Guardian gazetesinin bugünkü manşeti, "Gizli terör davasına yönelik protestolar".

Gazete ülkede yüzyıllardır ilk kez "bir terör davasının" tamamen kamuoyundan gizli görülebileceğini, "şeffaf adalet" prensibinin tehdit altında olduğunu vurguluyor.

Davada yargılanan iki kişinin adları kamuoyuna açıklanmış değil. Sadece geçen yıl üst düzey bir operasyonda tutuklandıkları biliniyor. Bu kişilerden biri doğrudan, Şubat 2012 ve Ekim 2013 tarihleri arasında "terör eylemlerine" hazırlanmakla suçlanmış.

Tartışmalı dava 16 Haziran'da Londra'da başlayacak. Medya kuruluşlarının dün üst mahkemeye yaptığı başvurular reddedilirse, gazetecilerin mahkeme salonuna girişleri yasaklanacak. Ne duruşmalarda yaşananlar, ne de davanın sonucu kamuoyuna açıklanamayacak.

Guardian'a konuşan Liberty adlı insan hakları örgütünün başkanı Shami Chakrabati, davanın kamuoyundan gizlenmeye çalışılmasını şu sözlerle eleştirmiş:

"Şeffaflık, adalet sisteminde isteğe bağlı olan lüks bir prensip değildir. Adaleti temin etmenin ve hukukun üstünlüğü prensibini korumanın yolu şeffaflıktan geçer."

İngiltere'de 15 bebek zehirlendi

Daily Telegraph gazetesi ise İngiltere'de yeni doğan 15 bebeğin devlet hastanelerinin özel bakım ünitelerinde zehirlenmesini manşetinden duyuruyor.

Çoğu erken doğum sonucu dünyaya gelen bebeklerden bir tanesi hayatını kaybederken, diğer 14'ü de yaşam savaşı veriyor.

Daily Telegraph dün akşam itibarıyla bebeklerin antibiyotik tedavisine olumlu tepki verdiğini belirtiyor.

15 bebek, altı ayrı hastanenin yoğun bakım ünitelerindeydi. Pazar günü öldüğü açıklanan bebek ise Londra'da doğmuştu.

Son gelişmeler sonrası İngiltere'de tüm hastanelerde sağlık alarmı verildi. Zira bebeklere damardan verilen ve kan zehirlenmesine yol açan sıvı gıdanın ülke çapında en az 22 hastanede kullanıldığı sanılıyor.

Kan zehirlenmesinin nedeni etkisini hızla gösteren "Bacillus cereus" adlı bir bakteri. İngiltere'deki hastaneler söz konusu bakteriye karşı uyarıldı, bozuk olduğu tespit edilen sıvı gıdalar da toplatılıyor.

Daily Telegraph ise haberinde İngiltere Toplum Sağlığı Direktörlüğü ile İlaçlar ve Sağlık Bakımı Malzemeleri Düzenleme Kurumu'nun bebeklere bozuk sıvı gıda verilmesi ile ilgili olarak soruşturma başlattığını bildiriyor.

Kabinenin iki ağır topu karşı karşıya

Times gazetesinin bugünkü manşeti "Öfkeli Cameron rakip iki bakanı azarlarken, Muhafazakar Parti'de anlaşmazlık büyüyor".

Gazete, kabinesinin önde gelen iki bakanı arasındaki ağız dalaşının İngiltere Başbakanı David Cameron'ı çok öfkelendirdiğini bildiriyor. Cameron'un tepkisini çeken isimler İçişleri Bakanı Theresa May ile Eğitim Bakanı Michael Gove.

İki bakan, İngiltere'de radikal İslamcıların bazı okullardaki etkisinin azaltılması konusunda birlikte çalıştıklarını iddia ediyor. Ancak hem Theresa May hem de Michael Gove geçmişte birbirlerini sert bir dille eleştirmişler.

İçişleri Bakanı Eğitim Bakanı'na, radikal İslamcıların Birmingham'daki bazı okullarda kontrolü sağlamayı çalıştığına yönelik iddiaların 2010'a uzandığını ve bu iddialardan haberi olup olmadığını sormuş. Eğitim Bakanı da İçişleri Bakanlığının sorunla mücadelede yeterince çaba harcamadığını düşündüğünü söylemiş.

Times, Başbakan Cameron'ın dün sabah Eğitim Bakanı Gove'u telefonla arayarak azarladığını ve iki bakan arasındaki tüm yazışmaların kendisine iletilmesi talimatı verdiğini duyuruyor.

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, Muhafazakar Parti ve Liberal Demokrat Parti'nin 2010'da kurdukları koalisyon hükümetinin son yasama programını dün kamuoyuna açıklamıştı.

