Bir deli taş attı kuyuya misali, kaç haftadır Hamburg'da "Taş kuyuya tesadüfen düştü. Yemin ederim ki bilerek atmadım" içerikli bir kör tartışma devam edip gidiyor.

15 Şubat eyalet seçimleri öncesi Yeşillerin tartışmalı adayı Nebahat Güçlü'nün MHP'nin yurtdışı teşkilatı Türk Federasyon'un "Kültür ve Ülkü Şöleni" toplantısında partisinden habersiz konuşma yapması ve " gittiğim yerin ülkücülerin toplantısı olduğunu bilmiyordum" açıklaması paritisince inandırıcı bulunmayarak üyeliği donduruldu. Konuyla ilgili haberi Avrupa Postası gündeme taşıdı. Kamuoyunun yakından bildiği haberin yankısı Alman medyası olmak üzere Türkçe basında da etkisini gösterdi. Alman görsel ve yazılı medyasının günlerce birinci sayfadan haber olarak verdiği konu, Türkçe medyada ilk günlerde fazla yer bulmadı. Hatta gazeteci olmalarına rağmen, "Ülkücülerin toplantısına gitmesi normaldir.", "Ne gereği var ki, konuyu gündeme getirdiniz", "Göçmenlik koşullarında Türk adayları koruyalım" denilerek milliyetçilik damarları kabarıp, ah vah çekenler az olmadı.

Alman kamuoyunun hassasiyeti ve duyarlılığı sonucu ilerleyen günlerde Türkiye kökenli basın, dernek ve bireyler de seslerini yükselttiler. Güçlü'nün başkanlığını yaptığı Hamburg Türk Toplumu (TGH) adlı çatı derneği yönetiminden istifalar oldu. Sorun Hamburg'u da aşarak Amerika'ya kadar gitti. Kamuoyunda oldukça sıkışan Güçlü'ye destek, uzun yıllar Hamburg'da yaşamış Devrimci Yol eski liderlerinden 12 Eylül öncesi cezaevi firarisi, şu an Amerika'da Clark Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi Prof. Taner Akçam'dan geldi. Akçam, Yeşiller partisinin "Milliyetçi ve aşırı sağcı çevrelerden oy isteme tavrımız yoktur" içerikli seçim tüzüğüne ve açıklamalarına rağmen, Yeşillere yönelik üç başlık altında yazdığı bir "Bilirkişi Raporu" ile ( şimdi ise "mektup" diyor) MHP'nin çok değiştiğini, Parlamentoda grubu olan AKP, CHP ve HDP gibi sıradan bir parti olduğunu iddia etti. Akçam, Yeşillere "kararınızdan vazgeçmenizi ümit ediyorum, yaptığınız yoksa 1 Nisan şakası mı?' sorusunu yönelterek, Güçlü'nün Bozkurt'ların gecesinde konuşma yapmasının doğruluğuna dikkat çekti.

AKÇAM'A İLK TEPKİ ESKİ MÜCADELE 
ARKADAŞLARINDAN GELDİ

Taner Akçam ile 1980 yıllarının sonlarına kadar yakın mücadele arkadaşları olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker ile Kuzey Almanya Alevi Toplumu temsilcisi Cengiz Orhan Akçam'ın MHP'yi aklama içerikli raporuna sert tepki gösterdiler. "Tarih esas raporu Akçam için yazacaktır" içerikli bir açıklama ile Akçam'ın Alevileri "darbeci" olarak göstermesi "seviyesizlik" olarak eleştirildi.

Taraf yazarı Prof. Akçam'ın Alevileri ve CHP'yi Ergenekoncular tarafından organize edildiğini iddia ettiği Cumhuriyet Mitingleri'ni desteklemekle suçlamasına, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey de yaptıkları açıklamayla tepki gösterdiler. TBMM'nin gözde kadın vekillerinden Şafak Pavey açıklamasında Akçam'ı şu şekilde eleştirdi: "Yakın tarihimiz darbelerde öldürülen, yakılan, yıllarca cezaevlerinde unutulan onca sosyal demokratın acısıyla yüklüdür. Sn. Akçam kendi doğum gününde öldürülen büyük kuzenim Aydın Erol'dan da yakından bileceği üzere ailemiz üç öldürme, dokuz yıllarca süren tutukluluk ve beş sürgünle kimin darbeci olduğu hakkında alnı dik konuşacak bir aile mirasına sahiptir. Dedim ya kara propaganda ile hayatın gerçeği tamamen farklıdır. Tıpkı Taner Akçam’ın propagandası ile bizlerin yaşadığı gerçek farklı olduğu gibi..’

