Çin’de İngiltere heyetindeki bir İngiliz gazetecinin resmi bir etkinliğe katılmasının engellendiği belirtilen haberde bu karara herhangi bir gerekçe de sunulmadığı ifade ediliyor. Cameron’un Bloomberg için çalışan gazeteci Robert Hutton’a uygulanan yasağı, Çin Devlet Başlanı Şi’ye doğrudan ilettiğini yazan gazete yine de basın açıklamalarında insan haklarına değinmekten kaçındığına dikkat çekiyor.

Financial Times gazetesi de başyazında ‘Cameron’un Çin’e yaklaşımında ‘zik zak’lar çizdiğini’, ticaret ve insan hakları konuları arasında sendelediğini yazıyor.

Financial Times, Cameron’un başbakanlığının ilk iki yılında Çin’deki insan hakları ihlallerine sert eleştiriler yöneltmesine rağmen son dönemde ekonomik endişeler nedeniyle bu tutumundan vazgeçmesini eleştirdiği başyazısında, “Cameron, Çin’le ticareti geliştirmeye odaklanmakta haklı. Ülke, İngiltere’nin özellikle nükleer enerji alanında önemli yatırımcılarından biri haline geliyor… Fakat Cameron’a iki eleştiri var…” diyor.

‘Ticari hırsları olan ülkelerin, konu insan haklarına ilişkin endişelere gelince zorlandıklarını’ belirten gazete, birinci eleştiri olarak, Cameron’un Çin’e yönelik tutumunda tutarlı olmamasını gösteriyor ve yaklaşımında daha pragmatik olması gerektiği yorumunu yapıyor.

Financial Times ikinci eleştiri olarak da, İngiltere ve Çin arasındaki ticari anlaşmanın sınırlı olacağını belirtip, ‘AB üyeliğini referanduma götürmek isteyen tek AB üyesi ülke olduğunu’ hatırlattığı İngiltere’nin AB ile ilişkilerinin ‘çelişkili’ olduğunu öne sürüyor.

Putin'in Ukrayna çıkarı

Ukrayna’daki gösterilere ilişkin bir analize de yer veren Financial Timesgazetesinden Gideon Rachman, Putin’in Ukrayna’daki gelişmeleri ‘hesaplayamadığı’ görüşünde.

Rachman, “Ukrayna’daki gösteriler Putin için hem küçük düşürücü hem de kendisine tehdit oluşturuyor” diyor ve ekliyor:

“Rusya devlet başkanı Ukrayna ve Rusya arasındaki derin kültürel ve tarihi bağları yere göğe koyamasa da, on binlerce Ukraynalının dondurucu soğukları ve havada uçuşan copları, Rusya’nın etki alanı içine çekilmeye tercih ettiklerini fark ediyor.”

“Ukrayna’da AB yanlısı bir ayaklanma Devlet Başkanı Putin’in Rusya’nın dünyadaki konumuna ilişkin bakışını da tehdit ediyor. Putin’in dış politikada asıl amacı, eski Sovyetler Birliği’ni de içine alacak şekilde Rusya için bir etki alanı oluşturmak. 45 milyon nüfusu, geniş toprakları ve Rusya ile uzun yıllar süren bağlantıları nedeniyle Ukrayna, bir mücevher değerinde.”

“Rus milliyetçisi olarak Putin, Rusya’nın Avrupa’dan ayrı ‘özgün bir medeniyet’ olduğu argümanını destekliyor. Dolayısıyla, Ukrayna için mücadele, Putin için yalnızca zenginlik ve güç mücadelesi değil, medeniyet mücadelesi.”

“Ukrayna’da yaşananlar Devlet Başkanı Putin ile çevresinin kişisel ve ideolojik çıkarlarını derinden tehdit ediyor.”

Daily Telegraph gazetesi de “Cameron’un insan hakları sessizliği” başlığıyla verdiği haberinde Independent gazetesi gibi, Çin’de İngiliz gazeteciye uygulanan yasağı sayfalarına taşıyor.

Mısır’da Mursi yanlısı kızlara hapis

Mısır’da devrik lider Muhammed Mursi destekçisi kadınların hapis cezasına çarptırılması da Daily Telegraph gazetesinin gündeminde.

Gazetenin İskenderiye’den bildiren deneyimli muhabiri Richard Spencer, aralarında 18 yaşın altında yedi kız öğrencinin de bulunduğu protestocuların hapis cezasına çarptırılması için “ordunun demir yönetimine ilişkin soru işaretleri doğuruyor” yorumunu yapıyor.

“Mısır’ı birleştiren kadın teröristler” başlıklı haberde, Spencer hapis cezası verilen kız öğrencilerden Ravda el Saadani ve Selma Reda Muhammed’in aileleriyle yaptığı görüşmeyi aktarıyor.

Kızlarının ‘yanlış zamanda yanlış yerde’ olduklarını belirten aileler, geçen hafta görülen mahkemedeki ifadelerine hiç kimseden yanıt gelmediğini söylüyor.

Kızı ve eşi cezaevinde olan baba el Saadani, Daily Telegraph’a yaptığı açıklamada kızıyla eşinin protesto gösterilerine bile katılmadığını, eşinin kalp rahatsızlıkları nedeniyle her gün yürümesi gerektiğini ve koşacak bile durumda olmadığını ifade ediyor.