Times, İçişleri Bakanı Theresa May ve Eğitim Bakanı Michael Gove arasındaki mücadelenin Kraliçe'nin konuşmasını gölgelediğine dikkat çekmiş.

"Humus'ta hayaller yıkıldı"

Independent'ın tecrübeli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, gazeteye son haberini Suriye'nin Humus kentinden göndermiş.

Robert Fisk, zengin bir tarihi olan kentin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı isyanın merkezi olduğunu hatırlatıyor. Fisk şimdi ise ıssız kentin yıkıntılardan ibaret olduğunu, halkın hayallerinin de yıkıldığını söylüyor.

İsyancılar Suriye rejimi ile varılan anlaşmanın ardından BM denetiminde Humus'tan çekilmişti.

Şehrin sokaklarının, dükkanlarının, tarihi eserlerinin tahrip olduğunu vurgulayan Fisk'in yazısında şu satırlar yer alıyor:

"Suriye'de 2011'deki isyanın ilk aylarında Humus'ta düzenlenen gösterilere on binlerce kişi katılmıştı. Dün yüzde 88,7 oyla yeniden Devlet Başkanı seçildiği açıklanan Esad'ın devrilmesini talep eden Amerikan ve Fransız Büyükelçileri de bir gün göstericilerle birlikteydi. Ve o barışçıl gösterinin ardından Humus'u silahla savunanlar geldi bu kente. Daha sonra da onların yerini cihadcılar, El Kaide mensupları, Nusra Cephesi savaşçıları aldı. Hums için kaçınılmaz sonun başladığı an da buydu."

Premier Ligi kulüplerinden rekor gelir ve maaş

Financial Times gazetesinin "Şirketler ve Piyasalar" ekinde ise futbol kulüplerinin ekonomik yapıları ile ilgili bir haber göze çarpıyor. Haberin başlığı "Premier Lig'de ödenen ücretler rekor düzeye ulaştı".

Gazete, danışmanlık şirketi Deloitte'un her yıl yaptığı futbol finansmanı araştırmasının sonuncusunun sonuçlarını kamuoyuna duyuruyor.

Deloitte'a göre, İngiltere Premier Ligi'nde 2012-2013 sezonunda kulüpler gelirlerinin yüzde 71'ini oyunculara ödedi ve bu bir rekor. Aynı oran İspanya'da ise son 10 yılın en düşük düzeyi olan yüzde 56'ya geriledi. Almanya'da da bu oran yüzde 51.

Deloitte'un araştırmasında dikkat çeken bir nokta da yine 2012-2013 sezonunda Premier Lig kulüplerinin toplam gelirlerinin yüzde 1 oranında artarak 2 buçuk milyar sterline (yaklaşık 3,1 milyar euroya) çıkması. Üstelik bu rakamın 2013-2014 sezonunda yeni naklen anlaşmasının etkisi ile 3 milyar sterlini (yaklaşık 3,7 milyar euroyu) aştığı sanılıyor.

Bu alanda Premier Lig kulüplerini toplam 2 milyar euro gelirle Bundesliga (Almanya) ve 1,9 milyar euro ile La Liga (İspanya) kulüpleri izliyor.

Financial Times ise haberinde İspanyol ve Alman kulüplerinin oyuncularına daha az para ödedikleri bir dönemde Avrupa kupalarında İngiliz takımlarından daha başarılı olduklarını hatırlatıyor.

"Emre Can Liverpool yolunda"

Guardian gazetesinin spor ekindeyse Almanya'nın Bayer Leverkusen takımında forma giyen Türkiye kökenli futbolcu Emre Can ile ilgili bir haber var.

Gazete, Liverpool'un Almanya Ümit Milli Takımı'nda da forma giyen orta saha oyuncusunu transfer etmek üzere olduğunu bildiriyor. Liverpool, 20 yaşındaki Emre Can'ın bonservisi için Bayer Leverkusen'e 12 milyon Euro ödemeyi kabul etti.

Liverpool ayrıca Southampton'ın kaptanı Adam Lallana için 25, Sevilla'nın sol beki Alberto Moreno için de 16 milyon sterlin bonservis bedeli ödemeye hazır.

Guardian'ın haberinde ise Liverpool taraftarlarını endişelendirecek bir detay da var. Zira gazete Real Madrid'in takımın golcüsü Luiz Suarez ile ilgilendiğini bildiriyor.

Suarez'in Liverpool ile imzaladığı son sözleşmenin tüm şartları bilinmiyor.

Guardian'a göre Liverpool, geçen sezon İngiltere Premier Ligi'nde 31 gol atan Luiz Suarez'in fiyatını, Real Madrid'in son yıldız transferi Gareth Bale için ödediği meblağ olan 86 milyon Sterlin (o dönemin kuruyla 100 milyon Euro) olarak belirleyecek.