-Avrupa Postası-

Alman Sendikalar Birliği (DGB) binasıyla içiçe olan Gurlinde kitapevinde daha çok alman şiirseverlerin olduğu farklı bir akşam yaşandı. Hamburg Eyalet parlamentosu milletvekilerinden Filiz Demirel (Yeşiller), Alirıza Şimşek (SPD), belediye meclis üyelerinden Yusuf Uzundağ (Yeşiller) CHP Hamburg Dernek Birliği Başkanı Erkan Erçin, eski TGH Başkanı sendikacı Hüseyin Yılmaz, El Ele Derneği Başkanı Ali Akdemir, çevre bakanlığında görevli Güngör Yılmaz‘ın da aralarında bulunduğu şiir sergisi almanca olarak yapıldı.

„Arbeit und Leben“ proje yöneticisi Canan Yıldırım’ın açılış konuşmasıyla başlayan Nazım Hikmet şiir dinletisinde Hamburg DGB başkanı Uwe Grund’un bir mesaji okundu.


Nazım sergisini ilk kez 2002 yılında dört ayrı yerde açarak Hamburglu şiirseverlerle buluşturan Kemal Adatepe’nin sade ve akıcı bir türkçeyle Nazım’ı anlatması, Sabine Adatepe’nin simültan çevirisi dikkatleri çekti. Nazım’ı ölüm yılında değil, 111.doğum gününde anmak istediklerini vurguladıktan sonra, biyografisi okundu.

15 Ocak 1902 yılında Selanik’te doğup, 3 haziran 1963 yılında Moskova’da vefat ettiği açıklanarak  ‚Komünizm propogandası‘ yapmaktan, 12 yıl İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde kaldığı anlatıldı.

„Eserleri birçok dile çevrilmiş birçok ödül almıştır. Ancak Türkiye'deki yaşamının çoğunu TKP üyesi olarak hapiste geçirmiştir. Bundan ötürü Moskova'ya kaçmış ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. 1963 yılında Moskova'da ölmüştür. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. 1938'de şairin cezaevine girmesiyle yasaklanıp ortadan kaldırılmış olan Nâzım Hikmet şiiri Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te yeniden ortaya çıkabildi“ açıklaması yapıldı.

 Sevgili Mahsuni Şerif’in bir türküsünde dile getirdiği  „parsel parsel eylemişler dünyayı“ dizelerindeki gibi, Hamburg’da hangi etkinliğe kimlerin katılacağı parsel parsel ayrılıklar tahmin edilirken, konu Nazım Hikmet olunca durum değişmektedir. Katılımcıların kimler olacağını önceden kestirmek kolay değil. Nazım sevdası sadece ülke sınırını değil, okyanusu da aşarak kıtalarüstü şiir yankısını her alanda hissestirmektedir. Nazım‘ı sevmeden önce şiirsever olunmalı. Nazım Hikmet şiirlerini de okuduktan sonra yaşama dört elle sarılınarak, Sabahattin Ali’nin „aldırma gönül“ dizeleri gibi, acılara ve katliamlara boyun eğmeden yol alınmaktadır.

ROLF BECKER’DEN NAZIM ŞİİIRLERİ DİNLEMEK BİR BAŞKA ZEVK VERİYOR  

         

Ünlü sinema sanatçısı alman Rolf Becker kendi tarzında „vatan haini“ şiirini okuduğunda sıkılı yumruğunu  havaya kaldırarak şiir diliyle işgalci ve işbirlikçilerine tepkisini haykırması, „insan manzaraları“ şiirinde ise, İstanbul’da bir boğaz gezisi yaparcasına müzikal bir ses tonuyla şiirine devam etmesi dinleyenleri derinden etkiledi. Yoğurt yemenin de bir şekli vardır misali, Nazım şiirlerini Rolf Becker gibi hakkını vererek okumak daha zevkli oluyordu.

Rolf Becker kısaca Nazım’ı anlattı. „O, birçok dünya ülkesini görmediği halde, onlar üzerine şiirler yazmıştır. Ne Küba’ya, ne de Hiroşima’ya gitmiştir ama şiirleriyle o ülkelerin yaşadığı acıları yakından hissederek şiirlerinde gercekleri dile getirmiştir“ dedi.

GRUP CEMRE’DEN NAZIM TÜRKÜLERİ

2004 yılında kurulup bugüne kadar çeşitli etkinliklerde yer almış Grup Cemre üyeleri ise, daha çok Grup Yorum’un Hamburg versiyonu gibi türkülerle dinleyicileri bütünleştirdiler. Hamburg ATİF derneği üyesi Grup Cemre, „Kardeşlerim bakmayın sarı saçlı olduğuma ben Asyalıyım bakmayın mavi gözlü olduğuma ben Afrikalıyım“  şarkısından sonra “Ben bir ceviz ağacıyım“ dizelerini söylediklerinde kitapevi’nin içinde sanki mini konser havası yaşanıyordu.

„Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.“

DGB binasının bir toplantı salonunda devam eden şiir sergisiyle, Nazım Hikmet’in 111.doğum günü unutulmaz bir etkinlikle anımsandı.

NAZIM HİKMET POLİTİK MALZEME YAPILMAMALIDIR

Böylesi etkinliklerde yapılan ikili sohbetler oldukça önemlidir. Birçok detay o esnada dile getirilir. Şiir sergisini hazırlayan Kemal Adatepe, o zamanlar Nazım şiirlerini yasaklayanların günümüzdeki yol arkadaşlarının, Nazım Hikmet şiirleriyle parti kongrelerini açtıklarını vurgulayarak bir örnekle gerçekliğe dikkat çekti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ve geçmişteki Alparslan Türkeş’in bir MHP parti kongresini „ bu memleket bizim“ şiiriyle açmasına yönelik kısa bir değerlendirme yapan Kemal Adatepe, „onların vatan sevgisiyle bizimki çok farklıdır“ diyerek günümüzde Nazım’ı kimseler politik malzeme olarak kullanmamalıdır vurgusunu yaptı. İlk kez Nazım sergisini açtıkları 2002 yılında aramızda Demir Gökgöl’de bulunmaktaydı, bugün o güzel insanın yokluğunu derinden hissetik açıklamasında bulundu.

Küçük bir aparatif büfeyle ve içeceklerle etkinlik sıcak bir atmosferde sona erdi.

Nazım Hikmet resim sergisi 29 Mart tarihine kadar Besenbinderhof 60 adresinde ( DGB Haus ) ziyarete açıktır. İlgi duyanlar almanca ve türkçe şiir sergisini ziyaret edebilirler.