Gazeteye konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Heba Morayef de “Bu dava üzerinde çalışan avukatlar kanıtların tamamen palavra olduğunu söylüyor” diyor.

Daily Telegraph’ın haberinde, cezaevinde bulunan 15 yaşındaki Selma’nın da protestolar sırasında arkadaşlarının ve ablasının yanında durduğunu ve kaçmaya çalıştığı sırada astım rahatsızlığı nedeniyle durmak zorunda kaldığını, o sırada da yardıma gelen arkadaşlarıyla beraber gözaltına alındığını yazıyor.

Gazeteye konuşan ailesi, Selma’nın ablası ve ağabeyinin gösterilerde faal olduğunu fakat Selma’nın bir ilgisinin olmadığını söylüyor.

Davanın temyiz duruşması Cumartesi günü görülecek.

İran’da Aids

Guardian gazetesi, İran Sağlık Bakanı Hasan Haşemi’nin ülkedeki Aids hastalarına ilişkin paylaştığı bazı verileri aktarıyor.

Haşemi, Dünya Aids Günü nedeniyle Pazar günü yaptığı konuşmada, İran’da HIV virüsü taşıyanların sayısında ‘büyük bir artış olduğunu, ülkedeki tabuların hastaların tedavi görmesine engel teşkil ettiğini’ söyledi.

Guardian, Haşemi’nin şu sözlerine yer veriyor:

“Bugün, İran’da insanlar yanlış bilgilendirme ve bilimsel olmayan iddialar nedeniyle Aids’ten çok korkuyor. Bu nedenle hala bir tabu… Son 11 yılda Airs hastalarının sayısı dokuz katına çıktı.”

Haşemi, ‘hastaların çoğunun yakalandıkları enfeksiyonun farkında olmadıklarını ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların, uyuşturucu kullanımına ilişkin sorunlardan daha sık görülmeye başlandığını’ dile getirdi.

Guardian gazetesi, İran’ın eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde Aids tedavisi ve önlenmesi çalışmalarında aksamalar olduğunu, İran’ın o dönemde önde gelen iki Aids doktorunu ABD’de seminerlere katıldıkları gerekçesiyle iki ve üç yıllığına hapse atıp eylemcilerin Aids konusunda farkındalık yaratma amacıyla öğrencilere broşür dağıtmalarına da engel olunduğunu yazıyor.

Guardian’a konuşan Harvard Üniversitesi mezunu Kamiar Alaei, ‘Ahmedinejac döneminde Aids kliniklerine giden ve tedavi için başvuru yapanların sayısında azalma olduğunu’ söylüyor.

Gazete, Alaei’nin şu sözlerini aktarıyor:

“Beni endişelendiren İran’daki tüm Aids hastalarının sayısı değil, ne kadarının enfeksiyon taşıdıklarından haberdar olmadığı… İran’da HIV virüsü taşıdığı tahmin edilenlerin yüzde 70’i hastalıklarının farkında değil.”

İngiltere’de şiddet gören kadınlar

Independent gazetesi, İngiltere’de aile içi şiddet mağduru kadınlara yardımların ekonomik sıkıntılar nedeniyle sekteye uğradığına ilişkin bir araştırmaya yer veriyor.

‘The Women’s Aid’ adlı kuruluşun yaptığı yıllık anket sonuçlarını yayımlayan gazete, “Ardı ardına gelen bütçe kesintilerinin ‘sitemi krize sürüklemesi’ nedeniyle her gün 150’den fazla şiddet mağduru kadının sığınma başvuruları reddediliyor” diyor.

Independent gazetesi, şiddet gördükleri gerekçesiyle evden kaçan kadınların büyük bir bölümünün, kendilerini taciz eden eşlerinin yanına gönderildiklerini veya sığınacak yer bulamadıkları için sokakta yaşadıklarını yazıyor.

İngiltere’de 1.2 milyon kadın ile 800 bin erkeğin aile içi şiddet mağduru olduğu tahmin ediliyor.

Independent gazetesi yerel yönetimlerin sağladığı sığınma evlerinin bütçelerinin kesilmesi nedeniyle bu evlerin neredeyse yarısının yeterli fon sağlanmadan hizmet vermeye çalıştığını aktarıyor.

Kadın ve erkek beyinleri arasındaki farklar

Yeni bir araştırma, kadın ve erkekler arasındaki farkların ilk defa, sahip oldukları ‘değişik beyin yapıları ve beyindeki sinir bağlantılarıyla’ açıklanabileceğini ortaya koydu.

Independent gazetesinin baş sayfasına taşıdığı araştırma, tipik bir erkek beynindeki sinir bağlantılarının, beynin aynı lobundaki ön ve arka tarafları arasında kurulduğunu, tipik bir kadın beyninde ise, sinir bağlantılarının daha ziyade sağ ve sol loblar arasında, bir taraftan diğer tarafa doğru dizildiğini gösteriyor.

Bilim insanları, iki cinsiyetin beyinlerindeki fiziksel farkların, ‘erkeklerin neden, haritada yön bulmak ve kas kontrolü gibi konumsal alanlarda neden kadınlardan daha iyi olduğunun; kadınların ise, hafıza ve önsezi gibi sözel alanlarda neden erkeklerden daha iyi olduğunun’ anlaşılabilmesinde önemli rol oynayacağını söylüyor.