CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara Kızılay'dan başlattığı, 450 kilometrelik 'adalet' yürüyüşünün 90 kilometrelik bölümü beşinci günde tamamlandı.

Genel Başkan ve ona eşlik eden adalet yürüyüşçüleri iki gündür yoğun sağanak altında altında yürüyorlar.

Dün binlerin eşlik ettiği yürüyüşe, bugün mesai günü olması nedeniyle katılım azaldı. Sabah saatlerinde başlayan yürüyüşün ilk on kilometrelik bölümünde, MHP'nin kalesi olarak bilinen Ankara'nın Kızılcahamam ilçesi geçilirken, balkonlardan insanların bozkurt işareti yaparak destek verdiği görüldü.

Düne göre bugün dikkat çeken bir başka nokta ise yoğun güvenlik önlemleri oldu. Havadan drone'larla takip edilen yürüyüş güzergahında, bugün tepelere yerleştirilen keskin nişancılar da vardı. Şehir merkezleri dışında jandarmanın sağladığı güvenlik önlemleriyle, yürüyüş çift şeritli yolun tek şeridinden, araç trafiğini aksatmadan devam etti.

İlk gün hariç her gün 18-20 kilometre yürüyen kortej, gün içinde iki kısa bir uzun mola veriyor. İki saatlik uzun molada konuşma imkanı bulduğumuz Kılıçdaroğlu, milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının 'bardağı taşıran son damla' olduğunu ve 'yürüyüş' kararını aldığını belirtirken, "Bu fikir daha önce aklınızda var mıydı?" sorumuzu şöyle yanıtladı: 

Kılıçdaroğlu: Karşımızda bir duvar var, adı Erdoğan

"Daha önce aklımda bir eylem vardı ama yönetici arkadaşlarımla, (MYK) üyeleriyle paylaşmamıştım. Tek başıma yapmayı arzu ettiğim bir eylemdi, Kızılay'da, fakat buna bir türlü fırsat olmadı. Enis Bey'in tutuklandığı gün, Muğla'dan gelen belediye başkanı arkadaşlarımızla bir aradaydım. İçeriye haber verildi. O gün MYK toplantısını bitirmiştik, tekrar toplandık. Ben bu fikrimi söyledim. Sadece adalet üzerinde duralım ve bunun üzerinden hareket edelim çünkü adalet toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren, herkesin özlem duyduğu ve yüceltmek zorunda olduğu bir kavramdır. Adalet bütün inançların temelidir, hak, hukuk dediğimiz pek çok kavram adaletle beraber düşünülür. Bu çerçevede ertesi gün elimde 'adalet' yazılı pankartla tek başıma yürüyeceğimi söyledim ve yürüyüşe başladım."

Bu kadar desteği kendisinin de beklemediğini söyleyen CHP lideri, "Doğrusunu isterseniz bir korku iklimi vardı toplumda, ben tek başıma çıkacağımı söyledim, başkalarının riske girmesini istemedim. Ama geçtiğimiz her yerde kadınlardan ve gençlerden çok destek gördük" dedi.

Sivil itaatsizlik eylemleri geliyor

Konuştuğumuz sırada, yürüyüşün 80 kilometresini tamamlayan CHP lideri, "Ne zaman durursunuz?" sorusunu "İstanbul'a kadar yürüyeceğiz. Daha önümüzde 350 kilometre var. Bu yürüyüşün asıl amacı adaleti Türkiye'ye getirmek ve adalete duyulan özlemi sadece Türkiye'ye değil, bütün dünyaya duyurmak. Adalet özlemini bundan sonra sadece yürüyüşle değil, pekçok sivil itaatsizlik eylemiyle dile getirebiliriz, getirmek zorundayız" diye yanıtladı.  

Kılıçdaroğlu: Lütuf olarak görmek diktatörlüktür

Erdoğan'a provokasyon suçlaması

"Beş günün sonunda iyi bir karar verdiğinizi düşünüyor musunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Elbette" diyerek şöyle yanıt verdi: "İktidarın kontrolündeki havuz medyası ve doğrudan doğruya Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı'nın bizi hedef alarak, eleştiri yapması aldığımız kararın doğru olduğunu gösteriyor. Çünkü onlar her doğru harekete orantısız tepki veriyorlar. Erdoğan provokasyonlara çağrı da yaptı ama siz de görüyorsunuz bu beş gün içinde bir şey olmadı. Biz yasaların bize verdiği hakkı kullanıyoruz. İnsanlık tarihi kazanılan haklarla doludur. Bu hakkı bir kişinin 'lütuf' olarak görmesi onun bir diktatör olduğunu gösterir."

CHP bedel ödemeye hazır

Erdoğan hükümetinin demokrasiyi getirmek, geliştirmek gibi bir düşüncesi olduğunu sanmadığını dile getiren CHP lideri, "Yok böyle bir şey, birbirimizi kandırmayalım. Bizim verdiğimiz mücadele bizim açımızdan ileride daha ciddi sorunlar doğurabilir ama bu ülkeye demokrasi gelecekse ve bunun için bir bedel ödenecekse onu ilk önce bizim, siyasilerin ödemesi lazım, sıradan vatandaşın değil" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu salı günleri mecliste düzenlediği grup toplantısını konakladığı Çamlıdere'de yapacağı bilgisini de paylaştı.

Prof. İslam: Adaleti öldürdüler

Prof. Dr. Cihangir İslam

Adalet yürüyüşünün ilk gününden bu yana Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında siyahlar içinde yürüyen HAS partinin kurucularından Prof. Dr. Cihangir İslam, kendi ifadesiyle 'insan hakları ve adaleti hatırlatan bir bildiri imzaladığı için' işine son verilmiş bir akademisyen. Atılan bine yakın akademisyen gibi onun da yargıda hak arama yolu kapalı. O yüzden, "adalet aramak için yollara düştüğünü ve bulana kadar yürüyeceğini" söylüyor.

Neden sürekli siyah giydiğini sorduğumuzda, İslam, "Zulmün anlamı karanlıktır, siyahtır. Türkiye'den zulüm ortamı kalkana kadar, pozisyonum ne olursa olsun karalarla dolaşmaya devam edeceğim" diyor.

Aynı zamanda bir cerrah olan Prof. İslam, Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumunu da sürekli kontrol ediyor. Yürüyüşle ilgili olarak ise şu yorumda bulunuyor:

"Bu, kimlikler üstü bir hak arama yürüyüşü. Nietzsche'nin hatırlarsınız modern kapitalistlere bir sitemi vardı; 'Siz tanrıyı öldürdünüz' derdi. Hatta bir metafor üzerinden elinde fenerle tanrıyı arayan adamı bize aktarırdı. Burada da adaleti öldürdüler, sokak sokak, cadde cadde adaleti arıyoruz. Bulana kadar yürüyeceğiz. Deniyor ki, bu hükümetin lütfudur, toleransıdır. Hayır, yürümek bir haktır. Haklar tartışılmaz. İstisnasız, herkese uygulanması gerekir. Peygamberler insanlara haklarını ve hak aramayı öğretirler. Firavunlar ise insanlara haklarını kendi lütufları olarak gösterirler. Bu ikincisini kabul etmiyoruz."(DW)