Mustafa Akpolat


Fasıllı Edebiyat, Muhabbetle Elbe kıyısına vurdu

 
KulturForum Altona ve MUT Tiyatrosu tarafından Amandastraße 58 adresinde bulunan MUT! Theater'' salonunda gerçekleştirilen etkinlikte Edebiyat ve Fasıl, keyifli sıcak bir ortamda buluştu.


28 Ocak'ta Hamburg'da eksi 10 dereceyi gösterirken, Mut Tiyatro salonunda sıcak bir etkinliğe evsahipliği yaptı. Şair Sezai Sarıoğlu şiir ve anlatımlarıyla, Şenol Morgül ud'u eşliğinde fasıllarla, Ali Temiz'in gitarla eşlik ettiği edebiyat ve fasıl gecesinde Gülay Özpulat ve Hüseyin Ertuğrul'da şiirler okudular.

Yazar Doğan Akhanlı, Fasıl kitabından bölümler okuduğu etkinliğin ikinci bölümünde, evde hazırlanan yemek ve soğuk mezelerden oluşan açık büfeden yemeklerini alan misafirler, şarkıları hep birlikte seslendirerek güzel farklı bir akşam yaşadılar. Bu tür etkinlikleri devam ettirmeyi düşündüklerini ifade eden Hasan Burgucu'da KulturForum Altona adına misafirleri selamladı.


Doğan Akhanlı'nın 'Fasıl'' romanından bölümler okuduğu etkinlikte,


Almanya'da yaşayan Yazar Doğan Akhanlı, 20 yıl sonra Almanya’dan Türkiye’ye dönüşünde  TMY nedeniyle Ağustos 2010'da İstanbul’da havalimanında tutuklandı ve aylarca Metris  cezaevinde yatmıştı.  Doğan Akhanlı, Telos yayınları tarafından yayınlanan son kitabı “Fasıl” adlı romanı ''işkencecisi ile karşılaşan roman kahramanının karşılıklı iç diyalogları üzerine kurulu''.


Fasıl dediğimizde akla ilk gelen elbetteki insani duyguların naif meledilerin sözleriyle buluşarak ruhtaki dinlendirici güzelliğidir. Fasıl'ın, Ud olmazsa olmazı ve kanunsuz eksik kalır gibime geliyor. Fasıl'ı, insan ruhunun dalgalı bir okyanusta, ahenkli yolculuğunu getirir aklıma. Doğan Akhanlı'nın ''Fasıl''ı, Ud ve Kanunun hiç düşünülmeyecek bir işkencede, sorgudaki Ud'un, Kanun'un sorgusunda buluyorsunuz.

 
Yurtdışında yaşamak zorunda kalan devrimci bir baba, orada büyümüş bir oğul ve fasılın fasıl gibi çalındığı bir mekan…Baba, sanat müziğini, hem de bütün makamlarını iyi bilecek kadar çok seviyor. Klasik müzik aletleriyle yakından ilgili.


Artık bir yetişkin olan oğul meraklı. Babasının yüzüne dikkatle bakıyor. Onun yıllar önce yaşadığı ve kendisini de doğrudan etkileyen olayları bizzat ondan dinlemek istiyor. Hiç konuşmuyor, soru sormuyor. Bu arzusunu bakışlarıyla anlatıyor. Baba bunun farkında. Yıllardır sakladığı öyküsünü oğluyla paylaşıyor. Abartısız, sade, sıcacık ve duru bir dille… Babanın anlattıklarını bazen gülerek, bazen hüzünlenerek biz de dinliyoruz…

Ve ömrünü karanlık sorgu odalarında geçirmiş bir polis şefi…. Bunu görevi adediyor, bir eksiklik hissetmiyor insan olarak. O da sanat müziğini çok seviyor, hem de icra ettiği ‘sorgu’ görevinin aşamalarına makam adlarını verecek kadar… Onun hikayesini de kendi ağzından dinliyoruz. Bazen öfkelenerek, bazen de acıyarak…Telos Yayıncılık, Istanbul 2010