Sevgili okuyucular,

Seçim süreci geri vitese basmış, 7 Haziran 2015 genel parlamento, TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi yenileme hedeflerine yaklaşma aşamasındayız.

25. Dönem, TBMM yenilenen parlamento çok renkli bir parlamento olacağı gerçeği ile karşı-karşıyayız. 25. Dönem TBMM, faklı aidiyetlerden, kimliklerden, inançlardan, cinsiyet eğilim olanlardan renkli simaların meclis çatısı altında yer alacağının, bugünden sinyallerini görmekteyiz.

Halkların Demokratik Partisi, HDP in, % 10 barajını aşarak güçlü bir şekilde TBMM çatısı altında temsiliyet sağlayacağı ve renkli simaları milletvekili olarak parlamentoya taşıyacağı gerçeği ile karşı-karşıyayız. Gelinen aşamada, HDP'nin, barajı aşarak parlamentoda temsiliyet sağlaması gözle görülür bir gerçek olmuştur.

HDP'nin, barajı aşması, AKP devletinin sonunu da hazırlayacaktır. Bir ezber bozulacak, AKP iktidarı son bulacak, tek başına hükümet kurmak için yeterli Milletvekili sayısını dahi kaybederek, iktidardan alaşağı edilecektir.

7 Haziran 2015 seçimi, sonuçları itibarı ile 8 Haziran 2015 sabahı, Türkiye yeni bir güne uyanacaktır. Seçimlerde tek başına yeterli çoğunluğu sağlayamayan ve TBMM’ye girmeye hak kazanan partiler, TBMM de temsil edilen partilerle koalisyon görüşmelerine başlayacakladır.

Türkiye artık koalisyonlara merhaba diyecektir!

Türkiye’de, seçim ve siyasal analistlerin ortak kanaati, koalisyon hükümetlerinin kurulmasını kaçınılmaz olarak görmektedirler. Seçim ve siyasal analistlerin, bu sonuca varmasında, ezberleri bozacak olan, HDP'nin, barajı aşarak, TBMM de, güçlü temsiliyet sağlamanın neden olacağı vurgusu öne çıkmaktadır.

Analistlerin öne çıkardıkları muhtemel koalisyon oluşturarak, hükümet kurup yoluna devam edecek partiler kamuoyunda tartışılmaya başlamıştır. Muhtemel koalisyon ortaklarını sıralamak istersek sonuç ne olabilir.

Tartışmaların odağına konan, AKP, HDP koalisyonu; HDP kurmayları ve eş başkanları, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş her fırsatta konuya açıklık getiren düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmışlardır. Eş başkanların açıklaması, ‘’asla AKP ile koalisyon kurmayacağız, dışarıdan dahi olsa, AKP’nin oluşturacağı azınlık hükümetini desteklemeyeceğiz ve R.T. Erdoğan’ı, başkan yaptırmayacağız’’

S.Demirtaş, Ahmet Hakan’ın CNN Türk’teki katıldığı programda, ‘içerde ve dışarıdan AKP ile ortaklık yapmayacağız’ açıklamasını yapmıştır. AKP, MHP koalisyonu; muhtemelen AKP ile MHP koalisyon ortakları olarak yollarına devam edebilirler. Bu iki partinin ideolojik yakınlıkları ve akrabalıkları bulunmaktadır. Stratejiler ide birbirlerine uygunluk arz etmektedir.

Ama bir konunun net olarak açıklanması gerekmektedir. MHP Kürt sorununda çözüme ilişkin henüz bir proje ve programa sahip değildir. Çünkü MHP Türk İslam sentezi, ittihatçı düşünceye sıkı bir şekilde sarılmaktadır. Kürt sorunun çözümünde, MHP’nin çıkmaz sokakta olduğunun göstergesidir.

CHP-MHP-HDP koalisyonu, ‘seçenekler’ arasında olmasına rağmen, MHP’nin, Kürt politikası göz önüne alındığında olası bir ihtimal olmaktan çıkmaktadır.

AKP-CHP Cumhuriyet Halk Partisi, büyük koalisyonu; AKP-CHP koalisyonu akla gelen ilk ihtimaldir. Peki, neden akla gelen ilk ihtimaldir? Ben dost meclislerinde, muhabbetlerinde sürekli olarak bu ortaklığın muhtemel bir ortaklık olduğunu tezini hep savuna gelmişimdir.

