Schleswig- Holstein Türk Toplumu bu hafta sonu dev gibi bir ustayı ağırladı.

‘Masalını Yitiren Dev’ Adnan Binyazar, “Edebiyat Söyleşileri” etkinliği kapsamında Kiel’de düzenlenen kahvaltılı sohbet programında okuyucularıyla bir araya geldi. Etkinliğe Schleswig-Holstein Türk Toplumu başkanı Dr. Cebel Küçükkaraca, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda edebiyatsever katıldı.

Etkinliğin açış konuşmasını Dr. Cebel Küçükkaraca yaptı. Konuşmasında “Bütün ömrünü eğitime, dile ve edebiyata adamış bir usta ile bu gecikmiş buluşmadan duyduğum memnuniyeti ifade etmekte zorlanıyorum. Umarım en kısa sürede tekrar bir araya gelme fırsatı buluruz.” diyerek düşüncelerini ifade ettikten sonra Andan Binyazar’ın hayatı ile ilgili kısa bilgiler verdi.

Ardından “Edebiyat Söyleşileri” etkinliğini uzun yıllardır özveri ile kesintisiz sürdüren Ahmet Karadeniz, “Edebiyat Söyleşileri” etkinliği, okuma ve paylaşmanın güzellikleri üzerine düşüncelerini anlattı. Konuşmasını “Eserlerinizde çok sayıda yazar ve kitaptan alıntılarda bulunuyorsunuz. Bu kadar kitabı okumaya nasıl zaman buluyorsunuz?" diyerek tamamladı. Ve sözü ünlü yazara bıraktı.

Adnan Binyazar ise kendisini sabırsızlıkla bekleyen ve ilgiyle takip eden okuyucularıyla yaşama, edebiyata, eğitime ve sanata dair düşüncelerini paylaştı.

Konuşmasına her şeyin başının aşk olduğunu “Aşk olmayınca bütün lambaları sönüktür dünyanın.” sözleriyle başlayan ve “Bilgiyle varılandan başka daha gerçek hiçbir şey yoktur.” diyen Adnan Binyazar, okumanın ve öğrenmenin önemini; “Okumak durağanlık değildir. Okudukça başka dünyalarla karşılaşırsınız. Okuyan insan caniye cinayet işletmez.” sözleriyle dile getirdi.

İlginç ve içten söylemleriyle dinleyicilerini kendine hayran bırakan Adnan Binyazar, hayatından anlattığı kesitlerle salonda bulunanları zamanda yolculuğa çıkardı. Kimi zaman yüzlerde tebessümler oluşurken bazen de kederin bulutları dolaştı.

Sanat ve sanatçıya dair görüşlerini ise şöyle ifade etti: “Sanat, alıştığımız nesneleri alışmadığımız şekle dönüştürmektir. Bunu başaranlar sanatçı olarak kabul edilmiş, adlarının üzerlerinden yıllar geçmesine rağmen unutulmamışlardır (...) Şairde kutsal bir söylem vardır. Şiirin en büyük düşmanı, şair olmayanların şiir yazmasıdır (...) Hiçbir yazarı, şairi, ressamı bir başkasıyla kıyaslamayın, çünkü onlar tektir.”

Eğitimin ve kendini geliştirmenin önemini “Hepimiz bir yığın et parçasıyız. Eğer insan kendini yeniden imar etmiyorsa, kendine ihanet ediyordur. Çünkü keçi de her gün bir şeyler yiyor.” sözleriyle vurguladı.

Konuşmasının sonunda ise “başlamak için geç kaldık”, “artık yaşlandık, bizden geçti” şeklinde ifade edilen bahanlere karşı “Yaşlanmak diye birşey yoktur. Yaşlanmışlığı kabullenmek tembelliğe giden yoldur. Ben, ‘Masalını Yitiren Dev’ adlı romanımı 65, ‘Ölümün Gölgesi Yok’ adlı romanımı ise 70 yaşında iken yazdım” diyerek her an yeniden başlamanın mümkün olduğunu, önemli olanın başlanan işte sebat etmek olduğunu belirterek “Emek vermediğiniz hiç bir şey size ait değildir.” dedi.

Yaşamından ve eserlerinden verdiği örneklerle yaşadığı döneme de ışık tutan ünlü yazar, etkinliğin ikinci bölümünde ise izleyenlerin sorularını cevaplandırdı. İlgiyle takip edilen etkinlik, Adnan Binyazar’ın kitaplarını imzalamasıyla son buldu.