Adil Yiğit- Hamburg



Beş dalda film ödüllerinin verileceği  26 Eylül -05 Ekim arası devam edecek olan Hamburg Film Festivali’nde bugüne kadar Türkiye kökenli iki harika film gösterildi. Birincisi Saroyanland / Saroyan Ülkesi, ikincisi ise, Yozgat Blues’di.


SAROYAN ÜLKESİ  / SAROYAN LAND



Ermeni kökenli dünyaca tanınmış Oscar ve Pulitzer ödüllü Amerikalı yazar Willam Saroyan´ın (1908-1981) 1964’lı yılındaki memleketi  ve Baba ocağı Bitlis´e yolculuğunun anlatıldığı Saroyanland filmi, Hamburg’da gösterildi. Sinema salonunun tamamen dolduğu film sonrasi genç yönetmen Lusin Dink izleyicilerin sorularını cevaplandırdı.


 İstanbul’da 2007 yılında ırkçı bir saldırı sonucu yaşamını kaybeden Hrant Dink’in yeğeni Lusin Dink’in yönetmeni olduğu Saroyan Ülkesi  filmi 72 dakika sürdü.


Trabzon Zigana Geçidi‘nden yağmurlu bir günde yolculuğa çıkıldı. Gümüşhane, Erzurum, Ağrı, Van’dan kesitlerin gösterildiği film esas olarak Bitlis’te başladı. Filmin oyuncuları Ara Mıgırdician, Artur Norikyan, Kevork Malikyan, Yalçin Çilingir, Sevinç Erol’dan oluşuyor.

 Filmdeki anlatımlar İngilizce ve Ermenice dillerinde yapıldı.

Filmde yer yer yaşayan tarih çınarı Fikret Otyam’ın türkçe anlatımları sahneye geldi.  Otyam, Saroyan’ın Türkiye‘ye geldiğinde kendisine eşlik ettiğini özel bir gururla ifade etti. „O’nu mutlu etmek için elimden gelen herşeyi yaptım“ derken gözlerinde hüzün vardı.


Filmi izleyenlerin Saroyan Land sinema filmi mi, yoksa belgesel bir film mi diye sorularıyla karşılaşılsa da, belgesel içerikli sade anlatımların öne çıktığı film esnasında, Bitlis’te Çarşı içindeki bazı binalarda hala taştan kabartma Ermenice yazıların var olması, kolay kolay silinemeyecek bir gerçekliği ifade etmekteydi.


Filmin hiçbir sahnesinde „Ermeni Soykırımı“ sözcük olarak dile getirlmese de, terk edilmek zorunda kalınan eski Ermeni yerleşim alanlarının yıkıma uğramış hali, yer yer ayakta kalan binaların ise, (Ahtamar Adası’ndaki görkemli Kilise gibi) ağlayan yüzünün sanatçı diliyle sahnelenmesi  yürekleri burktu.

 Filmde Osmanlı’nın enkaz döneminde yaşanan Ermeni Trajedisinin aradan 97 yıl sonra dahi olsa, önce İstanbul Film Festivali’nde, daha  sonra Ermenistan‘ da ve Hamburg Film Festivali’nde beyaz sahnede gösterilmesi yeni bir durumdu.


Yakın zaman dilimi içinde Erbil ve Antalya Film festivali’nde gösterilecek olan Saroyan Ülkesi filminin çekimleri esnasında Türkiye’de herhangi bir resmi engelin yaşanmaması fazla birşey ifade eder mi, başka bir soru olarak karşımızda duracaktır elbette ki.


Genç yönemen Lusin Dink’in Saroyan Ülkesi filmi benzeri eserlerin de devamı anlamına gelecek ve inkar edilen tarihi gerçekliklerle köklü yüzleşmede bir köprü rolü oynayabilir.

Film bitimi sonrası genç yönetmen Lusin Dink’le kısa bir görüşme yaptık.  

Neden William Saroyan’ı filminde ana kişilik olarak seçtiğini sorduk. O’nun edebiyat dili beni kendine çekti diye söze başladı. Oscar ve Pulitzer ödüllü bir yazarın yaşanmış acılardan dolayı baba ocağına gelmesi sıradan bir olay değildir. Günümüzde Saroyan’ın barışçı ve uzlaşmaçı edebiyat diline ihtiyacımız vardır“ derken, geleceğe umutla bakan bir yaklaşım sergilemekteydi.


 Lusin Dink
, benzeri acıları yaşamış halkların da bu tür uzun yolculuklar sonrası gerçekliklerle yüzleşebileceği örneğini verdi. Filmde hangi mesajı vermek istediniz içerikli sorumuza yönelikte, mesajdan öte bir gerçekliği yansıtmak istedim. Türkiye’de Saroyan’ın 1964’deki ziyaretinden bugüne ne değişmiştir bunu göstermek istedim, cevabınıı verdi.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ TÜRKİYE TİPİ DEMOKRASİ ANLAYIŞINA ÖRNEKTİR

Başbakan’ın 30 Eylül tarihinde kamuoyuna açıkladığı Demokratikleşme Paketine yönelik  ne düşünüyorsunuz ? sorumuza ise şu cevabı verdi. Günümüzde „Türkiye tipi, Türkiye kriterli bir Demokrasi anlayışı“ hüküm sürmektedir, „Bir ülkede özgürlükler eğer bir kesimi dikkate alıp, diğerlerini görmezden geliyorsa, yani çoğunluğu baz almıyorsa buna Demokrasi denemez.“ değerlendirmesiyle, hükümetin büyük iddialarla kamuoyuna tanıttığı Demokratikleşme Paketini açıktan eleştirdi.

 

 

.