Almanya Federal Meclisi 2 Haziran Perşembe günü 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirmeye hazırlanıyor.

Koalisyon ortakları Hıristiyan Birlik (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile muhalefet partisi Yeşiller tarafından hazırlanan “Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara 101 yıl önce uygulanan soykırımı anma ve hatırlama” adıyla sunulan tasarının dört parti tarafından da desteklenmesi nedeniyle kabul edilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Politikacılar arasında konsensüs olsa da, Alman basınında tasarıyı destekeyenler kadar, bunun riskli olacağı yorumları da yapılıyor.


Neue Osnabrücker Zeitung: “Türkiye’ye karşı diplomatik kaygı nihayet sona eriyor”


“Bu karar gecikmiş bir karar: Federal Meclis bu hafta Ermenilere yapılan katliamı yüz yıl sonra soykırım olarak tanımlıyor. Nihayet yaşananların adı konuluyor, 1915-1916’da yaşananları inkar etmeyen ancak “soykırım”dan söz etmek istemeyen Türkiye’ye karşı diplomatik kaygı nihayet sona eriyor. Ankara hükümeti federal parlamentonun kararını hakaret ya da provakasyon olarak görmek yerine, tarihle yüzleşmek için motivasyon olarak değerlendirmeli. Sonuçta Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşananları değerlendirmenin başka yolu yok. Bu ne kadar erken olursa, Türkiye’nin dünyadaki görünümü açısından o denli iyi.”


Der Tagesspiegel: “Alman parlamenterler uzlaşma sürecini riske atıyor”


“Uzlaşma elde etmek için yumuşak sesler ve diplomasi yeteneği yüksek sesli taleplerden daha önemlidir. Boğazın güçlü adamına karşı yapılan oylama, büyük olasılıkla uzlaşmaya yarardan çok zarar verecektir. Erdoğan, Ermeni kurbanlarının torunları ile bir araya geldi ve dolaylı olarak "soykırım"a göz yumuyor.  Daha fazlası istenebilir. Ancak tecrübeler gösteriyor ki, dışarıdan yapılan baskılar Erdoğan’ın kabullenmesine katkı sağlamıyor. Alman parlamenterler haklı olarak ve güç gösterisi sergilemek isteyerek, uzlaşma sürecini rsike atıyor.”


Handelsblatt: “Eleştirmenler haklı olarak, planlanan oylama ile kapıların kapanacağı uyarısında bulunuyor”


“Türkiye’de sivil kamuoyunun Ermeni meselesini tartışmaya başlamış olmasında dışardan yapılan baskılar değil, Ermeni kökenli Hrant Dink’in kaderi etkili oldu. Onun 2007’de milliyetçi biri tarafından öldürülmesi bir uyandırma görevi gördü. Bu tarışmaya Federal Parlamentonun yapacağı oylamanın bir katkısı olmayacaktır. Bu karardan sonra yaşanacak sertleşmeyi en çok Ermeniler hissedecektir. Eleştirmenler planlanan tasarı ile kapıların kapanacağı ve Türkiye’de yaşanan trajedinin yeniden değerlendirilmesini engellemesinden endişe duyuyor. Bu endişe haklı bir endişedir.”