İşte Emin Çölaşan’ın köşesindeki yazı:


“(…) Gazeteye birkaç gün önce postayla gelen bir zarfın içinden bir kaset çıktı. Bize her gün bir sürü şey gelir…

Mektuplar, kitaplar ve başka şeyler…

Kasetin üzerinde “Falanca kişiyle ilgilidir, lütfen izleyiniz” diye bir not vardı.

İster istemez izledik.

Gözlerimle görmesem inanmazdım. Çok kısaca anlatıyorum.

* * *

Türkiye’de çok önemli birinin en yakını…

Ve yatak sahneleri.

Kasetin ekinde ayrıca bilgi de veriliyor.

Kadının ve erkeğin isimleri ve telefon numaraları…

Kaseti izledik, yapmamız gerekeni yaptık ve imha ettik.

* * *

Bu kaset sadece bizim gazeteye mi geldi?

Bilmiyorum.

Sanırım başka yerlere de gönderilmiştir.

Acaba bu kaset, dershane kavgası nedeniyle başlaması beklenen bel altı vuruşların ilk aşaması mı? Birileri düğmeye bu yolla mı bastı?

Ya da piyasaya bize ulaşmayan başka kasetler de sürülmüş durumda mı?

Onu da bilmiyorum.

Sevgili okuyucularım, bunların iktidarı döneminde Türkiye işte böyle yönetiliyor.

Bir yanda kız erkek birlikte okursa fuhuş olur, onları ayıralım, okullarda Kur’an öğretelim, herkese din dersi verelim çığlıkları!..

Öbür yanda ise kasetler, yasadışı telefon dinlemeleri, bel altı vuruşlar… Kendilerinden olmayanları bunlarla rezil ettiler, siyasette saf dışı bıraktılar.

Allah’ın büyüklüğüne bakın ki, şimdi piyasada onların kaseti (belki de kasetleri) dolanıyor.

Bu pilav daha çoook su kaldıracak gibi görünüyor.”