Uzun yıllardan beri Kolombiya’da yaşayan ve Latin Amerika’da yaşananları İsveç kamuoyuna aktaran İsveçli Gazeteci Dick Emanuelsson “Flamman” Gazetesinde yayımlanan makalesinde Globo-TV’de program yapımcısı olarak çalışan muhalif Gazeteci Anibal Barrow’un vahşice katledildiğini açıkladı.


Askeri cuntaya karşı mücadelesiyle de tanınan Barrow, rejimi eleştiren, usulsüzlük ve yolsuzlukları eleştiren programlar yapıyordu. Evine giderken 8 kişi tarafından kaçırılan Barrow’dan bir süredir haber alınamıyordu. Katillerden birinin Barrow’un telefonundaki sim kartı değiştirken telefonun alarm vermesi üzerine harekete geçen polis cinayete karışanlardan beşini yakaladı.


Yakalananlardan birinin itirafları, katillerin Barrow’u işkence yaparak öldürdüklerini, bedenini yakmaya çalıştıklarını, ancak bunu beceremeyince parçalara bölüp yemeleri için bataklığa timsahlara attıklarını açığa çıkardı. Arama çalışmaları sırasında Barrow’un sadece gövdesi bulunabildi. Vücüdunun diğer parçalarına ise rastlanamadı.


İtirafçı, Honduras’da tanınmış bir kişinin Barrow’u öldürmeleri için kendilerine 12 bin Euro tutarında Honduras parası verdiğini söyledi. Savcı ise soruşturmanın gizliliğini gerekçe göstererek cinayeti gerçekleştirme emrini vereni açıklamayacağını ifade etti.


Barrow’un bir cinayete kurban gittiğinin anlaşılmasından 5 gün önce de Globo TV’de yolsuzlukların ele alındığı “Yolsuzluklara karşı kırbaç vuruşu” adlı programının yapımcı Mari Castro ölümle tehdit edildi. Anibal Barrow’un da kaçırılmadan önce aynı telefon numarasından tehdit mesajları aldığı belirlendi. Castro’ya gönderilen SMS’de “Küçük meslekdaşınıza olanlar size de olacak. Siz sahtekar utanmaz bir çetesiniz ve meyve vermeyen ağaç kesilir” ifadeleri yer alıyor.


Tehdit edilen Castro da öldürülen Barrow gibi cuntaya muhalefet eden “Yeniden Kuruluş ve Özgürlük Partisi”nin  (Libre) üyesi. Askeri cuntanın görevinden uzaklaştırdığı eski Devlet Başkanı  Manuel Zelaya liderliğinde kurulan Libre Ekim 2011’de ülke genelinde kuruluşunu gösteren belgeler, tüzük ve program ile 80 bin kişinin imzasını Yüksek Seçim Kuruluna teslim ederek tüzel kişilik kazanmıştı.


Cuntanın yönetime el koymasından bu yana Honduras’ta yolsuzluk ve cinayetlerde belirgin bir artış görülüyor. 9 milyon nüfuslu ülkede her gün ortalama 20 kişi öldürülüyor. Barrow’un canice öldürüldüğünün açığa çıkmasından sonra protesto gösterileri yapıldığı, bir çok kuruluşun yanı sıra Unesco’nun da cinayeti protesto ettiği belirtiliyor.


İsveçli Gazeteci Dick Emanuelsson, Honduras’ta çok sayıda gazetecinin öldürülürken dünya basınının olanlara yer vermemesine tepki gösteriyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Kuba, Venezüella, Ekvador, Bolivya ve Nikaragua’daki “Basın özgürlüğü ihlallerini” gündeme getirken Honduras’ta katledilen gazetecileri gündeme getirmemesini eleşitiriyor.