Umut içeren bir albüm çıkarmaya özen gösterdiklerini söyleyen Ertuna, “Karamsar şarkılar yerine daha pozitif ve umut içerikli bir repertuar seçtik. Bunca negatif durum ve kaos içinde albümün insanlara nefes aldırmasını umuyorum” dedi.

Her şarkının bir hikayesi var

Her ezginin kendi içinde bir hikaye barındırdığını söyleyen Ertuna, bir parçanın öyküsünü şöyle anlattı: “Albümde yer alan ‘Bikene’ (Gülümse) şarkısı toplumsal ve politik baskı nedeniyle gülümsemenin zafiyet olarak yansıtıldığı coğrafyalarda her olayı trajediyle anlatmayı, arabesk bir tarzı, acıyı, kederi bir yaşam biçimi haline getirmiş bakışa açısına bir başkaldırıdır. Özellikle Kürt halkının yürüttüğü mücadelede sanat eserlerinin, giderek daha çok acıya odaklı, keder, yıkım, kader, ezilmişlik ve mağduriyet üzerine kendilerini var edenleri eleştiriyor. Şarkıda acı dağıtarak değil cesaret, moral ve tebessümle güçlü bir devrim mümkün diyor. ‘Bikene’ bir özeleştiridir aslında.”

Müzik anadiliyle güzeldir

Müziği hayatın kendisi olarak tanımlayan Ertuna, “Eğer ruh diye bir şey varsa, onu besleyen yegane gıdadır müzik. Sanırım müziksiz bir dünya ruhsuz bedenlere benzerdi” ifadelerini kullandı.

Ertuna, şarkılarını Kürtçe seslendirmesinin nedenini ise şöyle anlattı: “Müzik en çok anadiliyle okunduğunda güzeldir. Duygunun en güzel, en doğal halinin anadilde söylenen müzik olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte Kürtçe hala yok sayılan gayri resmi görülen, keyfi ve yasal birçok engelle karşı karşıya kalan, neredeyse tüm sanat platformlarında yok sayılıp engellenen bir dil. Türkiye’de ve dünyadaki sanat platformlarında Kürtçe’nin yer edinmesi gerekiyor. Bu da şarkılarımı Kürtçe seslendirmemde önemli bir etken. Biraz da bunun mücadelesini vermeye çalışıyorum.” (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)