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli kritik dönemlerinden geçmektedir. Çok yönlü bir krizin, girdabında, bermuda üçgeni olarak bilinen şeytan üçgeninde yuvarlanmaktadır. Seçim sonrası, bu krizlerin belirginleşeceği ve faturasının ağır olacağı, ekonomik ve siyasal analistler tarafından sürekli olarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

Türkiye ekonomisi geri dönüşümü zor bir krizin eşiğindedir. Ekonomi, krizin çözümü ve yeni atılım beklemektedir. Kürt sorunu gelinen aşamada yeniden çözümsüzlük sürecine sokulmuş ama son yıllarda Kürtlerin harcadığı çabalar ve gösterdikleri sabır, sorunun kökten çözümünü zorunlu kılmaktadır.

Ortadoğu coğrafyası, komşu ülkelerle olan ilişkiler, batı dünyası, Avrupa Birliği ile olan ilişkiler, yeniden çıkmaz sokağa girmiş ve çözüm beklemektedir. Yine ülkemizde, Alevilerin, farklı inanç grupları ve aidiyet sahibi toplumsal katmanların sorunları, su yüzüne çıkmış ve AKP ayrımcı ve ötekileştirici politikaları nedeniyle kangrene dönüşmüş ve çözüm beklemektedir.

Bu sorunların kördüğüm olmasında, AKP devleti ve R.T. Erdoğan’ın önemli payı ve sorumluluğu vardır. AKP devleti gelinen aşamada ülkeyi yönetemez durumda ve diktatörlüğe doğru, tek adam, ‘türk tipi’ başkanlık rejimini, kendisi için kurtuluş olarak görmektedir.

Kendilerini, Türkiye’nin, ‘sahibi oldukları’ iddiasında bulunan, büyük sermaye sahipleri, TÜSİAD Türkiye Sanayici ve İş Adamalar Derneği, MÜSİAD, Müstakil (müslüman) Sanayici ve İş Adamaları Derneği ve TUSKOM Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu gibi sermaye çevreleri, kendi açılarından sorunların, ‘çözümüne’ yönelik büyük koalisyon, AKP-CHP koalisyonunu öngörmeleri muhtemeldir.

Bu konudaki öngörülerimi güçlendiren açıklamalar, CHP parti meclisi MYK üyesi ve genel başkan yardımcısı, Mehmet Bekaroğlu tarafından, basına verilen mülakatta yer almaktadır. M. Bekaroğlu; "Seçimde AKP ile koalisyon yapma ihtimaliniz var mı?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Türkiye’de koalisyon hükümeti döneminin başladığını görüyorum.

Koalisyonlar istikrarsızlık getirmez, halkın aleyhine değildir. Benim kişisel görüşümü sorarsanız bir şartla olur. Türkiye’yi 100 sene taşıyacak 12 Eylül anayasası yerine gerçekten demokratik, özgürlükçü, çoğulcu bir anayasa yapmak için iki parti bir araya gelebilir ve hükümet kurabilir. Bunun adı büyük koalisyon olur. Bu Almanya’da da Türkiye’de de zamanında olmuştur. Koalisyon Türkiye gibi bir ülkede bir partinin bir insanın, insanlara dayatmasındansa koalisyonlarda müzakere ederek sonuçların bulunması daha hayırlıdır diye düşünüyorum’’

Aksi açıklanmadıkça ve tekzip edilmedikçe, bu açıklama CHP’nin düşünsel yaklaşımı olarak, kamuoyunun gündemini meşgul edecektir. Bu nedenle diyorum ki, 7 Haziran seçimleri sonrası olası muhtemel koalisyon hükümeti, AKP-CHP tarafından oluşturulabilir.

Peki, bu koalisyon sonucu kurulacak, AKP-CHP hükümeti sorunların çözümünü sağlayabilir mi? Bu konuya cevabım hayır olacaktır. Türkiye’nin mevcut sorunları, kapitalist sermaye çevrelerinin yaklaşımlarıyla çözülebilecek bir sorun değildir.

Konuyu neden gündeme getirdiğim sorusuna cevabım ise; önümüzdeki dönemde ülkemizde yaşanılacak siyasal denklemleri analist ederek kamuoyu ile paylaşmak istedim.

Bir sonraki yazımın da, AKP-CHP olası koalisyonunun, nedenlerini sizlerle paylaşacağım.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

28 Mayıs 2015

Face:aliekber.pektas

Twitter: @AliekberP