İngiltere Parlamentosu'nda düzenlenen toplantının ev sahipliğini İşçi Partisi Aberavon Milletvekili Stephen Kinnock yaparken moderatörlüğünü analist Gareth Winrow üstlendi.

Akademik çalışmaları ile tanınan Prof. Yılmaz Esmer konuşmasına, merkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu Freedom House’un yaptığı ve Türkiye’nin demokrasi ve özgürlükler açısından Namibya ve Zambiya gibi Afrika ülkelerinin gerisinde kaldığını gösteren araştırmayı hatırlatarak başladı. İnsan hakları, siyasal özgürlükler gibi pek çok alanda yapılan çalışmaların benzer bir tabloya işaret ettiğini kaydeden Esmer, bu durumun nedeni olarak liderler, yasalar ve kurumların gösterilmesinin yeterli olmadığını söyledi.

Vatandaşların düşünce yapılarının en önemli faktör olduğunu vurgulayan Profesör Esmer konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsanların düşünce ve zihin yapıları, toplumun siyasi alışkanlıkları ve demokrasi kültürü iyi işleyen bir devlet modelinin oluşturulması için oldukça önemlidir. Demokratsız demokrasi oldukça kırılgandır ve vatandaşlarının büyük bir bölümü demokratik değerleri benimsememiş ülkelerde demokratik bir sistem kurmak zordur. Türk demokrasisinin işleyişindeki aksaklıklarda yasal düzenlemeler, lider sultası gibi gerekçeler oldukça etkili olsa da, asıl problem demokratik bir kültürün ve düşünce yapısının geliştirilememiş olmasıdır. Son yılların en önemli gündem maddelerinden birisi olan yeni anayasa tartışmalarını da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Geleneklerin, zihniyetin, yasalara saygı ve kurallara uymayı temel alan bir anlayışın oluşturulamaması ile Türkiye’de siyasi kültür ve demokraside kötüye gidiş arasında paralellik vardır.”

Demokrasi insanların öncelikleri arasında yer almıyor

Başta ‘Türkiye Değerler Atlası’ isimli çalışması olmak üzere araştırmaları ile siyaset ve düşünce dünyasının yakından takip ettiği akademisyenlerden birisi olan Prof. Yılmaz Esmer konuşmasına Türkiye insanının demokrasi algısını gösteren çarpıcı veriler sunarak sürdürdü. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada Türklerin yüzde 60’ının parlamenter yapının bulunmadığı bir liderlik modelini olumlu bulduğuna dikkat çeken Esmer, toplumun yine yaklaşık yüzde 60’ının hayatı boyunca herhangi bir imza kampanyasına katılmadığını kaydetti.

Araştırmada, vatandaşların yüzde 87’sinin eşcinsel bir komşusunun bulunmasını istemediğini ifade ettiğini aktaran Yılmaz Esmer, toplumun yüzde 84’ünün içki içen, yüzde 68’inin de ateist birisi ile komşuluk yapmayı tercih etmediğini beyan ettiklerine işaret etti. Profesör Esmer sözlerine şöyle devam etti:
“Vatandaşların sadece yüzde 10’u ifade özgürlüğünün, yüzde 41’i yasalar ve uygulamanın, yüzde 12’si de karşılıklı güvenin, bir ülkenin öncelikleri arasında bulunması gerektiğine inanıyor. Demokrasi insanların öncelikleri arasında yer almıyor. Bu zihinsel yapı, sağlıklı bir demokrasinin ve devlet modelinin işletilebilir hale gelmesinin önündeki en önemli engellerden birisidir.