ALPER AKÇAM'DAN "AKÇAM AİLESİ ADINA ÖZÜR DİLİYORUM" TEPKİSİ

Türkiye'de ve Avrupa'da yoğun tepkiyle karşılanan Nebahat Güçlü bağlantılı MHP'yi aklama girişimine Taner Akçam'ın Ankara'da yaşayan büyük ağbisi Alper Akçam da sessiz kalmadı ve "Alevilerden ve CHP'li dostlardan Akçam ailesi adına özür dilerim" açıklamasını yaptı. Alper Akçam açıklamasında kardeşini şu şekilde eleştirdi. "Herkes artık iyice bilmelidir ki, Taner Akçam, yıllardır Şarkiyatçı Batı politikalarının bakış açısıyla ülkesine ve dünyaya bakıyor… Taner Akçam, yıllardır sap yeyip saman çıkarıyor! Hiç şaşırmamak gerek, hangi ülkenin kimliğini taşıyor olurlarsa olsunlar, Şarkiyatçılara göre hem Doğu’da yaşıyor hem din istismarına karşıysan, günlük yaşamın dinsel inançlar dışında da yaşanabileceğine ilişkin düşünceler taşıyorsan, “darbeci”sindir. Onlara göre, Şark demek İslam demektir! "

TANER AKÇAM SUSKUNLUĞUNU BOZDU

Taraf gazetesindeki " MHP, CHP ve tuhaf işler" başlıklı bugünkü makalesinde suskunluğa son veren Akçam şunları ifade etti, "Belki okumuşsunuz, ya da duymuşsunuzdur. Son günlerde şahsıma yönelik Almanya kaynaklı yakışıksız bir kampanya yürütülüyor; ağır hakaretler yapılıyor! Hakaret, yapanın kişilik ve kültür seviyesi hakkında bilgi verir o kadar… Bunun dışında bir anlamı yok! Bu nedenle saldırılara cevap vermeyi düşünmedim ve tavrım gülümsemek oldu. Hâlâ da gülümsemek gerektiği kanaatindeyim. Fakat Gürsel Tekin ve Şafak Pavey gibi CHP’nin önde gelen isimlerinin de, muhtemel konunun ne olduğunu bilmeden bu kervana katılmaları ve aleyhime açıklama yapmaları konunun rengini biraz değiştirdi. Bu tuhaf, garip ve nedenini anlamakta zorlandığım kampanyaya dur demekte fayda var."

Yoruma gerek dahi olmayan satırlara ne denebilir ki? MHP gibi bir dönem için yüzlerce siyasal cinayetler yapmış, onlarca kitlesel katliamlarda imzası olan kanlı bir örgütü Amerika'dan oturup aklama girişimine sessiz mi kalnacaktı? Bunu eleştirince Taner Akçam aleyhine kampanya mı açılmış olunuyor? Yaşadığımız tarih yoksa Taner Akçam'la mı başladı? Yoksa Prof. olarak yeni tez çalışmalarına mı ihtiyaç duyulmaktadır? Yaşayan tarih tüm bunların da muhasebesini elbett bir gün yapacaktır.

"KÜLTÜR VE ÜLKÜ ŞÖLENİ" AKÇAM'A GÖRE İŞÇİ KURULUŞU TOPLANTISI OLDU 

MHP konusundaki düşüncesinin köklü olarak değişikliğe uğradığı açığa çıkan Akçam, Taraf gazetesinde şu satırlara yer verdi, "Seçim kampanyası sırasında MHP’ye yakın bir işçi kuruluşunun toplantısına gitmiş ve burada Yeşiller Partisi’nin “yabancılar- göçmenler ve ırkçılık” konusundaki görüşlerini anlatarak, kendisine oy istemiş."

Bir satırda bilinçli yapılan iki çarpıtma var. 1) 18 Ocak tarihinde düzenlenen "Kültür ve Ülkü Şöleni" toplantısının isminin "işçi kuruluşu toplantısı" olduğunu Akçam'dan başka iddia eden var mı? 2) Yapılan konuşmanın içeriği, "yabancılar- göçmenler ve ırkçılık" imiş. Olmazsa konu "sivil faşist hareketten barış güvercinine giden yol" olsun. Bu kadarına da pes doğrusu. Bu kadar kafa güncellemesi de çok fazla. Güçlü'nün kendisi bile "Eğitim ve Uyum" konusunda konuşma yaptım derken, sayın Akçam hızını alamayarak nedense MHP'yi allayıp- pullamak istemektedir. Belki de Prof. olarak kendisine yeni bir tez alanı aramaktadır kim bilir.?

Sonuç olarak; Taner Akçam kendi alanında araştırmalarıyla uğraşsın. Kimsenin aleyhine kampanya derdi falan da yoktur. Gölge etmesin başka ihsan istemeyiz. 


 Kanlı ve katliamlarla anılan tarihiyle yüzleşmediği müddetçe MHP'yi aklamaya kimsenin gücü yetmez. 

Kuyuya kimin tarafından taşın atıldığı çok açıktır. Yalana dolana gerek duyanların yol yakınken, kuyudaki taşı çıkarmaları ve demokratik kamuoyuna bir özür borçları vardır. Havanda su dövmeye gerek yok artık.