Herkesin malumu, bugün bir yazı yazdı. “Biz HDP’liler şöyle düşünüyoruz” diyor, “Muharrem İnce’yi desteklemek Türkiye’ye ihanettir” diyor, Kürt hareketine yalakalık yapıyor, aslında onlara siyaset buyuruyor, falan. Bildik Hayko halleri…

HDP’nin önde gelen isimleri, milletvekili adayları ona sosyal medyadan ağzının payını verdi, evet, ama Hayko’yu böylesine şımartan, HDP’nin ta kendisidir.

Daha birkaç gün önce, Hayko’yu “Ermeni Entelektüel” diye cilalayarak 26 Mayıs Köln Mitingi’nin posterine yerleştirip çağrılar yapan HDP’dir. Bu şaibeli unsuru hep el üstünde tuttular, kendisi gibi bir tip olan Roni Margulies’le beraber televizyonlarında programlar yaptırdılar…

Ermeni kimliğini kullanarak solda her türlü suiistimali yaptı bu Hayko. Halbuki konu kimlik değildi. Biz 12 Eylül zindanlarında kahramanca direnen Garbis Altınoğlu’nu, yaşamı pahasına dimdik duran Hrant Dink’i, DEV-GENÇ yıllarından bugüne sosyalizm mücadelesini tavizsiz bir biçimde sürdüren Masis Kürkçügil’i tanıyoruz. Onlar Ermeni kimlikleriyle değil, davalarıyla var oldular.

HDP’nin Hayko Bağdat’lı Köln Mitingi afişi!

Bir de Hayko gibi sefiller var işte… “İçinden Fethullah geçen sol parti” DSİP’in tezgahında şekillenmiş bu kimlik istismarcısı, Fethullah’ın inisiyatifiyle, CIA bağlantısı açık olan Yasemin Çongar’ın yönetiminde yayınlanan Taraf Gazetesi’nin cilalayarak öne çıkardığı isimlerden biriydi. Haziran Ayaklanması’nın ilk gününde, eline polis megafonunu almış, ayaklanan kitleyi yatıştırmaya, geri çekilmeye çağırıyordu.

Yetmez Ama Evet sloganının mucidi olmakla övünen ve akıldaşlarıyla birlikte AKP’nin iktidarını sağlamlaştırmasına hizmet eden, hatta Tayyip Erdoğan’dan teşekkür alan Hayko, iktidarın baskısını artırdığı dönemde gemiyi terk eden ilk farelerden oldu; Türkiye’den hemen tüydü.

Tüymeden evvel, Ermeni tefecilere yancılık yapmışlığı da vardır. Bunu herkes bilmelidir ve hiç unutmamalıdır. Bir dönem RedHack davasından tutuklanan Taylan Kulaçoğlu’nun 2020’ye kadar sözleşmesi olan, bir sürü yatırım yaptığı dükkanın bulunduğu binayı tefeci Dikran Gülmezgil ve ortağı Levon Balcıoğlu satın almıştı. Bina el değiştirince Taylan kapı önüne kondu, polis ve zabıta ordusu eşliğinde… Dikran Gülmezgil, iktidarın “Ermeni Açılımı” müsamerelerinde yer almış arada emlak spekülasyonunun önünü düzleyen 6306 sayılı kanun konusunda ricacı olmuştu.

Taylan, bir sürü para harcadığı dükkanı kaybetmemek için, Levon’un çocuklarıyla içli dışlı olan Hayko Bağdat’la görüşmüştü. Hayko ona, yeni rant yasasını işaret etmişti gülerek, “Bir şey yapamazsın…” demişti sırıtarak.

Hayko, DSİP’li kafadarlarıyla beraber Hrant Dink’i bile istismar etmişti. Türlü dernekler kurarak o derneklere aldıkları emperyalist fonlarla geçinen DSİP’liler, Hrant Dink’in katledilmesinden sonra kurulan Hrant Dink Vakfı’na da musallat olmuş, bu vakfı da emperyalist fonlara bağlamıştı.

Açıkça söylüyoruz. Kürt halkının geniş bir temsiliyetini ifade eden HDP bu tür istismarcılardan, şaibeli unsurlardan kurtulmalıdır. Miting afişlerinde cilalayıp, sonra da “Söyledikleri bizi bağlamaz” diyemezsiniz. Bunlar bu iktidardan kurtulma kavgamıza zarar vermektedir.

Kaynak: http://hayred.net/haykonun-simarikligi-tesaduf-mu/