Göç ve Çeşitlilik Komitesi' Başkan Yardımcısı olan Ali Şimşek (SPD), Harburg Alevi Kültür Merkezi'nde yaptığı konuşmasında, Türkiye kökenli seçmenleri dün başlayan anayasa değişikliği referandumunda 'Hayır' oyu vermeye çağırdı

Yurdışında dün başlayan ve 27 Mart-9 Nisan tarihleri arasında hergün saat 9:00-21:00 arası Türk konsolosluklarında, Türkiye'de ise 16 Nisan'da yapılacak olan referandum oylaması için "Değiştirilmek istenilen anayasanın mevcut anayasaya aykırı" olduğuna değinerek konuşmasına başlayan Şimşek'i dinleyenler arasında, Dede Mahsuni ile HAKM Başkanı Medet Doğan ve çok sayıda izleyici dikkat çekti.

İşte Ali Şimşek'in konuşmasından satır başları:

TÜRKİYE KARANLIĞA DOĞRU SÜRÜKLENMEK İSTENİYOR

Anayasa mahkemesinde yargıçlar, hakimler ve savcılar başta olmak üzere, bürokraside kimse AKP hükümetinin antidemokratik uygulamalarına ve ülkenin uçuruma doğru gidişatına itiraz edememektedir. Yaratılan korku ve baskı imparatorluğu ile Türkiye halkı karanlığa doğru sürüklenmek isteniyor.

Hükümetin kontrolünde devam ettirilen ve günden güne toplumun tüm katmanlarında yaşanan siyasi kutuplaşma ve gerginlik inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. En küçük muhalif sesin bile baskı ve gözaltılar ile susturularak cezaevlerine atıldığı, gazetecilerin “terörist“ olarak suçlandığı bir ülkede insanlar birde kendilerine FETÖ damgası vurulacağından adeta korkar oldular. Halbuki Fethullah Gülen ve çevresiyle yıllardır iç içe olanların siyasi kariyerleri ve görevleri halen devam etmektedir. Bürokraside hiç bir Feto'cu devlet adamının savcılar tarafından ifadeye çağırıldığına şahit olduk mu?. Gülen cemati ile ilgili en tepeden ilişkisi olanlara cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, başbakan Binali Yıldırım'ı ve bakan Bekir Bozdağ'ı örnek gösterebiliriz. Sosyal medyada Feto'yu öven yüzlerce suç kanıtı video ve konuşmalar bulunmasına rağmen, hükümet tarafından tayin edilmiş, bağımsız olmayan, taraflı savcı ve hakimler tarafından görmezden gelinmektedir. Bağımsız yargı adeta ya partizanlaştırıldı, yada hükümetin uygulamalarına korkuyla boyun eğer duruma getirildi.

80 MİLYONUN GELECEĞİ İLE OYNANMAKTADIR

Bu anayasa değişikliği ile güçler dengesi ve hukuk tamamen rafa kaldırılarak bir başkanlık sistemi yaratılmak istenmektedir. Tek kelimeyle 80 milyonun geleceği ile oynanmaktadır.

Adalet ve hukuk insan, hak ve özgürlüklerinin, toplumsal yaşamın temelidir. Hukukun olmadığı toplumlarda farklılıklar ve beraber yaşama ilkesi de tahrip edilerek ortadan kaldırılmıştır. Dünya tarihinde onlarca örnek vardır.

Türkiye'nin geleceği için tüm seçmenlerin parti siyaseti gözetmeksizin anayasa değişikliği oylamasında 'Hayır' oyu vermeleri hayati önemdedir. Demokrasinin beşiği olarak tanımlanan yaşadığımız Avrupa ülkelerinde demokrasiyi, özgürlük ve barışı savunan her kişi, Türkiye'de kurulmak istenen „tek adam rejimine” hayır demelidir.

Bu referandum Türkiye için bir dönüm noktasıdır. Dünyayı evet diyenler değil, hayır diyenler ve zalimin zulmüne karşı koyanlar değiştirmiştir. Tarih her dönem baş kaldıranları konuşmuştur.

Bu bağlamda Tükiye'nin geleceği, özgürlük, barış ve demokrasi için, 27 Mart-9 Nisan arası sürecek olan anayasa değişikliği referandumu oylamasında sizleri 'Hayır' demeye davet ediyorum.