Dünyaca ünlü piyano sanatçısı ve besteci Fazıl Say sosyal medya hesabından çok çarpıcı bir yazı paylaştı. Fazıl Say’ın 14 Ağustos’ta Harbiye Açıkhava Cemil Topuzlu sahnesindeki konseri iptal edilmişti. Fazıl Say, “Ülkemde yaşamak istiyorum ve ülkemde sanatımı yapmak istiyorum” görseliyle paylaştığı yazısında, “Benimle bir konser için çalışan bir belediye suç mu işlemiş olur, lütfen bu yanlışlardan dönelim. Sonra Üniversitelerde tekrar konserler vereyim istiyorum, yıllardır davet edilmiyorum, gençlerle buluşamıyorum, bu kapıların da ardına kadar açılması için gayret edeceğim. Şansımı tekrar ve tekrar deneyeceğim”ifadelerini kullandı.

“Devletin kurumlarını zaten geçtim, yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım, hem yorumcu hem de besteci olarak... Dünyanın en önde gelen kurumlarıyla yılda 100 kere çalışıyorum, ülkemde bu olamıyor, acı bu...” diye yazan Fazıl Say, “En üstten en alt kademelere yayılmış ‘Fazıl Say defolsun gitsin’ algısına karşı mücadele vereceğim. Çünkü ‘Fazıl Say defolsun’ zihniyetinin kimseye bir faydası yoktur. 81 milyon insanın bir tanesine bile faydası yoktur. Bu sadece utanç yaratır, tüm dünyada tepki görür ve hep de tepki gördü” şeklinde yazdı.

Say yazısının sonunda destek isteyerek, “Memleketimde sanatımı pürüzsüz icra etmek istiyorum. Burada herkesten de destek bekliyorum. Sonuna kadar Atatürkçüyüm gurur duyuyorum bununla... Düşünceler, duruşlar, kültürler farklı olabilir. Ama dost olunmayacak diye bir şey yoktur. Gelin bu hatalardan dönelim.. Yazımı paylaşalım” dedi.

İşte Fazıl Say’ın o yazısı ve sosyal medya hesabındaki paylaşımı:

“Öncelikle, yazacaklarım tamamen şahsi konular değildir. Önümüzdeki aylarda tepeden tırnağa görüşmeler gerçekleştireceğim. Önümdeki engelleri, önyargıları, yanlış algıları yok etmek istiyorum. Memleketimi çok seven bir insanım ve sanatımı tüm dünyada olduğu gibi kendi ülkemde de icra etmek istiyorum. Benim konserlerimin sadece bir kaçı Belediyeler ile önce bu sayının artmasını, bu ilişkinin doğmasını, halkla buluşmalarımızda, Belediyelerin desteğinin artmasına çalışacağım... Bu sayı artmalıdır. Bu önyargı kırılmalıdır. Fazıl Say da bir Türk vatandaşıdır. Benimle bir konser için çalışan bir belediye suç mu işlemiş olur, lütfen bu yanlışlardan dönelim. Sonra Üniversitelerde tekrar konserler vereyim istiyorum, yıllardır davet edilmiyorum, gençlerle buluşamıyorum, bu kapıların da ardına kadar açılması için gayret edeceğim. Şansımı tekrar ve tekrar deneyeceğim.

Önümde zor bir süreç var ve bakın neredeyse tüm kapılar kapalı. Devletin kurumlarını zaten geçtim, yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım, hem yorumcu hem de besteci olarak... Dünyanın en önde gelen kurumlarıyla yılda 100 kere çalışıyorum, ülkemde bu olamıyor, acı bu...

Bu durum kime ne kazandırdı ki?

En üstten en alt kademelere yayılmış ‘Fazıl Say defolsun gitsin’ algısına karşı mücadele vereceğim. Çünkü ‘Fazıl Say defolsun’ zihniyetinin kimseye bir faydası yoktur. 81 milyon insanın bir tanesine bile faydası yoktur. Bu sadece utanç yaratır, tüm dünyada tepki görür ve hep de tepki gördü, her seferinde. Bakın; bir sanatçının hiç bir suçu yokken kovulma aşamasına gelmesi, işlerinin engellenmesi de bu ülkedeki sanat camiasının kötü etkilenmesine sebebiyet verir, diğer tüm sanatsal faaliyetlerin amacını da anlamsızlaştırır. Bu yanlıştır. Bu hatalardan dönelim istiyorum. Tekrar diyalog ve uzlaşı elimi uzatıyorum. Memleketimde sanatımı pürüzsüz icra etmek istiyorum. Burada herkesten de destek bekliyorum. Sonuna kadar Atatürkçüyüm gurur duyuyorum bununla... Düşünceler, duruşlar, kültürler farklı olabilir. Ama dost olunmayacak diye bir şey yoktur. Gelin bu hatalardan dönelim.. Yazımı paylaşalım..

İçtenlikle…”