Yavuz Bingöl Gezi Olayları'ndan sonra Erdoğan'ın davetlerine katılması ve verdiği pozlarla hep eleştiri konusu oldu... Ahmet Hakan'a konuşan Yavuz Bingöl, tüm bu tepkiler için "Canları saolsun, vicdanım rahat.." diyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde ve sonrasında Tayyip Erdoğan'ın sık sık yanında görülen Yavuz Bingöl, Hürriyet'ten Ahmet Hakan'a konuştu.

Kendisi ise ilgili birçok eleştiriye cevap veren Bingöl, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili "Berkin Elvan'ın annesinin meydanlarda yuhalatılması... Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna "Burada da Tayyip Bey'in duygusallığı rol oynuyor. Sokaklarda, ölmüş annesine küfredildiği zaman ertesi gün o da Berkin Elvan'ın annesini yuhalattı." diye yanıt verdi.

ANNESİNE SOKAKLARDA KÜFREDİLDİ

Gezi Olaylarının ardından "Berkin Elvan'ın annesini miting meydanlarında neden yuhalattı" sorusuna "Erdoğan'ın da annesine sokaklarda küfredildi" dedi Yavuz Bingöl. Ona göre Erdoğan'ın o zamanki durumu gayet insani bir refleksti, bunu şu sözleriyle anlatıyor:

"İşte duygusunu işine karıştırmak bu... Öte yandan şunu da söyleyeyim: Ölmüş anneye küfür
etmek, sol değerlere inanan insanların yapabileceği bir şey mi? Ne kadar ayıp bir şey! O zaman o da öyle yapıyor."

"TAYYİP BEY BENİM GİBİ DİK DURANLARI SEVİYOR"

Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında durduğu için neredeyse tüm çevresi tarafından tepkiyle karşılanan Yavuz Bingöl'e bir tek kızı, annesi ve kız kardeşi destek olmuş.

Erdoğan'ın kendisini dik durduğu için sevdiğini söyleyen Bingöl, aralarındaki ilişkiyi şöyle tarif ediyor:

-Gezi sürecinde Başbakan'la yapılan son toplantı beş-altı saat sürdü. Ben o toplantıda Tayyip Bey'e "Niçin çapulcu dediniz" diye soran tek kişiydim.

-Aslında Tayyip Bey benim gibi dik duran, herhangi bir menfaat beklentisi olmayan kişileri seviyor. Benimle kurduğu ilişkiyi biraz ona bağlıyorum.

-Bizim ilişkimiz iç içe bir ilişki değil. Benim yaptığım işleri seviyor.

-Âşık Veysel'le ilgili "Ustaya Saygı" gecesi yaptık, çıktı geldi. Âşık Veysel'i de seviyor.

-Nâzım Hikmet'in vatandaşlığını verdiği zaman ben televizyon karşısında gözyaşı döktüm. Bir solcu aydın, bir solcu muhalefet lideri ya da bir sendika lideri bir teşekkürü çok mu görmeliydi? Niçin teşekkür etmediler?

-Neden muhalefet partileri ya da sivil toplum örgütleri ülkenin ciddi sorunlarına ilişkin yapılan çalışmalarda iktidarın yanında olmuyor? Neden iki çift güzel söz söylenmiyor?

CİDDİ İTİBAR KAYBI YAŞIYORUM AMA...

Suya sabuna dokunmayan çok sanatçı var. Ben de onlar gibi suya sabuna hiç dokunmayan adam olabilirdim. Gelmişim 50 küsür yaşına. Vicdanım, kalbim beni nasıl yönlendiriyorsa... Öyle davranıyorum. Kalbim aynı kalp... Beynim aynı beyin... Durduğum yer aynı yer.

Ben toplumumuzun birbirine düşman olmaması için çabalıyorum. Dadaloğlu, Pir Sultan, Hacıbektaş, Âşık Mahsuni Şerif, Âşık Veysel... Bunlar var oldukça aramızdaki duygusal bağ kolay kopmaz. Ben de toplumdaki bu duygusal bağı koparmamaya çalışıyorum.

Bunu bilerek yapıyorum ben. Çok sevilen, kredisi yüksek bir sanatçıyken itibar kaybı yaşayacağımı biliyordum. Bunu göze aldım ben. Yarın Kılıçdaroğlu başbakan olsa, sağcı bir sanatçının elini sıkamaz mı? Bu kadar mı hoşgörüsüz toplum olduk?