Frankfurter Allgemeine Zeitung, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları için gittiği Washinghton'daki temaslarını değerlendiriyor.

Gazete "Cazibesi olmayan damat" başlığıyla yayımladığı yorumunda "Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı ABD ziyaretinde yatırımcılarda kafa karışıklığına yol açtı oysa ihtiyaç duyduğu şey acilen iyi haberler" deniyor:

"Erdoğan ve damadı çıkar optimizmini yeğliyor. Uzun süre iktidara yakın Çalık Holding'i yöneten ve sonrasında Enerji Bakanlığı da yapan Albayrak pazartesi günü yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 2018 sonundan beri içinde bulunduğu resesyonun muhtemelen aşılmış olduğunu söyledi. 2019'un ilk çeyreğine dair rakamların toparlanmaya işaret ettiğini belirtti: 'Zor bir dönem minimum hasarla atlatıldı' dedi. Şimdiki hedefin planlanan mali hedeflere ulaşmak olduğunu söyledi. Bu hedeflerden bir tanesi bu yılki yüzde 2,3'lük büyüme hedefine ulaşmak. Önceki yıl bu oran yüzde 2,6 idi. Birçok ekonomist bu hedefi ütopik buluyor. Örneğin IMF'in beklentisi daha ziyade yüzde 2,5'lik bir küçülme yaşanacağı yönünde. İyileşmeye dair işaretler de var. Örneğin şubat ayı sanayi üretimindeki kayıplar korkulan seviyenin altında kaldı. Ayrıca kur nedeniyle sert bir bir biçimde düşen ithalatla cari açık da küçüldü. Ancak diğer göstergeler zayıf. Enflasyon oranı son olarak neredyse yüzde 20'ler düzeyine ulaştı. Toplumda artan işsizlik karşısında da tedirginlik hâkim. Şubat ayında işsizlik oranı son on yılın en yükseği olan yüzde 14,7 düzeyindeydi. Genç işsizlerin oranıysa yüzde 27'yi buluyor. Toplamda 4,7 milyon kişi işsiz."

Almanya'nın prestijli ekonomi gazetelerinden Handelsblatt'ta yayımlanan yorumda da Türkiye'nin reformlardan daha fazlasına ihtiyaç duyduğu belirtilerek, Hazine ve Maliye Bakanı'nın yaptığı konuşmada hukuk güvenliği garantisi vermesi gerektiği belirtiliyor:

"Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yegane şey mali reformlar değil. Güveni de geri kazanmalı. [...] Hazine ve Maliye Bakanı hukuk güvenliği garantisini net bir biçimde vermeliydi. Türkiye'ye yatırım yapanlar siyasi yargıya takılmayacakları konusunda emin olmalılar. Albayrak ülkenin geçen yıllardaki katı tutumunu -burada anahtar kelime terör- açıklamalı ve iyileşme sözü vermeliydi. Aynı oranda önemli olan mali reformlar ancak bu durumda ışıltılı bir görünüm kazanabilirdi." (Kaynak: Deutsche Welle)