Sevgili okuyucular,

Neden olmasın? Komünist veya Sosyalist bir Başbakan, Devlet başkanı ülkemiz Türkiye’nin, yönetiminde, neden yer almasın? Gerçekten, çok mu, zor? Komünist bir devlet başkanı, başbakanın bizleri yönetmeye talip olması ve yönetmesi?

Dersim Ovacık’ta, yerel de olsa, küçük de olsa, bu gerçeklik başarıldı. TKP Türkiye Komünist Partisi ve DHF Demokratik Halklar Federasyonu ittifakı doğrultusun da, oluşturulan birliktelik, böyle bir hayalin gerçekliğe dönüştüğünü kanıtlamıştır.

30 Mart yerel seçimlerini 2 haftaya yakın zaman dilimiyle geride bıraktık. Seçim sonuçlarına sevinenler olduğu kadar, üzülenlerde, oldu.

30 Mart 2014 yerel seçimlerinde birçok ilklerin yaşandığı kamuoyuna yansıyan ve manşetleri bir kadar da, süsleyen haberler oldu.

Seçim sonuçları konusunda toplumda oluşmuş bir realite var. Bu seçimlerde, tarihin, ‘en karanlık’ ilişkilerinin, ‘hırsızlıkların’ var olduğuna inanılır. Bu seçimlerde, ‘hilelerin’ ve ‘şaibelerin’

karıştığı bir seçimler yumağı olduğuna ilişkin konsensüs oluşmuştur.

Bu kadar bir kirli, hile ve şaibelerin, seçim sonuçlarını derinden etkilediği bir dönemde, içinden geçtiğimiz süreçte bir kaçta, güzelliklerin yaşandığını belirtirsek, yanılmış olmayız derim.

Demokrasi güçleri, kendi bileşenleri etrafında deneyimleriyle, küçük de olsa, yerel iktidarları almayı başarabildiler. Nevşehir Avanos da, Dersim Ovacıkta, Mazgirt ve Hatay’da 5 Belediye başkanlıkları ve Meclis üyeliklerindeki çoğunluğu kazanarak, iktidar koltuğuna oturmuşlardır.

BDP Barış ve Demokrasi Partisi’nin kazanımları farklı bir yazının konusu olarak önümüzde durmaktadır. Bir gerçekliğinde altını çizerek, konuyu noktalamak istiyorum.

12 Eylül askeri faşist döneminin hafızalara kazınan bir anekdotu vardır. 12 Eylül sürecinde, 3 K, Komünist, Kürt ve Kızılbaş kimliği ile anılmak, tehlike arz etmekteydi. 3 K kimliği anılanlar, korkunç işkencelere, hakaretlere ve yaptırımlara tabii tutulurdu.

30 Mart yerel seçimleri ile birlikte, hayatımıza bir K ‘daha’ eklendi.

Komünist, Kürt, Kızılbaş ve Kadın. Diyarbakır Büyük Belediye başkanlığına, bu özelliklere sahip olan, Gültan Kışanak rakiplerini ikiye katlayarak, bu koltuğa oturdu. Önemli bir başarıdır. Yürekten kutluyorum!

Konumuza dönersek, Dersim Ovacık’ta, Komünistlerin başarısını kutlamak ve Türkiye toplumuna örnek olmasını dilemek önemsenmelidir.

Dersim Ovacık Belediye Başkanlığı ve Meclis üyelerinin, başarılarının arkasında ki gerçekliği, anlattıklarını dikkate almadan geçemeyiz.

Aynı orantıda geleceğe ilişkin tasarımlarını da, önemsemek durumundayız.

Ovacık’ın, Komünist Partili Başkanı ve Meclis üyeleri, yerelde halkla, toplumla nasıl bütünleştiklerini ve demokratik, halka dayalı bir yerel ve yerinden yönetim anlayışının nasıl olması gerektiğini gururla anlatıyorlar.

Başaralı, ‘olmadıkları’ takdirde, 3 yıl içinde halkın, seçilmişte olsa memnun olmadıkları zaman, Belediye Başkanı dâhil olmak üzere, Meclis üyelerini, ‘geri çağırabileceklerini’ vaat etmektedirler.

Bu anlayış çok önemlidir. Halk, toplumsal güçler, yerel yönetimden, çalışmalarından memnun değillerse, Komünist’e olsalar, ‘yönetimden alaşağı’ edebileceklerdir.

Ovacık ilçe Belediyesini birlikte, halkla, toplumsal güçlerden oluşan bileşenlerle, ortak karar alarak birlikte yöneteceklerini açıklamaktalar.

İşte Komünistleri, mevcut burjuva ve sistem parti, yönetici ve Belediye Başkanlarından ayırt eden özellikleri, bu kadar basittir.

Halka, toplumsal güçlerden oluşan bileşenlere güven veren, iktidarı, yaşamı onlarla paylaşan realist yönetim tarzı, desteklenmeye muktedir’dir.

Öyleyse, olmaz, olamaz demek yerine, bugün hayal olabilir. Düş görebiliriz. Ama asla pes etmeyerek, inatla, tıpkı Ovacık, Avanos, Mazgirt, Hatay’da 5 Belediye ve Terzi Fikrinin Fatsa’sında, olduğu gibi, çaba harcayarak, hayallerimizi, düşlerimizi gerçek kılabiliriz.

Türkiye’de, bir Komünist, Sosyalist Devlet Başkanı ve Başbakan olabilir!

Bir sonraki yazımda buluşmak dileği ile,

12 Nisan 2014

Twitter: AliekberP

Facebook: aliekberpektas