Türkiye Cumhuriyeti Kosova Büyükelçiliği, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı – TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü tarafından 6 ila 8 Aralık tarihleri arasında düzenlenen seminere Kosova yanı sıra Türkiye, Makedonya, Bosna Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Bulgaristan, Azerbaycan gibi ülkelerden bilim adamları katıldı.

Prizren ev sahipliğinde gerçekleşen ve çok sayıda bilim adamının katıldığı seminerde dünyanın birçok ülkesinden katılan Türkolok, tebliğlerini sundular. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Kosova Büyükelçisi Songül Ozan, Balkan coğrafyasının Türk medeniyeti için çok önemli bir bölge olduğunu söyledi. Kosova ve Balkanlarla Türkiye arasındaki bağın buradaki Türklerin sayesinde var olduğunu vurgulayan Ozan, ortak yazar ve şairler ile ortak kültür bağlarına işaret etti.

Düzenlenen faaliyetin de özel değerlerin yaşatılmasına katkısı olduğunu söyleyen Ozan,  Türkiye kurumların bu yönde şimdiye kadar olduğu gibi ileride de desteklerinin devam edeceğini belirtti. Ozan’ın konuşması ardından sözü alan Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi (BAL – TAM) Temsilcisi Prof. Dr. Nimettullah Hafız, Priştine Üniversitesi filoloji Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün 25. kuruluş yıldönümüne adadığı tebliğini sundu. 

Nedim Gürsel: ‘Nazım Hikmeti ölümünün 50. Yılında anmak çok anlamlı’

Türkiye’den katılan Paris Charbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Nedim Gürsel, “50 yıl sonra Nazım Hikmet” konulu bir tebliğ sundu. Gürsel, Kosova’da bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Gürsel, Balkanlarla ilgili bir kitabı olduğunu ancak ilk kez Kosova’ya geldiğini vurguladı. Gürsel: ‘Ölümünden 50 yıl sonra Nazım Hikmet’e genel bir bakış yöneltmek ve onun siyasi mücadelesini asıl önemlisi şiirini ele almak bence çok önemliydi. BAL-TAM’ın böyle bir girişiminden dolayı büyük mutluluk duydum. Balkanlara Dönüş adlı bir kitap yazmıştım ve Balkanları çok iyi biliyorum. İçinde yaşadığımız dünyanın birçok sorunları var Nazım Hikmet daha çok 20. Yüzyıla ait bir yazar. O yüzyılın ideolojileriyle Komunizimle yoğrulmuş büyük bir şair. Bugün dünyada başka bir konjoktör var. O’nun hayatını adadığı gençliğinden bu yana sadık kaldığı ideoloji çöktü ve yeni bir dünya oluşmakta. Dolayısıyla böyle bir bağlamda Nazım Hikmet’in önemini şair olarak Türkçeye bağlı önemini vurgulamak benim için sevindiriciydi. Çünkü Nazım Hikmet üzerine çok yazdım. Onun hem yaşam öyküsünü hem şiirini ele alan kitapların yazarı olarak Prizren’de onu 50 yıl sonra tekrar anmak gerçekten çok anlamlıydı’ ifadelerini kullandı.    

Priştine Üniversitesi Filoloji Fakükltesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün 25. kuruluş yıldönümü vesilesiyle Türk ve dünya şairi Nazım Hikmet’in 50. ve Prizren’in Neoklasik Türk şairi Ömer Lütfi’nin 85. ölüm yıldönümüne adanmış olan sempozyumda, Nazım Hikmet ve Ömer Lütfi’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verildi. 3 gün süren sempozyumda katılımcıların sunduğu tebliğler davetliler tarafından ilgiyle dinlendi. Sempozyum çerçevesinde dünyanın birçok ülkesinden Kosova’ya gelen bilim adamlarına Kosova’nın tarihi yerleri de gezdirildi.