Almanya’nın Hamburg kentinde 1968 yılında ünlü iş adamı Eugen Block tarafından kurulan ve Franchise sistemine göre çalışan ünlü restoranlar zinciri ‚ Block Haus Steak’de Emre Canbaz’ın iş molasında Türkçe konuştuğu için işten atıldığı öne sürüldü. 

Emre Canbaz’ın Block House Restaurantbetriebe AG şirketine açtığı dava pazartesi günü Hamburg İş Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak.

Olay nasıl gelişti? 

1994 Hamburg doğumlu Emre Canbaz 2011 yılından bu yana önce meslek eğitimi olmak üzere bonfileleri ile meşhur Block House Restaurantbetriebe AG şirketinin Fuhlsbütteler Strasse Restaurant'ında kalife eleman olarak 08.05.2017 tarihine kadar çalıştı. Block House'nin iş sahibi bu tarihte Emre'yi süre tanımadan işten attı. Gerekçe olarak da 07. Mayıs Pazar günü saat 20:00'ye kadar çalışması gerekirken, Emre Canbaz’ın saat 17:00'de işten ayrıldığı öne sürüldü. 

Emre Canbaz açtığı davada olayı şöyle anlatıyor:  

‘Pazar günü başka bir Türk iş arkadaşım ile personel mola odası olan odanın balkonunda molada Türkçe sohbet etmeye başladık.  Ansızın işletme yöneticisi K. geldi ve bize agresiv bir ses ve davranışla Türkçe konuşmamızı yasakladı. Kendisine molada olduğumuzu, ikimizden başka kimsenin bulunmadığını, kimseye karşı ayıp da etmediğimizi anlattık. Ancak ısrarla bizim Türkçe konuşmamızı yasakladığını, bizlerin ne konuştuğumuzu anlaması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine kendimi ırkçı bir davranışla aşağılanmış hissettim  ve bozuldum. Molamı yarıda bırakarak çalıştığım bulaşık yerine döndüm. Kendisi peşimden gelerek  'öfkenden şimdi çocuk gibi ağlayacak mısın' dedi ve bu aşağılanmayla kendimi daha da kötü hissetmeye başladım. Daha sonra kendisine kendimi iyi hisetmediğimi, bu durumda işime devam edemeyeceğimi bildirdim, o saatlerde paydos edecek iş arkadaşımı geri kalan dört saatini yerime çalışmasını ayarladım, saat 17:00 sularında  eve gittim. Ertesi gün evime derhal işten atıldığımı içeren yazı gönderildi.’ 

Emre Canbaz'ın avukatı Mülayim Hüseyin konuyla  ilgili açıklamada bulunarak, ‘tenefüste Türkçe konuşmasını yasaklayan yöneticisine bozulup, erken işten ayrılan bir işçiye çıkış verilemeyeceğini’ savundu. 

Avukat Mülayim Hüseyin ‘ Bir işyerinde konuşulacak dil konulu belirlemeler çalışma yükümlülükleri ile alakalı ve işverenin ancak iş ve işçi arasındaki işle bağlantılı talimatlar çerçevesinde olur. İş sözleşmesinde işçinin işgücünü nerede, ne zaman ve hangi işler yapması konusunda ayarlamamışsa, talimatlarla bunlar belirlenir. İşyerinde sadece Almanca konuşa talimatı, sözleşmeden kaynaklanan görevleri yerine getirme bağlantılı olarak sadece hukuken mümkündür. İşçilerin tenefüste ne konuştuklarını takip edebilme arzusu, işçilerin kişilik haklarını zedeler ve insan onuruna aykırıdır. Öyle bir anadilde konuşma yasağı şahsı etnik kökeninden dolayı aşağılayan bir davranış teşkil eder. Sadece Almanca konuşma talimatı, anadili başka olan işçilerin anadillerinde konuşmalarını engelleme içerikli bir ayrımcılık oluşturur. Görevi çerçevesinde bu içerikle talimiatı veren bir yönetici saygısızlık yaparak, sınırlarını aşmış ve insan onurunuda zedelemiş olur. Yönetici K.'nin bu davranışı, Emre Canbaz'ın onurunu zedelenmiş hissetmesine, bozulmasına ve çalışma ehliyetini en azından o gün çalısmasi gereken süre için yittirmesine sebep olmaya uygundu’ dedi. 

Hüseyin Block House’un burada yanlış kişiyi cezalandırdığını belirterek ‚ Block House yöneticisini çalışanlarının onurlarına sahip çıkmasını ikaz etmesi yerine, ırkçı ayrımcılığa uğrayan işçisini işten atmıştır. Bu davranış anlaşılır bir şey değil’ şeklinde açıklamada bulundu. 

Hüseyin açıklamasını şu sekilde sürdürdü: ‚"Yönetici K.'nin davaranışı sadece müvekkilimizi ırkçı bir ayrımcılıkla aşağılamadı, aslında şirketin itibarını kökten sarstı ve şirkete zarar verdi. Çünkü böyle bir olay ve özellikle böyle olaylara gözyuman şirketlere kamuoyunda tahammül bulunmaz. Özellikle restorant işlerinde çok kültürlülüğe, turizm ile başka ülkelerden gelen insanlara hizmet vermek isteyen bir sektörde böyle bir olayın o şirkete daimi zarar verebileceğini ve şirketin buna izin vermemesi gerektiğini düşünüyoruz. Yöneticinin böyle bir davranışı sadece toplumsal olarak kötü bir muamele olarak değerlendirilmez. Aynı zamanda bu tür davranışları Ayrımcılıktan Koruma Yasası ile devletde kınar. Resmi olarak Eşit Muamelede Bulunma Yasası ismini taşıyan bu yasa halkın dilinde ayrımcılığa karşı yasa olarak bilinir. Federal bir yasa olan bu yasa „Irkçı davranışlardan dolayı veya etnik kökenden dolayı ayrımcılıkları' engellemeyi hedefler. Bu yasa Avrupa Birliği'nin 2000 ve 2004 yılları arasında çıkarttığı karanameleri hayat geçiren bir yasadır ve özellikle madde 2 şık 1 sayı 2 ile işyerinde ve işkoşullarındaki ayrımcılıkları yasaklar. Neticede hukuken şirketlerin bu yükümlülükleri iş sözleşmesi içeriğinde de işçiyi koruma yükümlüğü ile mevcuttur.'

Süheyla Kaplan / Almanya