koymuştur. Bu tarihi hukuk kavgasının başarıya ulaşması için mücadeleyi, Avrupa´da yaşayan örgütlü ya da örgütsüz tüm canların, derneklerin ve federasyonların omuzlaması ve dalga dalga yayması ile çok daha etkin ve erken bir sürede elde edilecek sonuca, gereken her türlü destek verilmelidir.

 13 Kasım 2014